25 / 04 / 2024

İnşaat sektöründe yapay zeka kullanımı!

İnşaat sektöründe yapay zeka kullanımı!

Doğan Selçuk, Emlakkulisi.com okurları için Botmore Technology kurucusu Aydın Özçekiç ile inşaat sektöründe yapay zekânın nasıl kullanıldığını masaya yatırdı...



Doğan Selçuk, Emlakkulisi.com okurları için Botmore Technology kurucusu Aydın Özçekiç ile inşaat sektöründe yapay zekânın nasıl kullanıldığını masaya yatırdı. İşte o röportaj...

İnşaat sektöründe yapay zeka kullanımı!

İnşaat sektöründe yapay zekânın nasıl kullanıldığını konuşmak üzere Botmore Technology kurucusu Aydın Özçekiç ile bir araya geldik.

Aydın Bey, Botmore’un yürüttüğü projeleri ve uygulamaları konuşmadan önce genel anlamda yapay zekânın inşaat teknolojilerinde kullanımından bahsedebilir miyiz? Şu anki uygulamalar nerede yoğunlaşıyor ve gelecekte hangi alanlara doğru gelişmesini/genişlemesini bekliyorsunuz?


Yapay zekâ son dönemde çok konuşulan bir konu. Yapay zekâ ve makine öğrenme algoritmalarının etkin kullanımı için en önemli gereklilik sağlıklı veri akışı. Veriyi etkin yönetmeden doğru yapay zekâ çözümleri geliştirmek mümkün değil. 

İnşaat sektörü birçok açıdan yeni teknolojiler ve ARGE konusunda geri kalmış bir sektör. Bu geri kalmışlık aslında yapay zekâ gibi teknolojileri kullanabilmek için umulmadık bir avantaj sağlıyor. Diğer sektörleri arkadan takip ederken ara adımları atlayarak veri tabanlı yapay zekâ uygulamaları konusunda hızlı yol alınabilir.
İnşaat sektörüne baktığımızda farklı noktalarda yapay zekâ uygulamalarının giderek daha aktif olduğunu görüyoruz. Örnek olarak, görüntü işlemeye dayalı yapay zekâ uygulamaları şu an sektörde aktif olarak kullanılıyor. Şantiyenin video görüntülerinden iş ilerlemesi, iş güvenliği eksikleri ve kalite kontrol işlemleri makine öğrenme algoritmaları ile otomatik olarak yapılabiliyor. Örnek olarak, işçilerin baret takıp takmadığı otomatik belirlenebiliyor. Buna ek olarak, BIM (Yapı Bilgi Modeli) sektörde veri yönetimi için önemli bir kapı açtı. Birçok firma BIM ve lazer tarama verisi üzerinden yapay zekâ destekli otomatik kalite kontrol ve uyarı sistemleri oluşturmak için çalışıyor. İş planı optimizasyonu, maliyet yönetimi, makine verimlilik gibi konularda yapay zekâ destekli çözümler üstünde çalışmalar hâlihazırda devam ediyor.


Özet olarak verinin alınabildiği her noktada yapay zekâ bu veri üzerinde karar destek sağlayan bir araç haline geliyor. Önümüzdeki dönemde inşaat üretimininde prefabrik/modüler üretimin artması, üretimde robot kullanımı, büyük 3d yazıcılar gibi gelişmeler ile oluşacak yoğun veri akışı inşaat üretiminin yönetimini büyük çoğunlukla yapay zekâya bırakmamıza neden olabilir. Bu noktada veriye sahip olan şirketler sektörde ana oyuncular haline gelirken diğer firmalar uygulayıcı olmaktan öteye gidemeyecekler. Bu sebeple, inşaat sektöründe orta vadede rekabet veriye sahip olacak üretim yöntemleri konusunda yaşanacak. Bu açıdan malzemeciler, işverenler, tasarımcılar, yükleniciler, makine üreticileri aslında çok farklı işler yapıyormuş gibi görünseler de veri havuzuna farklı noktalarda veri akıtan oyuncular olarak bu yeni rekabetin içerisinde yerlerini alacaklardır.

Bu noktada özellikle enerji yönetimi, karbon ayak izi gibi sürdürülebilirlik konusuna da bir parantez açmak istiyorum. Binaların yarattığı atık, tükettiği enerji göz önüne alındığında veriye dayalı yapay zekâ destekli sürdürülebilirlik analiz ve simülasyonlarının geliştirilmesi önümüzdeki dönemde en çok üzerinde durulacak konulardan biri olarak ön plana çıkıyor.

