18 / 04 / 2024

İnşaat sektöründe vergileme sistemi değişiyor!

İnşaat sektöründe vergileme sistemi değişiyor!

Sözcü Gazetesi'nin yazarlarından Dr. Nedim Türkmen bugünkü yazısında Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunu'ndaki inşaatla ilgili maddeleri kaleme aldı. İşte Nedim Türkmen'in o yazısı...



Haziran ayı sonuna kadar yeni hükümet tarafından Meclis'ten geçirilerek, kanunlaşması beklenen Gelir Vergisi Kanunu Tasarısı'nda oldukça önemli düzenlemeler mevcuttur.


Özel inşaat işlerinin vergilendirilmesi


Türk vergi sisteminde yıllardır mevzuatta düzenleme olmaması nedeniyle; Maliye Bakanlığı'nın muktezaları ve yargı kararlarının uygulamaya yön verdiği “özel inşaat yapımı, satışı ve vergilendirilmesi'' konusu nihayet mevzuatta yer bulmaktadır.Mevcut Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunu'nda olmayan bu düzenleme kanun maddesi olarak gelmektedir. Söz konusu kanun maddesinin getirilmesi genel olarak olumlu olmakla birlikte, kanun maddelerinin içeriğinde sorunlar bulunmaktadır.


Ticari kazanç tanımına gerek yok


Tasarının 13. Maddesi'nin 2. fıkrasında yer alan “İktisap şekli ve tarihi ne olursa olsun, kendi arsası üzerine inşaat yapan veya kat karşılığı inşaat işleri dâhil yaptıranların bu inşaat faaliyetlerinden doğan kazançları, inşaat faaliyetinin arsa sahibinin ticari işletmesi bünyesinde gerçekleştirilmesi halinde ticari kazanç hükümlerine tabidir” hükmünün gerek olmadığını düşünmekteyim. Çünkü ticari kazancın genel tanımı zaten özel inşaattan elde edilen gelirlerin ticari kazanç olacağını hükme bağlamıştır.


Hasılat paylaşımı modeli cezalandırılıyor mu?


Tasarının 13. Maddesi'nin 3. fıkrasında yer alan hükümlere göre “Kat karşılığı inşaat işleri dâhil başkasına yaptırılan inşaatlarda, hasılatın müteahhit ile paylaşılmasının kararlaştırılmış olması, faaliyetin arsa sahibi yönünden de ticari faaliyet olduğunu gösterir.'' Bu düzenleme ile “hasılat paylaşımı'' sözleşmelerine göre yapılacak olan inşaat işlerinde, arsa sahibinin kazancının da ticari kazanç olarak vergilendirileceği görülmektedir.


Normal şartlarda arsa sahibinin müteahhide arsasını satarak elde ettiği kazanç, devamlılık yok ise ve elde bulundurma süresi 5 yıldan az ise Gelir Vergisi Kanunu'nun 80. maddesine göre değer artış kazancı, 5 yıldan sonra satışı halinde ise Gelir Vergisi'nden istisna iken; hasılat paylaşımına göre arsa tesliminin hem müteahhit hem de arsa sahibi açısından ticari kazanç sayılması, Anayasa'nın eşitlik ilkesine aykırıdır. Bu nedenle bu fıkrada yer alan düzenlemenin tekrar gözden geçirilmesi gerekmektedir.

Metrekareye bağlı vergileme sakıncalıdır


Tasarının 13. Maddesi'nin 4. fıkrasında, kat karşılığı inşaat işlerinde arsa sahibine teslim edilen taşınmazların; brüt kapalı alanlarının 1.000 metrekareden büyük olması halinde ticari kazanç, 500-1.000 metrekare arasında olması halinde ise ticari organizasyon var ise ticari kazanç olacağı ve bu tarih itibarıyla ticari faaliyete başlandığının kabul edileceği düzenlemesi yapılmaktadır.


Burada arsa sahibinin ticari bir organizasyon çerçevesinde devamlı olarak bu faaliyeti yapıp yapmadığına bakılmaksızın, sadece brüt metrekare alana bakılarak kazancın ticari kazanç olarak belirlenmesi ve bu faaliyetin ticari faaliyet olarak kabul edilmesi Anayasa'nın eşitlik ilkesine aykırıdır. Kazanç unsurunun teslim edilecek metrekare bağlı olarak değişmesi, modern vergileme ilkelerine uygun değildir. Bu husus birçok karışıklığa neden olacaktır.


Arsa sahibinin arsasını doğrudan satışı ticari faaliyet kapsamına girmez iken; satış bedelini taşınmaz olarak almasının ticari faaliyet olarak kabul edilmesi, büyük bir çelişkidir. Şu anda alt komisyonda görüşülmekte olan bu tasarıdan bu hükmün çıkarılması ileride doğacak olan birçok hukuki uyuşmazlığı ortadan kaldıracaktır.


Tasarının Türkiye'de son dönemde inşaat sektöründe yaşanan büyüme ve kentsel dönüşüm projeleri nedeniyle, oldukça sık rastlanan “özel inşaatların vergilendirilmesini “mevzuata koyması olumlu olmakla birlikte; yukarıda tespit ettiğimiz eksikliklerin de giderilmesi bir zorunluluktur.


Sözcü/ Nedim TÜRKMEN


Geri Dön