TCMB Başkanı Karahan'dan sosyal konut açıklaması: Enflasyon görünümüne faydalı olacak!
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, sosyal konut arzı ve konut arzını arttırıcı önlemlerin orta vadede enflasyon görünümüne özellikle kira üzerinden çok faydalı olacağını düşündüklerini belirtti.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, uzun vadeli piyasa faizlerinin artık politika faizinden çok enflasyon beklentilerine göre şekillendiğini belirterek, para politikasında “hassas bir denge” bulunduğunu, bu denge gözetilmediğinde Merkez Bankası kararlarının piyasa faizlerine tam olarak yansımayabildiğini dile getirdi.
Konu ile ilgili olarak paylaşılan detaylara göre TCMB Başkanı Karahan, para politikası ve makroekonomik görünüme ilişkin değerlendirmelerini, TCMB’nin ABD merkezli X şirketindeki sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı canlı yayında paylaştı.
Tartışmalarda sıkça kullanılan “hissedilen enflasyon” ve “ölçülen enflasyon” kavramlarının çoğu zaman birbirine karıştırıldığını vurgulayan Karahan, aslında bu iki göstergenin tam olarak aynı şeyi yansıtmadığını dile getirdi.
Yaptığı açıklamada Tüketici Fiyat Endeksi’nin (TÜFE), ülke genelinde ortalama bir tüketim sepetinin fiyatlarındaki artışı ölçtüğünü hatırlatan Karahan, bu sepetin ağırlıklarının da ortalama tüketim kalıplarına göre belirlendiğini anlattı.
Açıklamasında bu nedenle açıklanan enflasyonun tek tek her hanenin enflasyon deneyimini yansıtmayabileceğini ifade eden Karahan, şöyle devam etti: “Eğer bir ailenin bütçesinde gıdanın payı ortalamadan daha yüksekse, o hanenin hissedeceği enflasyon daha yüksek olabilir. Buna karşılık, harcamalarında mal ve bazı kalemlerin payı fazla olan bir hanede, bu alanlarda fiyat artışı görece düşükse, enflasyon daha düşük hissedilebilir.”
TCMB Başkanı Karahan, hissedilen enflasyonu özellikle iki kalemin belirlediğini vurguladı: günlük ya da haftalık sıklıkla harcama yapılan gıda ve bütçede önemli yer tutan kira. “Gıdadaki her fiyat değişimini hemen fark ediyoruz.
Kirada ise sözleşme yenileme dönemlerinde yaşanan yüksek artışlar çok daha yakından hissediliyor. Şu anda kira enflasyonu yüzde 66 civarında. Dolayısıyla hissedilen enflasyonun resmi orandan daha yüksek algılanması son derece doğal.” değerlendirmesini yaptı.
Açıklamasında söz konusu bu algı farkının sadece Türkiye’ye özgü olmadığını da belirten Karahan, birçok ülkede yapılan akademik çalışmaların da hissedilen enflasyonun ölçülen enflasyondan genellikle daha yüksek olduğunu ortaya koyduğunu söyledi.
Enflasyonla mücadelede Merkez Bankası için temel aracın para politikası olduğunu vurgulayan Karahan, sıkı para politikası sayesinde fiyatlama davranışlarını daha makul seviyelere çekmeye çalıştıklarını anlattı. Ancak bazı mal ve hizmet gruplarında fiyat oluşumunun para politikasının doğrudan etki alanı dışında kaldığını, bu nedenle bu kalemlerdeki yüksek artışların zaman zaman genel enflasyonu yukarı çektiğini ifade etti.
Bu çerçevede kira ve eğitim hizmetlerini özellikle öne çıkaran Karahan, şu tespitte bulundu:
“Bu alanlarda fiyatlar büyük ölçüde geçmiş enflasyona göre belirleniyor. Özel okullarda ücretler yılda bir kez tespit ediliyor ve yıl boyunca sabit kalıyor. Kira sözleşmeleri de çoğu zaman önceki yılın enflasyon oranına göre güncelleniyor. Enflasyon düşüş eğilimindeyken geçmiş enflasyon, gelecek dönemin enflasyonunun üzerinde kalıyor. Bu da kira ve eğitim gibi kalemlerde enflasyonun ortalamanın üzerinde seyretmesine yol açıyor.”
Karahan, konut arzını artırıcı politikaların ve sosyal konut projelerinin, özellikle kira kanalı üzerinden orta vadede enflasyon görünümüne önemli ölçüde katkı sağlayacağını düşündüklerini ifade ederek, bu alandaki adımların para politikasını da destekleyici nitelikte olduğunun altını çizdi.