20 / 04 / 2024

Antalya’nın en büyük sorunu çarpık kentleşme!

Antalya’nın en büyük sorunu çarpık kentleşme!

TÜİK, 2019 Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi’nin sonuçlarını açıkladı. Antalya’nın nüfusu 2 milyon 511 bin 700 kişiye ulaştı. İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı (İMO) Mustafa Balcı, Antalya’daki en büyük problemlerin ulaşım ve çarpık kentleşme olduğunu açıkladı.



TÜİK, 2019 Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi’nin sonuçlarını açıkladı. Türkiye’nin nüfusu 2018 yılına göre 1 milyon 151 bin 115 kişi artarak 83 milyon 154 bin 997 kişiye ulaştı. Nüfus artışları hızla devam ediyor. 2018’e göre 85 bin 344 kişi artarak 2 milyon 511 bin 700 kişiye ulaşan artışa, Antalya’nın yoğun göç almasının etkisi de çok. Bununla birlikte oluşan sorunlar hakkında konuşan İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı (İMO) Mustafa Balcı, Antalya’nın ulaşım ve çarpık kentleşme sorunu olduğunu dile getirerek, sorunların çözülebileceğini açıkladı.

Ulaşım en büyük sorun

Antalya Ekspres’te yer alan habere göre; Başkan Mustafa Balcı, nüfusun yoğun bir şekilde artmasının mevcut olan çarpık kentleşmeyi etkilediğini vurgulayarak, “Birçok yerde şehircilik ilkeleri, planlamaları doğrultusunda kenti vücuda getiremediğimiz için zaten çarpık kentleşme mevcut. Önemli olan, nüfusun artışı ile beraber gelecek olan problemlerin önüne geçebilmek. En büyük problemlerimizden biri ulaşım. Ulaşım konusunda master plan çalışmalarının devam ettiğini biliyorum. Ama bir an önce neticelenmesini bekliyoruz. Bununla birlikte altyapı çalışmaları yani nüfus yükünün getireceği yaşamın planlanması lazım. Şehir bir şekilde yanlış da olsa planlanmış Antalya’ya özgür koridorlar yok, planlamalar yok. Bu bir şekilde kentsel dönüşüm ile çözülmesi gerekilen bir problem. Ama kentsel dönüşümü de bizim layıkıyla yapıp yapamayacağımız konusunda şüphelerim var” şeklinde konuştu.

Antalya’nın en büyük sorunu çarpık kentleşme!

Çarpıklığın önüne geçebiliriz

Başkan Balcı,“Her zaman söylüyorum.  Deprem master planı olması gerekiyor” diyen Balcı, “Deprem master planı, kentsel dönüşüm master planının altlığı olması lazım. Yani deprem master planında çıkacak doneler, kentsel dönüşüm planına bir altlık oluşturacak. O veriler ışığında biz bir kentsel dönüşüm gerçekleştirebilirsek, şu anda yapılan kentsel dönüşümden farklı olarak, parsel bazında değil, ada bazında bile değil, mahalleler bazında ya da bütüncül bir kentsel dönüşüm. Bunu yapabilmek için de ciddi bir master plana ihtiyacımız var. Antalya’nın tüm paydaşları olarak bir masa etrafında oturursak o zaman biz bu çarpık kentleşmeyi çözeriz. Yoksa Antalya sürekli göç alacaktır. Bunun önüne geçemeyiz. Bu kadar güzel bir yerin göç alması normaldir” açıklamalarında bulundu.

Mühendislik vurgusu

Önemli olan şeyin göçü idare etmek olduğunu anlatan Başkan Balcı, “Burada yaşamak isteyen insanları bir şekilde kaliteli ve güzel yaşatabilmenin mücadelesini hep beraber vermemiz gerekiyor. Bina yapılırken hangi malzemelerin kullanılacağı tercih sebebidir. Ama olmazsa olmazımız mühendislik hizmetidir. Sadece jeolojik açıdan bakmamak gerek. Biz ülkemizde fay hattı tartışmaları yapıp duruyoruz. Fay hatları hep vardı. Önemli olan fay hatlarının üzerine mühendislik hizmeti almış kaliteli binalar yapmak. Bizim işin bu kısmını konuşmamız gerekiyor. Mühendisi insan yerine koymalıyız. Bugün inşaat mühendisleri can ve mal güvenliğini sağlayan en önemli mühendislik dalıdır. Dolayısıyla bizim inşaat mühendislerine gereken önemi vermemiz gerekiyor” şeklinde konuştu.

Müracaatlar incelenmeli

Antalya’nın inşaat mühendislerine gereken önemi verdiğini  anımsatan Başkan Balcı, “Hangi binaların yapı ruhsatı var ya da yok? Hangi binanın iskan ruhsatı var ? Ya da neden yok? Binasını büyütmüş mü? Kaçak kat mı çıkmış? Bunları ivedilikle tespit etmemiz gerekiyor. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne imar barışı adı altında yapılan, müracaatların incelenmesi lazım. Buradan başlanabilir. İleride olabilecek olan yüksek şiddetli bir depremde, ilk etkilenecek olanlar imar barışı adı altında yapı kullanım belgesi alan yapılar olacaktır. Binanın yapı kullanımının, sağlığının, depreme karşı dayanıklığının tamamen yapı sahibine bırakıldığı bir süreç maalesef çok hatalı bir süreç olacaktır” dedi.


Geri Dön