25 / 04 / 2024

1/100 binlik İstanbul Çevre Düzeni Planı kime ne getirecek?

1/100 binlik İstanbul Çevre Düzeni Planı kime ne getirecek?

İstanbul Anayasası diye nitelendirilen ve kentin gelecekte nasıl bir görünüm kazanacağını belirleyecek olan 1/100 bin Ölçekli Çevre Düzeni Planı yürürlüğe girdi



Planda Silivri yeni yatırım yeri ve kent merkezi olarak ön plana çıkarken; bölgeye üçüncü havaalanı ve lojistik merkezin yapılması düşünülüyor. Bunun dışında planda, şehir içindeki sanayi tesislerinin yeni adresi olarak ise Hadımköy görülüyor.

İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi'nin 13.02.2009 tarih ve 103 sayılı kararı ile kabul edilen 1/100 bin Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı 15.06.2009 tarihinde Büyükşehir Belediye Başkan Kadir Topbaş tarafından onaylanarak yürürlüğe girdi. Yeni kent merkezlerinin belirlendiği planda Silivri ve bölgesi öne çıkarken, kentteki üçüncü havaalanın buraya yapılması planlanıyor.

Kimilerine göre `İstanbul'un Anayasası' olan planda kentin kuzeye doğru gelişiminin durdurulması, iş alanlarının dengeli dağıtılması, iki yaka arasındaki nüfus yoğunluğu farkının giderilmesi, demiryolu, denizyolu ve havayolunun daha etkin kullanılması ve boğaz trafiğinin azaltılması hedefleniyor.

İstanbul'un kapsamlı bir dönüşüm sürecinden geçmesi ve bunu yaparken çevresel, ekonomik ve toplumsal değerlerin korunması gerektiğinin vurgulandığı planda "İstanbul orman alanları, su havzaları ve tarım alanlarının oluşturduğu kırılgan coğrafyada Marmara sahili boyunca doğrusal bir yerleşme sistemine sahiptir. Bu kırılgan yapının İstanbul'un varlığını sürdürmesi için kesinlikle korunması gerektiğinden çevresel, ekonomik ve toplumsal sürdürülebilirlik kavramları, plan kararlarının temelini oluşturmaktadır" ifadeleri kullanıldı.

Kuzeye doğru gelişim engellenecek

Planda, Marmara bölgesinde İstanbul'un önemli bir yer tuttuğu ifade edilirken, "İstanbul'un çevresel sürdürülebilirlik ilkeleri doğrultusunda Marmara Denizi boyunca doğu-batı aksında çok merkezli ve kademelenmiş merkezlerle geliştirilmesi ve kuzeye doğru gelişimin kontrol altına alınmasıyla ilgili kararlar geliştirilmiştir" denildi.

Çevre düzeni planında kentin kuzeyindeki ormanlar ve su kaynaklarına karşı önemli bir tehdit oluşturan kent gelişiminin engellenmesi, merkezi iş alanı üzerindeki yapılaşma baskısının azaltılması ve boğaz geçişlerinde yaşanan trafiğin hafifletilmesi amaçlanıyor.

Çevresel sürdürülebilirlik ilkesi çerçevesinde İstanbul için belirlenen nüfusun, doğal ve yapay eşikler, meri planlar, mevcut boş alan ve yapı stoğu dikkate alınarak 16 milyon olduğu planda Anadolu yakasında yüzde 35 olan nüfusun yüzde 37'ye çıkarılması planlanıyor.

Harem otogarı  kalkıyor

Planda, ulaşım sisteminin oluşturulmasında raylı sistemlere öncelik veren toplu taşımacılığın yaygınlaştırılması, deniz taşımacılığının etkinleştirilmesi, kent içi yolcu ve yük taşımacılığında karayolu, demiryolu, denizyolu ve havayolunun birbirlerini tamamladığı entegre bir sistemin sağlanması ilkeleri benimsendi. Anadolu'dan gelen trafiğin deniz yoluyla Avrupa yakasına aktarılması nedeniyle Harem Otogarı köprülerinin yapılmasından ve kent içi trafik düzenlemesinin ardından atıl durumu geldiğinden, bulunduğu yerden kaldırılması kararı alındı. Kentteki otogar ihtiyacının karşılanması amacıyla da TEM otoyolu üzerinde Silivri, Selimpaşa, Bahçeşehir, Avcılar, Kavacık, Ataşehir ve Kurtköy'de cep otogarları yapılacak.

