Depreme karşı güvenli şehirler için 'Riskli bölgelerde planlı dönüşüm' şart!
Aura Design Studio Kurucusu ve Mimar Filiz Cingi Yurdakul, riskli bölgelerde kentsel dönüşüm projelerinin planlı ve koordineli bir şekilde hayata geçirilmesi gerektiğini belirtti.
Aura Design Studio Kurucusu ve Mimar Filiz Cingi Yurdakul, Türkiye’nin deprem kuşağında yer aldığını hatırlatarak, sadece Marmara veya Ege Bölgesi değil, ülke genelindeki tüm şehirlerde deprem gerçeğinin göz ardı edilemeyeceğini belirtti.
Yurdakul, özellikle 2000 yılı öncesinde inşa edilen yapıların güncel deprem yönetmeliklerine uygun olmaması sebebiyle, İstanbul, İzmir, Bursa, Kocaeli ve diğer deprem riski yüksek şehirlerde eski yapı stoğunun incelenmesi, gerekli tespitlerin yapılarak güçlendirilmesi ya da yeniden inşasının zorunlu olması gerektiğine vurgu yaptı.
BÜTÜNCÜL BİR ENVANTER ÇALIŞMASI YAPILMALI
Yurdakul, Türkiye genelinde bütüncül bir envanter çalışmasının başlatılması gerektiğini vurgulayarak, “Bu envanter sayesinde yapıların yaşı, malzeme kalitesi, zemin özellikleri ve mevcut deprem yönetmeliklerine uygunluk durumu ortaya konabilir. Bu çalışmaların ardından riskli yapılar belirlenmeli, hangi binaların güçlendirileceği, hangilerinin ise yeniden inşa edileceği netleşmelidir” diye konuştu.
RİSKLİ BÖLGELERDE PLANLI DÖNÜŞÜM ŞART
Riskli bölgelerde kentsel dönüşüm projelerinin planlı ve koordineli bir şekilde hayata geçirilmesi gerektiğini belirten Yurdakul, “Bu süreç sadece betonarme dönüşüm olarak görülmemeli. Sosyal etkiler, çevresel faktörler ve sürdürülebilirlik mutlaka dikkate alınmalı.
İstanbul’un zemin özellikleri ile İzmir’deki ve Akdeniz kıyısındaki yapılaşma ve planlama koşulları birbirinden farklıdır. Dolayısıyla her bölge için özel projeler geliştirilmelidir” dedi.
DEPREMLE MÜCADELEDE DÜNYA ÖRNEKLERİNE BAKILMALI
Deprem riski ile mücadelede dünya örneklerine de bakılması gerektiğini belirten Filiz Cingi Yurdakul şunları söyledi: “Özellikle Japonya, yüksek deprem riskine rağmen disiplinli şehir planlaması, yapı teknolojileri ve toplum bilinci sayesinde güvenli yaşam alanları yaratmayı başarmıştır.
Türkiye’de de mühendislik, mimarlık ve şehircilik disiplinlerinin iş birliğiyle benzer bir yaklaşım benimsenmeli. Zemin etütleri, yapı malzemeleri ve statik doğru çözümlerle desteklenen projeler hayata geçirilmeli.” dedi.
Deprem gerçeğiyle mücadelede mimarların daha aktif rol üstlenmesi gerektiğini vurgulayan Yurdakul, “Mimarlık Yasası’nın bir an önce çıkarılması gerekiyor.
Mimarlar sadece estetik değil, aynı zamanda güvenli yapılar üretmeli, kentsel dönüşüm projelerine yön vermeli ve toplumu bilinçlendirme noktasında da aktif sorumluluk üstlenmelidir” diye konuştu.
Türkiye’nin deprem riskine dayanıklı şehirler haline gelmesinin yalnızca teknik çözümler değil, aynı zamanda sosyal farkındalık, koordinasyon ve planlama gerektirdiğini söyleyen Yurdakul, “Kamu kurumları, özel sektör, mimarlar, mühendisler ve halk birlikte hareket etmediği sürece kalıcı bir çözüm sağlanamaz.
Deprem riskiyle mücadele, sadece yapıları dayanıklı hale getirmek değil, aynı zamanda Türkiye’nin tarihi, kültürel ve mimari değerlerini koruyarak gelecek kuşaklara aktarmakla mümkündür” diyerek sözlerini noktaladı.
| Evini kentsel dönüşüme vermek isteyenler dikkat! Maliklerden biri kabul etmese bile riskli yapı tespiti yapılabilir mi? |
| Kentsel dönüşümde yıkımlar planlı, kontrollü ve güvenli yapılmalı! |