17 / 04 / 2024

Ayasofya'nın cami olarak ibadete açılması hukuka aykırı mı?

Ayasofya'nın cami olarak ibadete açılması hukuka aykırı mı?

TÜRKAD Başkanı Avukat Dr. Mehmet Sarı, "Ayasofya Camii statüsü tesis edilip camii olarak ibadete açılması gerekir" dedi.



Türkiye Adalet Araştırmaları Merkezi (TÜRKAD) Başkanı Avukat Dr. Mehmet Sarı, Ayasofya’nın hukuki durumu, cami vasfına kavuşturulması ve uluslararası anlaşmalar konusunda açıklama yaptı.

Sabah'tan İsa Tatlıcan'ın haberine göre; Avukat Sarı, “Ayasofya’yı müzeye dönüştüren kararnamenin altındaki ‘K. Atatürk’ imzasında apaçık bir tuhaflık var” dedi ve ekledi: “Sanki başkası tarafından atılmış.” Sarı, "Ayasofya Camii statüsü tesis edilip camii olarak ibadete açılması gerekir" dedi.

Türkiye Adalet Araştırmaları Merkezi (TÜRKAD) Başkanı Avukat Dr. Mehmet Sarı, Ayasofya’nın hukuki durumu, cami vasfına kavuşturulması ve uluslararası anlaşmalar konusunda SABAH’a önemli açıklamalarda bulundu. Avukat Sarı, “Ayasofya’yı müzeye dönüştüren kararnamenin altındaki ‘K. Atatürk’ imzasında apaçık bir tuhaflık var” dedi ve ekledi: “Sanki başkası tarafından atılmış”. 

 Ayasofya nın cami olarak ibadete açılması hukuka aykırı mı?

Sarı, İsa Tatlıcan'ın sorularını yanıtladı...

-Ayasofya nasıl cami haline dönüştürüldü. Osmanlı arşivlerinde bu konuda bir bilgi var mı?

Fatih Sultan Mehmet tarafından İstanbul feth edilince kılıç hakkı olarak Ayasofya camiye dönüştürülmüştür. Akabinde Sultan Fatih 01 Haziran 1453 İstanbul'daki ilk cuma namazını Ayasofya'da kıldırmıştır. Sultan Fatih Ayasofya'nın tahribini önlemiş, burada ilk namazı kıldıktan sonra camiyi kendi hayratının ilk eseri olarak vakfetmiş, yanına sonraları çok değişikliğe uğramış olan bir de medrese yaptırmıştır. Ayasofya'nın ilk minaresi 1481'de inşa edilmiştir. Fatih Sultan Mehmet'ten sonra tahta geçen Sultan İkinci Bayezid zamanında bir minare daha inşa edilmiştir.

1509'daki büyük İstanbul depreminde ilk yapılan minarenin yıkılması nedeniyle yerine tuğladan bir minare yapılmıştır. Diğer iki minare de Sultan İkinci Selim zamanında, Mimar Sinan tarafından yenileme çalışmaları sırasında inşa edilmiştir. Bu sebeple Ayasofya'nın farklı zamanlarda yapılan 4 minaresi birbirinden farklı bir şekilde inşa edilmiştir.

AYASOFYA'NIN TAPUSU FATİH VAKFI'NDA

-Ayasofya'nın Osmanlı'dan bu yana gelen resmi statüsü nedir?

Ayasofya, İstanbul Fethedildikten sonra Fatih Sultan Mehmet Han tarafından vakfedilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra tapu kayıtlarının aktarılması ve Türkiye Cumhuriyeti Kadastro ve Tapulama faaliyetleri çerçevesinde 1936 tarihli tapu senedine göre, Ayasofya "57 pafta, 57 ada, 7 parsel olarak Fatih Sultan Mehmed Vakfı adına; Türbe, Akaret, Muvakkithane ve Medreseden oluşan Ayasofya-i Kebir Camii Şerifi" adıyla tapulanmıştır.

-Peki Ayasofya'nın bu amaç dışında kullanılması Vakıflar Kanuna'na aykırı değil mi?

Ayasofya, Fatih Sultan Mehmet Vakfı hayratında olan cami olarak Osmanlı'dan günümüze intikal eden mazbut vakıf olarak Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün tasarrufundadır. Ayasofya Camii "Mehmed Han-ı Sani bin Murad Han-ı Sani (Fatih Sultan Mehmed) Vakfı" vakfiyesinde yer aldığı dikkate alınarak vakfiyenin şartları çerçevesinde kullanılması gerekmektedir. Bunun dışında kullanımı Vakıflar Kanuna aykırıdır.

1931'DE BİZANS ESTİTÜSÜ RESTORASYONA BAŞLADI

-Müzeye dönüştürülmesinin hukuki dayanağı nedir?

1931'de Amerika Bizans Enstitüsü'nün kurucusu Amerikalı arkeolog Thomas Whittemore, Ayasofya'daki mozaiklerin tekrar ortaya çıkarılması için Türkiye'deki yönetimden izin istedi. Cumhuriyetin ilanından sonra, Ayasofya'da bir takım tamiratlara; ibadethane kısmı, dış avlu ve bina etrafı müze haline getirilmek için faaliyetlere girişildi. Daha sonra müzeye çevrilmesine ilişkin alınan Bakanlar Kurulu Kararıyla Ayasofya Cami müzeye dönüştürülmüştür.

-Müzeye dönüştürülmesinin belgesi var mı?

Ayasofya Camii'nin müzeye çevrildiğine ilişkin 2 sayfalık bir Bakanlar Kurulu kararından mevcuttur.