Marmaray devreye girdikten sonra günde 15 bin civarında araç geçen Harem'in artık fonksiyonunun azalacağını  kaydeden İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, bundan dolayı Haydarpaşa'daki projenin devamı olarak o bölgede bir kültür merkezi ve opera binası düşündüklerini belirtmişti. Topbaş, "Boğaz girişinde Selimiye'nin önünde ciddi bir yarışmayla, modern bir projeyi hayata geçirirsek sol tarafta tarihi yarımadanın hemen karşısında da modern çağdaş bir kültür merkezi gibi bir projemiz var" diye konuşmuştu.

Haydarpaşa'ya alternatif limanlar

Haydarpaşa Limanı'nın dönüşümünün  öngörüldüğü, Ambarlı ve Pendik limanlarının mevcut haliyle korunacağının belirlendiği plana göre, gelecekteki liman ihtiyacı  göz önünde bulundurularak Gümüşyaka-Çanta sınırında 1/100.000 Ölçekli Trakya Alt Bölgesi Ergene Havzası Çevre Düzeni Plan'ında önerilen Tekirdağ-Marmara Ereğlisi arasındaki limanlarla entegre olacak şekilde ilave bir liman önerildi.

Üçüncü  havaalanı Silivri'ye

Planda, İstanbul ve çevresinin gelecekte oluşacak ulusal ve uluslararası uçuş taleplerini karşılamak üzere Çorlu Havaalanı'nın genişletilmesi ve üçüncü ticari havaalanının kentin batı yakasında Silivri-Gazitepe'de konumlandırılması öngörülüyor.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş da, Silivri'de yapılması planlanan havaalanıyla ilgili olarak "Bu bizim 1/100 bin ölçekli planlarda öngörülen ve İstanbul'un 3'üncü bir havaalanı olarak değerlendirilen bir bölge. Bunun realize edilmesi Ulaştırma Bakanlığı'na ait, onlar ne zaman gerek görürler, onu bilemem ama bizim plan çalışmalarımızda uygun olarak Silivri görülmüş" demişti.

Kentsel ve kırsal yerleşim alanlarının  özelliklerine göre meskun alanlar, gelişme alanları, kırsal yerleşim alanları ve gelişimi denetim altında tutulacak alanlar olmak üzere dörde ayrıldığı planda, "Avrupa yakasında Silivri-Büyükçekmece Gölü aksında D-100 (E5) ve TEM otoyolları arasında kalan bölge, Silivri'nin batısında Değirmenköy, Çanta ve Hadımköy ile Kayabaşı ve Ispartakule; Anadolu yakasında ise Maltepe, Orhanlı, Şile ve Ağva gelişme alanları olarak önerilmiştir" ifadesi kullanıldı. 

Silivri ve Kartal'a yeni kent merkezleri

Planda, İstanbul'da çok merkezli doğrusal bir makroform önerisi doğrultusunda, merkezi iş alanının tarihi merkezden Topkapı, Maltepe ve Bayrampaşa bölgesine yönlendirilmesi, her iki yakada merkezi iş alanlarının yükünü azaltacak yeni çekim merkezleri ile raylı sitemlerle birbirine entegre olmuş alt kademe merkezleri oluşturulması kararları alındı.

Çevre düzeni planında kentin doğrusal ve alt bölgeler halinde oluşacak kentsel değişimini destekleyecek nitelikte Avrupa Yakası'nda Bakırköy, Yenibosna Basın aksı ve Silivri; Anadolu Yakası'nda ise Kartal ve Ataşehir ve Kozyatağı'nın birinci derece merkezler olması önerildi.

İkinci derece merkezler olarak, Avrupa Yakası'nda iki göl arasında Esenyurt-Haramidere çevresi ile sanayiden hizmete dönüşümü öngörülen Gaziosmanpaşa; Anadolu Yakası'nda ise dönüşme eğilimi olan Pendik-Şeyhli sanayi alanının güney bölümü önerildi.

