KONUTDER’den çarpıcı araştırma: İstanbul'da her 3 kişiden 1'i barınma sorunu yaşayacağını düşünüyor!
KONUTDER Yönetim Kurulu Başkanı Ramadan Kumova, mega kent İstanbul'da her üç kişiden birinin gelecekte barınma sorunu yaşayacağını düşündüğünü belirtti.
Konut Geliştiricileri ve Yatırımcıları Derneği (KONUTDER), İstanbul’un konut ihtiyacını yalnızca istatistiklerle değil, sosyolojik bir perspektifle ele alan bir araştırma gerçekleştirdi. “Konut Talebini Belirleyen Mikro Faktörler - İstanbul Örneği” başlıklı bu çalışma, İstanbul Üniversitesi’nden akademisyenlerin katkılarıyla hazırlandı ve bugün düzenlenen basın toplantısıyla kamuoyuna sunuldu.
Toplantıya KONUTDER Yönetim Kurulu Başkanı Ramadan Kumova, İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden Prof. Dr. Ali Murat Vural ve İktisat Fakültesi’nden Prof. Dr. Murat Şeker katıldı. Araştırma, İstanbul halkının konut ihtiyacını ve bu ihtiyacı şekillendiren sosyolojik dinamikleri detaylı bir şekilde ortaya koydu.
KONUTDER Başkanı Ramadan Kumova, araştırmanın sonuçlarını değerlendirirken, İstanbul halkının konuta bakış açısının sosyolojik boyutlarını anlamanın önemine vurgu yaptı. Kumova, “Araştırmamız, halkın konut ihtiyacını yalnızca bir barınma gereksinimi olarak değil, aynı zamanda bir güvence ve yatırım aracı olarak gördüğünü ortaya koyuyor.
Katılımcıların %72,1’i uygun ödeme koşulları sağlandığında konut almak için tasarruf etmeye ve harcamalarını kısmaya hazır olduğunu belirtiyor. Bu, halkın artan kira fiyatlarından duyduğu rahatsızlığın ve konut sahibi olma arzusunun ne kadar güçlü olduğunu gösteriyor” dedi.
Kumova, gençlerin konut sahibi olma isteğinin geçmişe kıyasla daha da arttığını belirterek, “Beş yıl önce gençler için ev sahibi olma isteği öncelikler arasında beşinci sıradayken, bugün bu istek ikinci sıraya yükselmiş durumda. Bu, gençlerin uzun vadeli güvence arayışının bir yansıması” ifadelerini kullandı.
EV SAHİPLİĞİ ORANI DÜŞÜYOR, KİRACI ORANI ARTIYOR
Araştırma, İstanbul’da ev sahipliği oranının giderek düştüğünü ve kiracı oranının hızla arttığını ortaya koyuyor. 2024 yılında konut sahiplik oranı %56,1’e gerileyerek 2007’den bu yana en düşük seviyeye ulaştı.
Dar gelirli kesimde bu oran daha da dramatik bir şekilde düşerek %45’e kadar geriledi. Aynı dönemde kiracı oranı ise %18’den %36,7’ye yükseldi. Kumova, bu durumun yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda sosyolojik ve psikolojik etkiler yarattığını belirtti.
Kumova, çözüm olarak kamu ve özel sektör iş birliğinin önemine dikkat çekti. “Dar gelirli kesim için TOKİ, orta gelir grubu için Emlak Konut GYO, üst gelir grubu için ise özel sektör devrede gibi bir algı var. Ancak bu model, toplumun ihtiyaçlarını karşılamada yetersiz kalıyor. TOKİ ve özel sektör arasında kurulacak bir iş birliği modeliyle sosyal ve erişilebilir konut üretiminin artırılması, bu kronikleşen sorunun çözümünde kilit rol oynayacaktır” dedi.
Araştırmadan şu başlıklar öne çıktı:
Konut bir güvence ve yatırım aracı olarak görülüyor: Katılımcıların %81,1’i konut yatırımını mantıklı bulurken, %87’si çocuklarına bir ev bırakmayı öncelikleri arasında görüyor.
Kiracı olmaktan mutsuzluk: Katılımcıların %79,9’u kiracı olmanın kendilerini mutsuz ettiğini ve gelecekte barınma sorunu yaşayacaklarını düşünüyor.
Barınma endişesi: Her üç kişiden biri (%34,6), İstanbul’da gelecekte barınma sorunu yaşayacağını ifade ediyor. Bu endişe, özellikle alt gelir gruplarında daha yüksek.
Gençlerin öncelikleri değişti: Gençler arasında konut sahibi olma isteği, geçmişte beşinci sıradayken, bugün ikinci sıraya yükseldi. Uzun vadeli güvence arayışı, gençlerin konut sahibi olmayı önceliklendirmesine neden oluyor.
Tasarruf eğilimi: Katılımcıların %72,1’i uygun ödeme koşulları sağlandığında konut almak için tasarruf etmeye hazır olduğunu belirtiyor. Gençler, tüketimlerini kısıp ev almak için harcamalarını kontrol altına almayı planlıyor.
Konut kredisi için fedakarlık: Katılımcılar, gelirlerinin üçte birini konut kredisi için ayırmaya hazır olduklarını ifade ediyor. Üst gelir grubu bu oranı %40’a kadar çıkarabiliyor.
Uzun vadeli borçlanma isteği: Gençler, konut sahibi olmak için 10 yıldan uzun vadeli borçlanmayı göze alıyor ve gerekirse arabalarını satmayı planlıyor.
ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
Araştırma, İstanbul’un konut ihtiyacını karşılamak için kamu ve özel sektör iş birliğinin artırılması gerektiğini vurguluyor.
TOKİ’nin dar gelirli kesim için konut üretiminde tek başına yeterli olamayacağına dikkat çeken Kumova, Emlak Konut GYO ve özel sektörün sosyal konut projelerinde daha aktif rol alması gerektiğini belirtti. Ayrıca, uygun ödeme koşulları ve uzun vadeli finansman modelleriyle konut alımının kolaylaştırılması gerektiği ifade edildi.
Bu araştırma, İstanbul’un konut ihtiyacını yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda sosyolojik bir perspektifle ele alarak, çözüm yolları için önemli bir rehber sunuyor