 

Yazılımlarınızın temel özelliklerini ve sektörün hangi sorunlarına çözüm ürettiklerini anlatabilir misiniz?

Botmore teknoloji olarak, 2018’de TÜBİTAK 1512 ARGE desteği ile kurulmuş ihracat odaklı bir inşaat teknoloji firmasıyız, ana hedef pazarımız İngiltere ve Avrupa birliği ülkeleri. Kuruluş mottomuz “İnşaat verilerini ulaşılabilir hale getirmek.” Bu tanımda veriden kastımız şartnamelerden, kişilerin deneyimine, sensörlerden maliyet ve planlama verilerine çok geniş bir alan. Bu verilerin ulaşılabilir olması, diğer adımlarda bu verilerin yapay zekâ destekli araçlarla anlamlandırılmasını sağlayacaktır.

 

Bu mottoyu biraz açabilir misiniz?

İnşaat sektöründe birçok kaynaktan veri akışı var. Tasarımdan yükleniciye, yatırımcıdan son kullanıcıya kadar tüm tarafların veri ürettiği, paylaştığı bir ortamda en büyük sorunlardan biri bu verilerin kaybolması, yanlış iletilmesi ve dijital olarak kayıt altına alınmaması. Örnek olarak, çalışanlar birbirlerine whatsapp üzerinden mesajlar yolluyor, sorunları orada çözüyor, peki bu veriye ne oluyor? Şirkete, projeye kalıcı bir katkısı olmayan bu tip çok değerli veriler kaybolup gidiyor. Yine inşaat sürecinde toplanan birçok veri işletme evresinde tekrar sıfırdan toplanıyor. Bu tip veri kayıpları, verinin üzerine kurmayı planladığımız yapay zekâ destekli çözümler için de engel teşkil ediyor. 

 

Niçin İngiltere’yi ana hedef pazar olarak seçtiniz?

İngiltere inşaat sektöründe yeni teknolojiler ve ARGE konusunda çok daha destekleyici bir yaklaşıma sahip. Firmalar bizim geliştirdiğimiz ürünlere yatırım yapmaktan çekinmiyorlar. Ayrıca yeni teknolojiler ve veri yönetimi konularında departmanlar oluşturuyorlar. Bu sayede karşımızda konuya hâkim uzmanların olduğu bir çalışma ortamı oluşuyor. Türk firmalarına bir önerim de mutlaka inovasyon, yeni teknolojiler ve veri yönetimi konularında uzmanları ekiplerine katsınlar, bu sayede yeni teknolojileri uygulamak ve start-up’larla çalışmak konusunda daha başarılı olabilirler.

 

Peki, daha somut olarak geliştirdiğiniz ürünlerden söz edebilir misiniz?

İlk geliştirdiğimiz ürün inşaat sektörüne yönelik bir dijital asistan oldu. Bu asistanı inşaat sektörüne yönelik Siri olarak da düşünebilirsiniz. Bu çözüm ile projede çalışanlardan farklı iş akışları için bilgi toplarken aynı zamanda onların sorduğu teknik ve proje ile ilgili sorulara da cevap veriyoruz. Geliştirdiğimiz asistanın ana avantajı sürekli arka planda öğrenmeye devam etmesi ve projeye göre kolaylıkla özelleşebilmesi. Ve işin güzel tarafı tüm mesajlaşmalar dijital asistan tarafından kayıt altına alınıyor ve bize bu verileri iş akışlarının optimizasyonu için kullanabilme imkânı sunuyor. Şu ana kadar pilot projelerde ve mimar / mühendislere ücretsiz kullandırdığımız genel inşaat dijital asistanı ile 1 milyondan fazla mesajı analiz etme şansımız oldu.

Bu verileri kullanarak, aktivite yönetimi konusunda yapay zekâ destekli üretkenlik tahminleri ve kaza ihtimali hesaplama uygulamaları geliştirdik. Eğer gerçek zamanlı veriye ulaşamasaydık bu tip yapay zekâ ARGE çalışmaları yapma şansımız olmazdı.

Yeni üzerinde çalıştığımız ve bu sene sonunda tamamlayacağımız projemiz ise inşaat sektörüne özel bir iş zekâsı portalı. Yine ana hedefimize uygun olarak, dijital asistan ve nesnelerin interneti (sensör) ile topladığımız veriler ile planlama, maliyet, BIM (yapı bilgi modeli) verilerinin tek bir analitik aracı üzerinden raporlanmasını sağlamayı planlıyoruz. Bu portal sayesinde inşaat sektöründe çalışanların veriye daha kolay ulaşması ve yorumlamasını sağlayarak çalışanların veri ile ilgili doğru soruları sormasını ve bu sayede de etkin yapay zekâ çözümleri geliştirmemizi sağlayacak bir süreci tetikliyoruz.