Avrupa Yakası'nda Avcılar, Selimpaşa, Çanta; Anadolu Yakası'nda ise Ümraniye, Maltepe ve Tuzla-Orhanlı'nın alt merkezler olarak gelişmesi öngörüldü.

Yeni lojistik merkezler

Planda İstanbul'un ekonomik gelişimi açısından kentin yük ve mal akışının belirli merkezlerden gerçekleştirerek kent içi trafiği, ağır tonajlı taşıtlardan arındırmak amacıyla lojistik merkezler belirlendi. Bu doğrultuda Kentin batıdaki giriş-çıkış kapısı olan Silivri-Gümüşyaka'da, Silivri-Kavaklı'daki sanayiye hizmet etmek üzere Kavaklı'da sanayi alanlarının yoğunlaştığı iki göl arasında Hadımköy ile Ambarlı Liman Bölgesi'nde; Anadolu Yakası'nda ise Pendik-Güzelyalı'da, kentin doğudaki giriş-çıkış kapısı olan Tuzla-Orhanlı'da lojistik bölgeler önerildi.

Planda kentin sektörel yapısının bilgi ve teknolojiye dayalı iş kollarına dönüştürülmesi gerektiği vurgulanırken, bu doğrultuda 2000 yılı itibariyle yüzde 32'si sanayi, yüzde 60 hizmet ve yüzde 8'i tarım olan istihdam yapısının 2023'e kadar yüzde 70 hizmet, yüzde 25 sanayi ve yüzde 5 tarım olması; uzun vadede ise bu değerlerin sırasıyla yüzde 75, 20 ve 5 olması öngörülüyor.

2B planda da yer aldı

Planda tüm kadastrol çalışmalarının tamamlanması ve orman varlığını korumada daha etkili olan `muhafaza orman statüsü'nün tüm orman alanlarında geçerli olması öneriliyor. Planda ayrıca, 2B kapsamında orman alanı dışında değerlendirilen fakat kentin gelişimi içinde kalan bölgeler yerleşimin bir parçası olarak görülürken, bunun dışında kalan alanlarınsa ağaçlandırılması karalaştırıldı.

Tarım alanlarının korunmasının vurgulandığı planda, ekolojik tarım özellikle de içme suyu havzaları için birincil kırsal planlama modeli olarak belirlenirken, Silivri'de tarımsal üretim teknolojilerini geliştirme parkının kurulması önerildi.

Planda yoğun konut ve sanayi yapılaşmasına maruz kalan su havzalarının rehabilite edilmesi gerektiğinin öncelikli konular arasında bulunduğunun altı çizilirken, bu kapsamda Küçükçekmece Gölü'nün temizlenerek rehabilite edilmesi kararı  alındı.

Jeolojik açıdan yerleşime sakıncalı alanların yanı sıra, yer altı suyu havzası ve yer altı suyu depolama ile jeolojik açıdan sakıncalı alanların kesiştiği yerler planda doğal afetler açısından tehlikeli bölgeler olarak gösterildi. Afetlere hasat olan bu yerlerde jeolojik, hidrolojik, hidrojeolojik ve sismik açıdan detaylı araştırmaların yapılması zorunlu tutuldu.

Kömür ocakları  rehabilite edilecek

Kıyılarda ağırlıklı olarak parklar, spor alanları, günübirlik rekreasyon alanları gibi kamuya açık mekanların yaratılması gerektiğinin vurgulandığı planda, bu çerçevede kıyılarda yapılacak kentsel ve bölgesel yeşil ve spor alanları belirlendi. Kilyos-Karadeniz sahili gerisinde yer alan ve kullanım ömrünü tamamlamış Karadeniz kömür ocakları kıyı rehabilite alanı ilan edildi.

