24 / 04 / 2024

Konut satın alan yabancı satış sonra yalnız bırakılmamalı!

 Konut satın alan yabancı satış sonra yalnız bırakılmamalı!

Yabancılara, sadece konut sunmak/pazarlamak yeterli değil. Alışveriş, yeme-içme, eğitim, çalışma, kültür, eğlence, sağlık hizmetleri, alış-veriş, turizm hayatında İstanbul’un neler sunduğu çok iyi anlatılmalı



Türkiye’nin 2013’te onur konuğu ülke olduğu MIPIM Fuarı ve benzeri organizasyonlarda, İstanbul,

“cazibesi olan bir yaşam merkezi” olarak öne çıkarılmalı. Bunu sağlayacak da ortak akıl ve irade;

gayrimenkul geliştiricileri ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi bir araya gelerek İstanbul’dan konut satın

alan yabancıları, İstanbul’un yaşamına alıştıracak bir ajans kurmalı. Konut satın alan yabancı, satış

sonrasında yalnız bırakılmamalı. Esas yapılması gereken, artık yaşamak için Türkiye’yi seçen yabancıyı

sahiplenmektir.


Kamuoyunda kısaca “mütekabiliyet yasası” olarak bilinen, 6302 no.’lu yasanın başlattığı yeni dönemin, biz

Türkler ve ülkemizden mülk edinecek yabancılar için farklı bir deneyim yaratacağı çok açık. Üzerinde durulması

gereken en önemli konu, şehirlerimizin, yabancıların yaşamasına ne kadar uygun ve hazır olduğunun

irdelenmesidir. Özellikle İstanbul’u odağa almak ve yabancıların rahatça yaşayabileceği bir şehre dönüştürmek

gerekir. Kamu ve belediye hizmetlerinin, dünyanın dili İngilizce de verilmesi gerekir.


Yaşamak için bir şehir değiştirmek, hele ki bir ülke değiştirmek, kolay alınan bir karar değil. Bu açıdan

baktığımızda İstanbul’un neden tercih edilmesi gerektiğini anlatacak, elimizde güçlü doneler olmalı. Yabancılar

İstanbul’u insanca bir yaşam değil, cazibeli bir yaşam için tercih edecekler. Bu cazibeyi neler yaratacak; yemeiçme,

eğitim, çalışma, kültür, eğlence, sağlık hizmetleri, alış-veriş, turizm alalarında İstanbul’un neler sunduğu

çok iyi anlatılmalı ve “İstanbul’da Yaşıyorum” demenin farkının ne olacağı iyi benimsetilmeli.


Bir konuta müşteriyi bulmak, belki en kolayı kalır. Zor olanı, satılan konutlarda yaşayacak yabancıların

gerçekten yaşamayı arzu edeceği bir şehri kurgulayabilmektir. Konut satın alan yabancıları, İstanbul’un

yaşamına alıştıracak, gayrimenkul geliştiricileri ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin inisiyatifiyle hayata

geçecek, satış sonrası hizmetler kapsamında çağrı merkezi mantığı ve asistan ruhu ile hizmet verecek bir ajans

kurulmalı. Bu ajans, konut satın alan yabancılara, İstanbul’da yaşadıkları ilk bir yıl boyunca şehirdeki yemeiçme,

alışveriş, kültür, eğlence, alış-veriş, sağlık hizmetleri, turizm hayatı ile ilgili bilgilendirme hizmeti vermeli.

Böyle bir ajansın finansmanı, konutu satan gayrimenkul geliştiricisi, devlet/belediye ve konut satın alan ve böyle

bir hizmetten faydalanmak isteyen yabancının aktaracağı fonlar ile sağlanabilir. Bu ajans, bir tapu kayıt

işleminin nasıl yapılacağından, engelli dostu bir restoranın nerede olduğuna kadar, farklı sorulara cevap verebilir

nitelikte kurgulanır. Bu ajansın varlığı, uluslararası pazarlarda, tanıtım ve reklam yaparken de öne çıkarılabilir;

yabancılara, İstanbul’da yaşamayı seçtiklerinde ve buradan konut satın aldıktan sonra ‘yalnız kalmayacakları’

güvencesi verilir; konut satın almaya ikna edici bir enstrüman olarak kullanılabilir.


Esas konu, artık yaşamak için Türkiye’yi seçen yabancıyı sahiplenebilmektir, yabancılara “İyi ki İstanbul’da

yaşamayı seçmişim” dedirtebilmektir. Bir mutlu müşteri, bir yeni müşteri getirir, bir mutsuz müşteri on yeni

müşteriyi götürür. Bir de böyle bir ajansı finanse etmek, “İngiliz XX, kartına doğal gaz kontörü yükletmek

isterken 5.000 TL dolandırıldı” başlıklı/içerikli haberler okumaktan iyidir.


İsmail ÖZCAN

Y. Mimar

Genel Sekreter, Gayrimenkul İçin Strateji Platformu, www.gisp.org.tr


Geri Dön