28 / 03 / 2024

BDDK Başkanı Tevfik Bilgin: Konut kredileri, geleceğin yıldızı ancak hassas olmalı!

BDDK Başkanı Tevfik Bilgin: Konut kredileri, geleceğin yıldızı ancak hassas olmalı!

BDDK Başkanı Tevfik Bilgin, Türkiye'de konut kredisi kullananların sayısının 1 milyon 360 bin kişiye ulaştığını belirterek, “Konut kredisinde müthiş potansiyel var. Konut kredileri, KOBİ'lerle birlikte, bankacılıkta geleceğin yıldızı. Ancak son krizlerin



 

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Tevfik Bilgin, bankaların toplam konut kredisi kullandırdığı kişi sayısının 1 milyon 360 bin kişiye ulaştığını belirterek, “Konut kredisi alanında müthiş bir potansiyel var. Konut kredileri, KOBİ’lerle birlikte, bankacılıkta geleceğin yıldızı. Ancak son krizlerin temel sebebi varlık fiyatlarının da şişmesiyle birlikte konut kredileri. BDDK’nın ve Sermaye Piyasası Kurulu’nun (SPK) hassas olması lazım” dedi.    Takipteki krediler   Bilgin, Finans Derneği’nde yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Sektörün geleceğine yönelik yaptığımız projeksiyonlarda, yakın vadede en büyük riskin kredilerin takibe dönüşümü olacağını görüyoruz. Bu konuda bazı sinyaller alıyoruz. Bu, özellikle izlenmeli. Gerektiğinde önlem alınabilir. Sadece ortalamalara değil, banka bazında da takibe dönüşüm oranlarına bakmak lazım.”  BDDK’nın 9 Mart tarihli verilerine göre, brüt takipteki alacaklar toplamı 19.6 milyar TL. Bu oran 2011 sonunda 18.8 milyar TL seviyesindeydi. Bankacılık sektöründe takipteki alacakların kredilere oranı 2011 sonunda brüt yüzde 28 olarak gerçekleşti.”    Basel II’ye geçiş   Diğer bir acil konunun da uzun, 2-3 yıl vadeli finansman ve kaynak bulma sorunu olduğunu söyleyen Bilgin şöyle devam etti: “Vergisel veya bize özel diğer avantajlar olabilir. Ancak bu konuda acil bir şeyler yapmak gerekiyor. Bir diğer önemli konu da sektörün sermaye yeterlilik oranı. 1 Temmuz itibarıyla bankacılık sektöründe Basel II’ye geçişle birlikte, sermaye yeterlilik oranlarında ortalama 1.4 puan düşüş olacağını hesaplıyoruz. Sermaye yeterlilik oranları önümüzdeki dönemde önemli problemlerden biri olabilir. Bu alanda aşağı salınım var. Kurumların becerisi de bu zamanlarda kendini gösterir.” Bankacılık sektörünün Ocak sonu itibarıyla SYR’si yüzde 16.8 seviyesinde bulunuyor.   Bir bankayı soymanın en kolay yolu sahiplik   Tevfik Bilgin, yeni bankacılık lisansları ile ilgili, “Kuruluş izni alarak ilk aşamayı geçmiş bir bankamız var. Şu anda faaliyet izni için gelmelerini bekliyoruz. Bunun dışında sıfır lisans talepleri var. Ama Türkiye’ye girişin bir şerefiyesi olmalı. Bu 300 milyar dolar sermaye ve tabii ki iyi reputasyon. Bunlar ön koşul. Türkiye’ye öyle bir teveccüh var ki; önümüzdeki dönemlerde de yeni sinyaller olabilir. Bir bankayı soymanın en kolay yolu o bankaya sahip olmaktır. Bence, BDDK gibi kurumların topluma karşı ilk ve en büyük günahı lisans konusunda yapacakları hatadır. Bu konuda çok keskinim. Şu anda elimizde sıfır lisans için bir başvuru var” dedi. BDDK geçtiğimiz ekim ayında 12 yıl aradan sonra ilk kez Lübnan’ın en büyük bankası Bank Audi’ye lisans vermişti. Bank Audi şu sıralar teknik altyapısını tamamlayarak faaliyet izni almak için çalışmalarını yürütüyor. Ayrıca daha önce Türkiye’de defalarca banka satın alma konusunda girişimlerde bulunan İtalyan Bank Intesa’nın bankacılık lisansı almak üzere BDDK’ya başvurduğu hafta başında basına yansımıştı.   Faiz marjlarında iyileşme oldu   Tevfik Bilgin, Bankacılık sektörünün 2012 Ocak’ta geçen yılın aynı ayına göre yüzde 18’lik kâr artışı ile ilgili, “Bankalarımızın faiz marjlarında bir iyileşme oldu. Temel sebebi budur” dedi.   Kriz önlemlerinde ölçü kaçmamalı, büyümeyi önler   BDDK’nın işleyişiyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Tevfik Bilgin, şöyle konuştu: “Biz icrai müdahale etmeyiz. Bizim görevimiz, önceden kuralları koyup uyulup uyulmadığına bakmak. Diğer kurumlardan farkımız banka bazında da uygulama yapabilmek. Bu müthiş, önemli, hassas bir konu. BDDK teknik çalışanları banka şubeleri bazında da denetlemeler yapıyor. Yerinde denetim çok önemli bir konu ve önümüzdeki dönemde bu konuda gelişmeler görülecek. Regülasyonda hassas dengenin iyi korunması gerekiyor. Tedbir alırken ölçü kaçmamalı. Ülkenin büyümesini bile engelleyebilir.”

Geri Dön