Planda sanayi alanlarına ilişkin kararlar, organize sanayi bölgeleri, sanayi alanları, küçük sanayi siteleri ve tersane alanları başlıkları altında toplanırken, şu ifadeler kullanıldı:

"Elmalı Su Toplama Havzası'nda kalan Dudulu OSB hariç Anadolu ve Avrupa Yakası'nda yer alan organize sanayi bölgelerindeki atıl kapasitelerin optimum düzeyde kullanılması ve bu bölgelerin yakın çevrelerinde dağınık durumda bulunan sanayilerin bu alanlara yönlendirilmesi öngörülmektedir. Avrupa Yakası'nda Silivri- Değirmenköy, Silivri-Kavaklı, Kıraç-Hoşdere ve Hadımköy; Anadolu Yakası'nda ise Pendik-Şeyhli ve Tuzla OSB kuzeyinde yer alan sanayilerin mevcut sınırları içerisinde sağlıklaştırılması kararı alınmıştır."

Pendik-Güzelyalı'ya tersane gelişim bölgesi

Silivri, Kıraç, Yakuplu, Gaziosmanpaşa, Maslak, Bostancı ve Maltepe'deki mevcut küçük sanayi siteleri ile Hadımköy'de yapımına başlanacak olan Akpınar Sanayi Sitesi'nin küçük sanayi sitesi olarak gösterildiği planda, "Tuzla'daki tersanenin sıhhileştirilmesi ve yoğunluğu azaltılarak işlevini sürdürmesi, alanın batısında Pendik-Güzelyalı Bölgesi'nde önerilen tersane gelişim bölgesinde ise sadece yat ve gezinti teknelerinin üretimin ve satışa yönelik faaliyetler ile sosyal ve kültürel tesislerin yer alması kararı alınmıştır" denildi.

Planda, kentte üniversite-özel sektör işbirliğinin artırılarak bilginin uygulamaya dönüşmesi süreci için içerisinde küvezler, laboratuarlar, teknoparklar, bilim parkları gibi ortamların yer alacağı teknoloji geliştirme bölgeleri de önerildi. Bu kapsamda, Silivri, Küçükçekmece, Şişli ve Pendik'te eğitim bilişim ve teknoloji geliştirme alanları, Silivri ve Tuzla'da ileri teknoloji alanları ve Silivri'de tarımsal üretim teknolojilerini geliştirme parkı kurulması planlandı.

Turizm İstanbul'un geneline yayılacak

1/100 bin Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı'nda İstanbul'a sahip olduğu kimliği ile özdeşleşen dünya ölçeğinde kültür odaklı turizm kenti statüsü kazandırmak amaçlanıyor. İstanbul için belirlenen turizm yaklaşımı, kentin köklü geçmişine ilişkin değerlerini korumak, kitle turizmi yerine alternatif turizm türlerinde dünya pazarlarıyla rekabet ederken kentlisiyle de bütünleşen bir turizm amaçlanıyor. Planda, turizm faaliyetlerini kentin geneline yayma stratejisi kapsamında İstanbul'un kuzey ormanlarında ve kıyı alanlarında günü birlik turizm ile bilgi, fikir ve tasarıma dayalı kültür endüstrilerinin geliştirilmesi öngörülüyor.

Planda, sağlık turizmini desteklemek amacıyla Celaliye-Kamiloba ve İkitelli'de bölgesel ve uluslararası hizmet verecek tüm ihtisas dallarını bünyesinde barındıran tam donanımlı hastane, ilgili fakülte ve yüksekokulları araştırma geliştirme birimleri, sağlıklı yaşam ve rehabilitasyon merkezi, bakımevi gibi her türlü sağlık hizmetini sunabilecek 2 adet sağlık parkı yapılması planlanıyor.

Üniversite, sanayi ve teknoloji geliştirme alanları ile koordineli çalışacak şekilde Silivri-Çanta ve Avcılar-Firuzköy'de yeni fuar ve festival alanlarının belirlendiği planda, endemik bitki türleri ve biyolojik çeşitliliğin yoğun olduğu Ömerli Su Toplama Havzası'nda ise habitat parkı yapılması önerildi.

Sanayi nerede olacak?

