Uzayan yargı süreçleri mülk sahiplerini mağdur ediyor!
Öz İnoks Ankara Gayrimenkul Yatırım ve Danışmanlık Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Talip Çakmış yaptığı açıklamada uzayan yargı süreçlerinin mülk sahiplerini mağdur ettiğini belirtti.
Öz İnoks Ankara Gayrimenkul Yatırım ve Danışmanlık Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Talip Çakmış, yaptığı açıklamada ev sahiplerinin mağduriyetlerine değindi.
Talip Çakmış açıklamasında uzayan yargı süreçlerinin mülk sahiplerini mağdur ettiğini belirtti. İşte Çakmış’ın o açıklamaları…
Türkiye’de konut krizinin gölgesinde büyüyen kira ve tahliye davaları, artık yalnızca taraflar arasında yaşanan bireysel ihtilaflar olmaktan çıkıp, gayrimenkul piyasasının genel işleyişini bozan yapısal bir soruna dönüşmüş durumda.
Özellikle son yıllarda, ev sahibinin açık, belgeli ve hukuken haklı gerekçelere dayanan tahliye davalarının dahi yıllarca sonuçlanamaması, hem mülk sahiplerini hem de piyasa dengesini ciddi biçimde etkiliyor.
Öz İnoks Ankara Gayrimenkul Yatırım ve Danışmanlık Şirketi’nin yetkilisi ve Gayrimenkul Yatırım Uzmanı Talip Çakmış, tahliye davalarında gelinen noktanın, mülk sahipleri açısından “kronik mağduriyet” yarattığını söylüyor.
MÜLKİYET HAKKI KAĞIT ÜZERİNDE KALIYOR
Çakmış, sahada en sık karşılaşılan sorunun; ihtiyaç nedeniyle tahliye, yeniden inşa, sözleşme süresinin bitmesi veya kiracının yükümlülüklerini yerine getirmemesi gibi açıkça ispatlanabilir gerekçelere rağmen, ev sahibinin taşınmazına yıllarca fiilen erişememesi olduğunu belirtiyor:
“Bugün mülk sahipleri, tüm yasal dayanaklara sahip olsalar bile, taşınmazlarına makul sürede kavuşamıyor. Tahliye davaları, ilk derece, istinaf ve temyiz aşamalarıyla birlikte yıllara yayılıyor. Bu süreç, mülk sahibine hem ciddi gelir kaybı hem de geleceğe dönük planlama açısından büyük bir belirsizlik yüklüyor. Anayasa ile güvence altına alınan mülkiyet hakkı, fiiliyatta zedelenen bir hak haline geliyor.”
TAHLİYE TAAHHÜTNAMESİ SORUNU ÇÖZMÜYOR
Yargılama sürelerinin uzaması ve uygulamadaki tutarsızlıklar nedeniyle mülk sahipleri, ek güvence olarak tahliye taahhütnamelerine yöneliyor.
Ancak Çakmış’a göre bu yol da çoğu zaman beklenen sonucu vermiyor:
“Tahliye taahhütnamelerinde imza inkârları, bilirkişi incelemeleri, usule ilişkin itirazlar derken dosyalar kilitleniyor. Aslında haklı olan davalar bile teknik ayrıntılara takılarak uzuyor. Sonuçta mülk sahibi, piyasa koşullarının çok altında bir kira bedeline mahkûm oluyor veya taşınmazını atıl bırakmak zorunda kalıyor.”
TAHLİYE BEDELİ PAZARLIĞI YAYGINLAŞIYOR
Yargılamaların yıllarca sürmesi, sahada farklı ve tartışmalı bir pratiği de öne çıkarmış durumda: Kiracıya “tahliye bedeli” ödenmesi. Çakmış, bu eğilimin dikkat çekici boyuta ulaştığını ifade ediyor:
“Birçok mülk sahibi artık uzun ve yıpratıcı dava süreçlerine girmek istemiyor. Bu nedenle bazıları, kiracının evi boşaltması için doğrudan para ödemeyi tercih ediyor. Bu, eskiden istisnai bir çözümken, bugün yaygın ve neredeyse sistematik bir uygulama haline geldi. Daha da kaygı verici olan, bu durumun bazı kiracılar açısından bir mağduriyet telafisi değil, açıkça bir haksız kazanç yöntemine dönüşmüş olması.”
Çakmış, yargı yolunun caydırıcılığını ve etkinliğini yitirmesinin, hukuk devleti ilkesine ve adalet duygusuna zarar verdiğini; toplumsal güvenin bu süreçten olumsuz etkilendiğini vurguluyor.
Gayrimenkul piyasasında kalıcı istikrarın ancak güçlü bir hukuk güvenliğiyle sağlanabileceğinin altını çizen Talip Çakmış, çözüm için üç başlık öneriyor:
- Hızlandırılmış yargılama usulü: Haklılığı net, belgeli ve ispatlı tahliye davaları için özel, seri ve süre sınırlı yargılama mekanizmalarının devreye alınması.
-Hak dengesi: Mevzuatın sadece kiracıyı koruyan değil, mülk sahibinin mülkiyet hakkını da etkili şekilde güvenceye alan dengeli bir yapıya kavuşturulması.
- Net hukuki çerçeve: Tahliye taahhütnameleri ve benzeri belgelerde yoruma açık alanların azaltılması, uygulamada birlik sağlanması.
Yargılama sürelerinin kısalmasının yalnızca mülk sahipleri için değil; konut arzı, kira seviyeleri ve yatırım ortamı açısından da doğrudan olumlu sonuçlar doğuracağını belirten Çakmış, “Hızlı, öngörülebilir ve adil işleyen bir hukuk sistemi, gayrimenkul piyasasının temel sigortasıdır.” değerlendirmesinde bulunuyor.