ATATÜRK'ÜN İMZASI TARTIŞMALI

-Ayasofya'yı müzeye dönüştüren kararnamenin altındaki imzanın Atatürk'e ait olmadığı konusu günümüzde hala tartışılıyor. Bu konuyu araştırma imkanınız oldu mu?

Konuya daha önce Prof. Yusuf Halaçoğlu da dikkat çekmişti: Hükümet üyelerinin bugün Cumhuriyet Arşivi'nde, 49-79-6 numarada muhafaza edilen iki sayfalık kararnamenin son sayfasındaki imzaları gerçektir; yani bakanlar imzalarını bizzat atmışlardır. Ama bu imzaların hemen üzerinde yer alan "K. Atatürk" imzasında apaçık bir tuhaflık vardır, zira Atatürk'ün böyle bir imzasını başka hiçbir belgede göremezsiniz! Kararnamedeki bu imza sanki bir başkası tarafından atılmış gibidir.

İki sayfalık kararnamenin metninde de bir gariplik mevcut olduğu, sayfaların üzerindeki antetlerin de farklı olduğu, ilk sayfa "T. C. Başvekâlet Kararlar Müdürlüğü" antetli resmî kâğıda daktilo ile yazılmış ve 2/1589 numarası konmuştur ama antet ikinci sayfada değişmekte, "T. C. Başvekâlet Muamelât Müdürlüğü" olduğu şeklinde belirtmiştir.

İMZAYI ADLİ TIP ARAŞTIRMALI

-İmzanın sahte olması tartışmasının hukuki olarak sonlandırılması mümkün değil mi?

Ayasofya Kararnamesi'nin altındaki imzası uzunca bir süredir sahte olup olmadığı tartışılmaktadır. Bu tarihi karar üzerindeki şüphenin tarih önünde giderilmesi gerekmektedir. Konusunda uzman grafoloji uzmanları eliyle ya da gerek duyulması halinde doğrudan Adli Tıp Grafoloji Ana Bilim Dalının incelemesi ile bu tarihi tartışma sona erecektir.

GÖZLER 2 TEMMUZ DANIŞTAY KARARINDA

-Danıştay 2 Temmuz'da bir karar açıklayacağı belirtiliyor. Bu kararın içeriği nedir?

Sürekli Vakıflar Tarihi Eserlere ve Çevreye Hizmet Derneği, 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararının iptali istemiyle Danıştay 10. Dairesi'ne 2005'te dava açtı. Daire Ayasofya'nın müze olarak kullanılmasında hukuka aykırılık görmedi ve davayı reddetti. Danıştay'dan sonuç alamayan derneğin Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvurusu da reddedildi. Dernek 2016'da, ikinci kez Danıştay'da dava açtı. Ayasofya'nın müzeye çevrilmesine ilişkin kararın iptali istenirken karardaki Atatürk imzasının sahte olduğu da iddia edildi. Danıştay 2 Temmuz'da Ayasofya'nın müzeye çevrilmesine ilişkin Bakanlar Kurulu Kararının iptaline ilişkin bir karar vermesi bekleniyor. Danıştay savcısı, görüşünde, Ayasofya'nın müze olarak kullanılmasının idarenin takdir yetkisi kapsamında olduğunu ve hukuka aykırılık bulunmadığını ifade etti. Ancak savcı görüşünün karar üzerinde bir bağlayıcılığı bulunmuyor.

-Bir hukukçu olarak sizin kanaatiniz nedir? Ayasofya'nin vakıf senedinde yeralan amaçlar dışında kullanılması hukuka aykırı mıdır?

Benim kanaatim Osmanlıdan Cumhuriyete intikal eden Mazbut vakıflar bakımından vakfiyesindeki amaç dışında kullanılması açıkça kanuna aykırıdır. Nitekim Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından bu vakıflar hakkındaki tasarruflar da vakfın amacı dışında kullanılmasına izin verilemez. Ayasofya Camii ve müştemilatı Fatih Sultan Mehmed Vakfı vakfiyesindeki amaç doğrultusunda kullanılması gerekir. Ayasofya Camii statüsü tesis edilip camii olarak ibadete açılması gerekir.

-Unesco'nun dünya mirası listesinde olması, Ayasofya'nın tekrar cami olmasında bir engel mi?

UNESCO'nun Dünya Kültür Miras Listesi'nin İstanbul bölümünde Ayasofya'yı müze olarak tanımlamadığı gibi, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın İstanbul Tarihi Alanlar Kültür Miras Listesi'nde de Ayasofya müze olarak tanımlanmıyor. UNESCO tarafından 6 Aralık 1985 tarihinde alınan 356 sayılı kararda; "Ayasofya içerisindeki mozaikler Doğu ve Batı Hıristiyan sanatına kilise yapımında model teşkil etmiş, cami oluşuyla birlikte camiler için de bir model olmuştur" deniliyor. UNESCO'nun Dünya Kültür Miras Listesi'nin İstanbul bölümünde Ayasofya'yı müze olarak tanımlamadığı gibi, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın İstanbul Tarihi Alanlar Kültür Miras Listesi'nde de Ayasofya müze olarak tanımlanmıyor. Bu sebeple Ayasofya'nın cami olması UNESCO tarafından bir sıkıntı teşkil etmeyecektir. Ayasofya Osmanlı döneminde yapılan ihya ile bir bütün olarak Dünya Kültür Mirası listesinde yer almıştır.

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'ndan Ayasofya açıklaması!

Mevlüt Çavuşoğlu: Ayasofya ulusal egemenlik konusudur!


Geri Dön