İstanbul Büyükşehir Belediyesi, 'Tarihi Yarımada' gibi merkezi yerlerdeki sanayinin taşınacağı bölgeyi 'Hadımköy' olarak açıkladı.İstanbul Büyükşehir Belediyesi sanayinin şehir dışına taşınmasının sadece tarihi yarımada gibi merkezi yerleri içerdiğini belirterek sanayinin yeni adresini Hadımköy olarak açıkladı. İlk kez İstanbul Sanayi Odası'nın(İSO) Meclis toplantısında gündeme gelen ve ardından kamuoyunda tartışılmaya başlanan sanayinin taşınması konusunda İstanbul Büyükşehir Belediyesi geçtiğimiz günlerde bir açıklama yapmıştı. Yapılan açıklamada 1/100 binlik planlar yapılırken İstanbul'un hizmet, turizm ve kültür fonksiyonları dikkate alındığı, varolan sanayinin şehir dışına taşınması değil 'Tarihi Yarımada' gibi merkezi yerlerde bulunan tesislerin İstanbul içinde yer alan organize sanayi bölgelerine taşınmasının hedeflendiği kaydedildi.

"Plan işleyen mevcut sanayi alanlarını  korumakta, sadece yeni sanayi alanları tarif etmemektedir" denilen açıklamada, Kartal, Maltepe-Dragos, Kağıthane-Cendere gibi alanları işlevini yitirmiş sanayi alanları olarak gördüklerini duyurdu. Planda yeni sanayi ve lojistik bölgesi Hadımköy gösterildi. Avrupa ve Anadolu yakasında birer tane ileri teknoloji park alanlarının kurulacağı kaydedilen açıklamada, akademik kuruluşlarla iç içe olan yeni sanayi alanları planı ile kent içindeki sanayilerin ileri teknoloji üreten sanayiler haline getirilerek katma değerin artırılacağı vurgulandı.
 
Topbaş, sanayicileri dinledi

İSO, sanayi tesislerinin şehir dışına taşınması konusunu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın da katıldığı 11 Ağustos tarihinde gerçekleştirilen bir toplantıda masaya yatırdı. 
Sanayinin tamamen İstanbul'dan çıkartılması ifadesine karşı olduğunu belirten Topbaş, bazı tesislerin yerleşim yerleri içinde olabileceğini söyledi. Topbaş, toplantıda şöyle konuştu:

İstanbul'un önemli bir bölümü havza ve ormanlık alan. Tarım alanlarının çoğu yok olmuş durumda. Bu alanları da korumak zorundayız. Daha önceden yanlış kararlar alınmışsa, `varsın olsun, bu da böyle devam etsin' diyemeyiz. Bunları tespit edip düzeltmek zorundayız. Mesela sanayi Haliç'te kalsın diyebilir miyiz? Çevreye sıkıntı veren birtakım sanayi alanları da eğer ki ruhsata bağlanamayacak durumdaysa onlara nasıl bir çözüm getirileceği konusunda tartışabiliriz."
Topbaş, İstanbul Çevre Düzeni Planı'na göre yerleşim alanlarında ve su havzalarında kalan sanayi tesislerinin şehir dışına çıkartılması kararına karşı `kaygılarını' ileten sanayicilere, "Bayramdan sonra oturup 5 saat görüşelim" dedi. 
Toplantıda söz alan İSO Yönetim Kurulu Başkanı Tanıl Küçük, yeni planda sanayiden hiç söz edilmediğini belirterek, sanayi alanı olarak belirlenen alanların dışında kalan tesislerin geleceğine ilişkin ciddi soru işaretlerinin ortaya çıktığını kaydetti. Küçük, bu konuda şunları kaydetti:

 "İstanbul'un yüzölçümünde sanayinin payı sadece yüzde 1.37'dir ki yeni planda bu yüzde 1.3'ü dahi göremiyoruz. Sanayi İstanbul'dan bir şeyler almıştır ama ekledikleri de unutulmamalıdır. Yeniden yapılanma sürecinde üvey evlat muamelesi görmemeli. Günah keçisi gibi gösterilmemeli. Sanayi gidince herşey yoluna girecek gibi düşünülmemeli. Sanayimize haksızlık edilmemelidir."
Okhan Şentürk/Ekonomist


Geri Dön