16 / 04 / 2024

Kentsel yayılma, toplumun yaşam tarzının yansıması!

Kentsel yayılma, toplumun yaşam tarzının yansıması!

Türk Tesisat Mühendisleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı  Gürkan Arı, Enerji verimliliğinin iklim değişikliği ve küresel ısınma ile mücadelede etkin bir yöntem olduğunu bildirdi



5 Haziran Dünya çevre Günü nedeniyle bir açıklama yapan Türk Tesisat Mühendisleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Gürkan Arı; “Tüm dünyanın ortak sorunu haline gelen çevre kirliliği, günümüzde insan sağlığını tehdit eder boyutlara ulaşmıştır. Kontrolsüz ve plansız kentsel yayılma, geri dönülemez çevresel, toplumsal ve ekonomik maliyetleri gizlemektedir. Özellikle toprak ve su kaynaklarının sınırsızmış gibi kullanımı başta gıda güvenliği olmak üzere iklim değişikliğine karşı doğanın savunma sistemlerini de zorlamakta ve enerji verimliliğinin önemini arttırmaktadır.   Kentsel yayılma, bugün artan nüfusa yeni konut ve iş alanları açmaktan çok tüketim odaklı yaşayan toplum kesimlerinin yeni yaşam tarzının mekana yansımasının bir sonucu olarak değerlendirilmektedir. Kent dışında artan müstakil bahçeli konut tercihi, artan konut büyüklüğü, küçülen hane halkları, artan bireysel motorlu araç kullanımı, artan yolculuk mesafesi kentlerin altyapı maliyetlerinin yükselmesine, daha fazla enerji tüketilmesine, su ve arazi kullanımında artışa neden olarak iklim değişikliği ve küresel ısınmayı arttırmaktadır. ” dedi.
 
Gürkan Arı sözlerine şunları da eklemiştir: “Türkiye, özellikle iki enerji kaynağı açısından önemli bir potansiyele sahip bir ülke olarak nitelendirilmektedir. Bu kaynaklar da yenilenebilir bir kaynak olan hidro kaynaklar ile 8 milyar tonun üzerindeki linyit kaynaklarımızdır. Ancak, kömür kaynaklarımızın sadece üçte biri devreye sokulabilmiştir. 125 milyar KWh olan hidrolik potansiyelimizin ise dörtte üçünün kullanılmadığı değerlendirilmektedir. Türkiye 'de neredeyse tamamı ithal edilen doğal gazın % 67 ' sinin elektrik üretiminde, % 90 ' ı ithal edilen petrolün ise % 52 ' sinin ulaştırmada kullanılması, Türkiye 'nin kalkınmasını zorlaştırmakta ve küresel pazarlardaki rekabet gücünü azaltmaktadır. ”
 
IPCC'nin (Intergovernmental Panel on Climate Change) Dördüncü Değerlendirme Raporu'nun nihai değerlendirmesi, dünyada mevcut politika ve tedbirlerle devam edildiği takdirde, 2030 ' dan önce, toplam sera gazı emisyonlarının 2000 yılı değerinin % 25 –90 üzerinde olacağını ortaya koymakta ve enerjinin verimli kullanılmasının önemini açıklamaktadır. Raporda, sera gazı emisyonlarının azaltılması için başvurulabilecek enerji politika ve tedbirleri arasında arz kaynak çeşitlerinin artırılması, enerji verimliliğine önem verilmesi, temiz yakıtlara geçiş, kojenerasyon, yenilenebilir enerji ve nükleer enerji teknolojilerinin daha fazla kullanılması ile enerji çevrim teknolojilerine karbon yakalama ve depolama teknolojisinin entegrasyonu gibi çeşitli seçenekler yer almaktadır. ”  
 