Bunlara ek olarak, ev değerlemesi için geliştirdiğimiz Evimindeğeri ChatBot uygulaması ve yapay zekâ destekli karbon ayak izi optimizasyonu gibi ARGE çalışmaları sonucu elde ettiğimiz yan ürünler bulunmaktadır.

 

BIM (Yapı Bilgi Modeli) hakkında ne düşünüyorsunuz? 

BIM aslında inşaat sektöründe veri yönetimini düzene koyan önemli bir ilerleme. Ne yazık ki sektörde BIM’e 3 boyutlu model gözüyle bakılması oldukça üzücü. Evet ortada görsel bir model var ama bu, buzdağının görünen kısmı. Asıl değerli olan bu modelin üzerinde tutulan ve tüm bina yaşam döngüsü boyunca kullanılabilecek veriler.
BIM verisini yönetmek bizim odaklandığımız bir konu. Çünkü eğer BIM verisini yönetemiyorsan model işe yaramaz. Hatta gereksiz bir külfet haline gelmeye başlar. Eğer BIM projesinde verimsizlik yaşıyorsanız, büyük ihtimalle veri yönetimi konusunu ıskalıyorsunuzdur.

 

Bu kadar ARGE çalışmasını nasıl finanse ediyorsunuz? 

Açıkçası bu konuda TÜBİTAK bize çok yardımcı oldu. TÜBİTAK’tan iki ARGE projesi için destek aldık. Birini tamamladık, birinin de %80’ini bitirdik. Eğer doğru bir fikriniz ve yeni ARGE çalışması ihtiyacınız varsa TÜBİTAK destekleri çok faydalı. İlk aşamada yatırımcı bulmak, hisse vermek yerine bu tip hibeleri almak şirketi birkaç adım öteye taşıyor. Yine inşaat ARGE’si konularında Avrupa Birliği hibeleri için de çalışmalar yapıyoruz. Buna ek olarak, İngiltere’deki müşterilerimizden de ciro elde etmeye başladık.

 

Evimindeğeri bir ChatBot uygulaması. Nasıl çalışıyor bu uygulama? İnşaat alanında başka ne tür ChatBotlar kullanılabilir?

ChatBot aslında pratik bir arayüz. Ama kullanıcının çok alışık olduğu bir ortam olan Whatsapp üzerinde bir ChatBot düşündüğünüzde; kullanıcının yeni bir uygulama indirmesine ya da nasıl kullanacağını öğrenmesine gerek yok. 

Evimindeğeri bizim geliştirdiğimiz ilk ChatBot’lardan biri. Facebook messenger üzerinde çalışıyor. İstanbul,  Ankara  ve  İzmir  için kullanıcıya 8 soru soruyor ve aldığı cevaplara göre bir fiyat belirliyor. Daha sonra da sonuçla ilgili bir anket yapıyor. Arka planda toplamış olduğumuz bir veri setini kullanarak geliştirdiğimiz yapay zekâ algoritması ile kullanıcı girdilerine uygun bir tahmin yapıyoruz. İşin ilginç tarafı tamamen organik olarak, bu ChatBot’un 1 milyon mesajı ve 30.000 ev değerlemesini geçmiş olmasıdır.
İnşaat sektöründe, insanlardan veri toplamak ve veriye ulaşmayı kolaylaştırmak için ChatBot’lar kullanılabilir. Örnek olarak, yeni tamamladığımız projemizde Autodesk BIM360’da issue (olay) yaratmak için bir ChatBot geliştirdik. Yine inşaat ilerlemesini takip etmek için, konut satın alanlara bilgi vermek için ChatBot’lar aktif olarak kullanılabilir. Bu noktada ChatBot tasarımı, öğrenme altyapısı ve son kullanıcı ile olan etkileşim planının başarı için oldukça önemli olduğunu da vurgulamam gerekir.

 

Karbon ayak izi, insan faaliyetlerinin çevreye verdiği zararın ölçüsü olarak tanımlanıyor. Gelecek yıllarda bizim açımızdan da daha önem kazanacak olan bu konuda yaptığınız çalışmayı anlatabilir misiniz?

