İstanbul’daki 6,2’lik depremden sonra gözler yeniden kentsel dönüşüme çevrildi!
İstanbul’da 23 Nisan tarihinde meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki depremden sonra gözler yeniden kentsel dönüşüme çevrildi.
23 Nisan 2025 tarihinde mega kent İstanbul’da yaşanan 6,2 büyüklüğündeki deprem, kentteki yapı stokunun ne kadar riskli olduğunu bir defa daha gözler önüne serdi.
Konu ile ilgili olarak verilen bilgilere göre deprem gerçeğiyle yaşayan İstanbul için kentsel dönüşümün sadece yapı yenilemekten ibaret olmadığını dile getiren Yüksek Mimar Neda Yağlı, kapsamlı bir şehir planlaması yapılması gerektiğini dile getirdi.
Yüksek Mimar Neda Yağlı konu ile ilgili olarak yaptığı açıklamada mevcut yaklaşımların eksik kaldığını ve geleceğin İstanbul’unun ancak afet dayanıklı, sürdürülebilir ve insan odaklı anlayışlarla inşa edilebileceğini kaydetti. Yüksek Mimar Neda Yağlı, açıklamasında mega kent İstanbul’daki kentsel dönüşüm projelerinin yeterli olmadığını, dönüşüm sürecinde ise ciddi eksiklikler bulunduğunu belirtti.
Yağlı açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “Mega kent İstanbul’da kentsel dönüşüm projeleri çoğu zaman yalnızca bina bazında kalıyor. Oysa bir yapıyı yıkarak yeniden yapmak, gerçek anlamda kentsel dönüşüm demek değildir. Burada asıl ihtiyaç, bütüncül bir planlama anlayışı ile, yaşam alanlarını da iyileştirmektir” diye konuştu.
Konu ile ilgili olarak yaptığı açıklamada söz konusu süreçlerin şeffaf yürütülmediğine ve toplumun yeterince bilgilendirilmediğine değinen Yüksek Mimar Neda Yağlı, halkın sürece aktif katılımının sağlanması gerektiğine de değindi.
ACİL İŞ BİRLİĞİ GEREKİYOR
Açıklamasında mevcut yapı stoğunun büyük risk taşıdığını dile getiren Yüksek Mimar Neda Yağlı yurttaşların, mimarların ve yerel yönetimlerin daha etkin bir iş birliği içinde olması gerektiğini dile getirdi.
Yüksek Mimar Neda Yağlı yaptığı açıklamada “Yurttaşlar yalnızca beklemekle kalmamalı, yaşadıkları yapıların risk durumunu öğrenmek için de bazı adımlar atmalı. Biz mimarlar, sadece yeni projeler üretmekle yetinmemeli, mevcut yapıların nasıl güçlendirileceği konusunda da vatandaşlara yol göstermeliyiz. Yerel yönetimlerin de söz konusu bu süreci hızlandıracak ve teşvik edecek çözümler üretmesi gerekli.” dedi.
Açıklamasında geleceğin İstanbul’unun ancak afetlere dayanıklı, sürdürülebilir ve insan odaklı bir mimari anlayışla inşa edilebileceğini kaydeden Yüksek Mimar Neda Yağlı, “Sağlam yapılar yapmanın dışında çevresel etkileri azaltan, enerji ve suyu verimli kullanan sistemler kurmalıyız. Ayrıca tüm bunlar dışında teknolojiyi aktif biçimde kullanarak, örneğin yapılarınyapısal sağlığını sensörlerle sürekli izlemek gibi önlemler almalıyız,” dedi.
DÜNYADAN ÖRNEKLER
Yaptığı açıklamalarda yurt dışındaki başarılı yapılaşma örnekleri ile ilgili de bilgiler paylaşan Yüksek Mimar Neda Yağlı, özellikle Japonya’daki sismik izolatör uygulamaları ve Şili’deki deprem sonrası kullanılabilir yapılar modelinin mega kent İstanbul için önemli bir örnek teşkil ettiğini dile getirdi.
Yüksek Mimar Neda Yağlı açıklamasında“Kaliforniya’daki retrofit (güçlendirme) uygulamaları da özellikle tarihi binalarımız için çok değerli bir çözüm olabilir,” dedi.
Açıklamasında ayrıca depreme hazırlıkta bireylerin sorumluluğuna da değinen Yüksek Mimar Neda Yağlı, “Herkes yaşadığı yapının risk durumunu bir inşaat mühendisi ya da jeofizik mühendisi ile tespit etmeli. Riskli binalar için güçlendirme ya da dönüşüm adımları vakit kaybetmeden atılmalı. Ayrıca ağır mobilyaların sabitlenmesi ve kaçış koridorlarının düzenlenmesi gibi küçük fakat hayati önlemler de ihmal edilmemeli,” dedi.