Gürkan Arı ayrıca; “Ülkemizde Enerji verimliliğini desteklemek ve     yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımını teşvik etmek amacıyla, Yenilenebilir Enerji Kaynakları(YEK)Kanunu 2005 yılında yürürlüğe girmiştir. Yenilenebilir enerji kaynaklarından daha fazla faydalanılması, enerjinin verimli ve etkin kullanılması, daha düşük karbondioksit emisyonu sağlayan yakıtların kullanılması, yeni kurulacak enerji güç santrallerinde en iyi uygulanabilir teknik ve teknolojilerin kullanılması ile enerji sektöründe sera gazı emisyonları kontrol altına alınmaya çalışılmaktadır.   Dünya ülkeleri yeni binalar için “güneş ev ” ve “sıfır enerjili evler ” çalışmalarını başlatmıştır. Bu evler (pasif evler) enerjinin mümkün olan en az derecede kullanılmasını sağlayacak tasarım, yalıtım ve teknolojik uygulamaların birleşmesiyle sağlanmaktadır (birleşik ısı ve güç sistemleri, ısı pompaları vb.) Bu sistemlerde,   son kullanıcının bu binanın kullanım ömrü boyunca tasarruf ettiği miktar ile ilk yatırım maliyeti karşılanmaktadır ve tasarruf edilen enerji ile ülkemizin ilerdeki enerji ihtiyacı azaltılacaktır. ” sözleriyle enerji tasarrufunun önemini vurgulamıştır.
 
Enerji verimliliği ile çevreye sağlanacak katkının öneminin daha da açık görülebileceğini ifade eden Arı;   Ülkemizde de enerji verimliliği konusunda çalışmalar başlamıştır. 2007 yılında Enerji Verimliliği Kanunu çıkartılmış, 2008 yılında Sanayi Yönetmeliği ve 5 Aralık 2009 tarihinde de Binalarda Enerji Performans Yönetmeliği (BEP Yönetmeliği) yürürlüğe girmiştir. Enerjide % 75 dışarıya bağımlı olan ülkemizde, bu kanunla, enerjinin ekonomik kullanımı amacıyla binalarda enerji kimlik belgeleri düzenlenecek ve enerjinin etkin, ekonomik, ekolojik ve etik kullanımı sağlanacaktır. Enerji verimli yeni binalar veya sıfır CO2 konutlarının ülkemizde yapılabilmesi için, arazi kullanım planlaması, mimari projelendirme, tesisat uygulaması ve yapı malzemesi konularında yasal düzenlemelerin yapılması ve teknik düzeyde enerji verimliliği bakış açısının kazanılması gerekmektedir. Ayrıca, kullanıcı düzeyinde de enerji verimli bir yaşama alışkanlığı kazanılması önemlidir. Enerji verimliliği; sera gazı salımlarını azaltmada diğer önlemler arasında etkin ve tüketicinin ulaşılabilir yatırımlarına olanak sunan teknolojiler bütünüdür. Isıtma, soğutma, sıcak su ihtiyacı ile birlikte aydınlatma enerjisi ihtiyacının da azaltılması, bu enerjiler bütününe ve sera gazı salımlarına göre enerji kimlik belgesi düzenlenmesi yönetmeliğin esasını oluşturmaktadır. Ülkemizde BEP 'in yaygınlaştıracağı enerji verimlilik uygulamaları; sürdürülebilirlik, enerji tasarrufu, konfor, ekonomi ve çevreye katkı adına önemli bir adımdır. Son yıllarda enerji verimliliği ve çevre konusu tüm dünyanın gündemine girmiştir. Yenilenebilir enerji kullanan sistem ve cihazlar projelerde yer almaya başlamıştır. ABD 'de 2030, AB Ülkelerinde ise 2018 yılı için ”Net Sıfır Enerji Binaları ” hedeflenmektedir. TTMD, enerji verimliliği konusunda dünyadaki gelişmeleri izleyerek ülkemizdeki çalışmalara katkı koymakta ve öncülük yapmaktadır. ” sözleriyle TTMD 'nin bu çalışmalar içinde aldığı konumun altını çizmiştir.


Geri Dön