Karbon ayak izi, İngiltere’de çalıştığımız müşterilerin sıklıkla üzerinde durduğu bir konu. Bu noktada ülke politikalarında da bu konu için net hedefler koyulmuş olması çok etkili. Bu ihtiyacı fark ettikten sonra öncelikle analizlerin ve optimizasyonların şu an nasıl yapıldığını anlamaya çalıştık. Sonuç olarak ciddi bir veri havuzu olmasına rağmen çalışmaların el yordamıyla yürütüldüğünü gördük. Bu sebeple konuyu ARGE programımıza aldık. Bu çalışmada ana hedefimiz malzeme, lojistik, yapı özellikleri, üretim yöntemleri gibi verileri toplayarak yapay zekâ destekli öneri ve optimizasyon aracı geliştirmek. 2021’de bu ürünün de lansmanını yapmayı planlıyoruz.

 

Türkiye’deki proptech ekosistemi ve yatırım iklimi hakkında ne düşünüyorsunuz?

Türkiye’de genel olarak inşaat teknolojileri ve proptech konusunda girişimcilik daha başlangıç aşamasında. Türkiye’deki büyük şirketlerin en büyük sıkıntısı teknolojiyi son kullanıcı olarak tüketmeye odaklanmış olmaları. Hâlbuki şirketlerin yeni teknoloji ve ARGE çalışmalarına yatırım yapacak, bu çalışmaları destekleyecek bir yaklaşıma geçmeleri gerekiyor. Sadece teknoloji tüketerek ve yatırımdan uzak durarak yeni teknoloji girişimlerini heveslendirecek bir ortam oluşturmak mümkün değil.

Diğer bir önemli konu ise kültürel yaklaşım. Özellikle büyük şirketlerde yeni bir ürünü desteklemek şöyle dursun eksiklerini bularak neden kullanılmayacağı konusuna odaklanılmaktadır. Bir etkinlikte tanıştığım İsveçli start-up’ın konut değerleme ile ilgili ürünü gayet tutarsız sonuçlar veriyordu. İsveç’te 500 müşterisi olduğunu söylediğinde oldukça şaşırdım. Tutarsızlıklar müşterileri rahatsız etmiyor mu diye sorduğumda, yok müşterilerimiz hedefimizin doğru olduğunu söylüyor ve bizi destekliyorlar dedi. Şimdi aynı durumu Türkiye için düşündüğümüzde tepkinin nasıl olacağını siz de öngörebilirsiniz.Ekosistemden söz ederken bir başka örnek vermek istiyorum. Amerika’da Shadow Ventures 120 proptech’i bir araya getiren online bir sunum etkinliği yaptı ve bu start-up’lara tek tek geri besleme verdiler. Bu noktada bu tip bir ekosistemin oluşturulmuş olması çok etkileyici ve bizler için de örnek olması gereken bir durum.

Bence inşaat ve gayrimenkul sektörü firmalarının gelen değişimin farkına varıp, start-up’lara koşulsuz destek olarak, fikirlere geri besleme vererek ve gerektiğinde yatırım yaparak yeni teknolojilerin tüketicisi değil, geliştiricisi konumuna gelmesi gerekiyor.

Türkiye’de sektörel know-how, mühendis kalitesi, girişimcilik ruhu, inovatif fikirler konusunda bir sıkıntımız olduğunu düşünmüyorum. Yapay zekâ, makine öğrenmesi gibi teknolojiler her zamankinden daha kolay uygulanabilir durumda. Tek yapmamız gereken açık ve şeffaf paylaşımcı bir ekosistem kurmak, bu ekosistemi doğru yatırım, geri besleme ve teşviklerle desteklemek. Şunu inanarak söylüyorum, proptech ve inşaat teknolojileri alanında global oyuncu olmak diğer alanlardan çok daha kolay. Çünkü sektörün sorunları yerel değil, global ölçekte. İşte bu sorunları fırsata çevirmek için yapmamız gereken tek şey girişimci, yatırımcı ve müşteri olarak sağlam bir ekosistem oluşturmak.

Türkiye'nin ilk online B2B depo platformu yurt dışına açıldı!

'En iyi kiracınız' Blueground, unicorn olmayı hedefliyor!

Türkiye’nin proptech'e odaklanan ilk girişim sermayesi fonu kuruldu!

Türkiye’de verinin ulaşılabilir olması için çalışıyoruz!

Mete Varas Proptech'i anlattı!

Proptech ile gayrimenkulde kurallar yeniden yazılıyor!


Geri Dön