19 / 04 / 2024

Louis Vuitton ilk restoran kafesini Japonya'da açtı! 

Louis Vuitton ilk restoran kafesini Japonya'da açtı! 

Fransız marka Louis Vuitton, Japonya'nın Osaka kentinde, 166 yıllık tarihinin ilk restoran ve kafesini açtı. Maison Osaka Midosuji'nin en üst katı Louis Vuitton'un ilk restoran ve kafesi için ayrılmış...



Adını lüks ve keyifli bir restoranla bir araya getiren moda markaları kervanına Louis Vuitton da katıldı. Fransız marka, 166 yıllık tarihinin ilk restoran ve kafesini "kaliteli üründen anlayan insanların ülkesi” Japonya'nın Osaka kentinde açtı.

Forbes Dergisi'nden Şule Kaya'nın haberine göre; alışveriş yapmak yorucu iş doğrusu. Aradığını bulmak için dolaşacak, üzerine uyup uymadığını anlamak için deneyecek, saatlerce ayakta kalacaksın. Bir de tüm bu telaşın arasında dinlenmek ya da öğle yemeğini yiyebileceğin bir mekân aramak zorunda kalacaksın. Fransızların moda dünyasına yön veren markalarından Louis Vuitton, işte tam da müşterilerinin bu beklentisini yerine getirmek üzere 166 yıllık tarihinin ilk restoranını açtı. Ve bu önemli girişimi için lüks markaların en önemli pazarlarından biri haline gelen Japonya'yı tercih etti. Japonya'nın ekonomi merkezlerinden Osaka şehrinde, şubat ayının ilk günleri açılan Sugalabo V ve kafesi Le Cafe V, alışverişe ara verip nefes almak isteyen gusto sahibi müşterilerine hizmet vermeye başladı bile.

Moda dünyasının ünlü markalarının, isimlerini kafe ve restoranlarla bir araya getirmesi yeni değil aslında. Bu işin öncülerinden biri ABD'nin ünlü markalarından Ralph Lauren. İlk restoranı The RL'yi 1999 yılında Chicago'da açan, ardından arka arkaya New York, Paris ve Londra'daki restoranlarını hizmete sokan Ralph Lauren, son olarak New York ve Asya'daki toplam altı kafesiyle zincirini genişletti. Yine ABD'nin ikonik mücevher markası Tiffany & Co, 2017 yılında Blue Box isimli kafesini New York 5. Caddedeki en büyük mağazasının içinde açtı. Kasım ayında yenileme amacıyla bir süreliğine kapanan Blue Box, önümüzdeki yıi yepyeni mimarisi ve dekorasyonuyla misafirlerini ağırlamaya devam edecek. Armani'nin restoran ve kafeleri ise dünyanın birçok noktasında yıllardır hizmet veriyor. İtalya'nın dev moda markası Gucci de Italyan şef Massimo Bottura işbirliğiyle ilk restoranını 2018 yılında Floransa'da, Gucci Osteria da Massimo Bottura adıyla açmış, geçtiğimiz kasım ayında ilk Michelin yıldızını almıştı. İtalyan marka bu başarının hemen ardından kısa süre önce ABD'deki ilk restoranını açmaya hazırlandığını duyurdu. Yine üç Michelin yıldızlı İtalyan şefle birlikte çalışacak olan Gucci'nin yeni restoranı, bahar aylarında Los Angeles'ta kapılarını açacak. Restoran, Gucci'nin Rodeo Drive'deki 'mağazasının üst katında misafirlerini ağırlayacak. Bu arada yine kısa süre önce Christian Dior'un da Rodeo Drive'da restoran açmaya hazırlandığı duyuruldu. Fransız marka, Saint Tropez'deki mağazasının bahçesinde sadece yaz aylarında hizmet veren restoranı The Dior Des Dices'i her yıl mayıs ayının ortasında açıyor, restoran ekim ayının ilk haftasına kadar hizmet veriyor. Dior'un sahibi LVMH Group'un, Los Angeles'taki Rodeo Drive'de yaklaşık 5 bin metrekarelik bir bina satın aldığı ve burada bir Dior restoranı ile Cheval Blanc otellerinin bir zincirini açmayı planladığı öğrenildi.

Deniz Temalı Mağaza

Louis Vuitton ise tarihinin ilk restoranını şubat ayının ilk günlerinde Japonya'nın Osaka şehrinde açtı, işin doğrusu Fransız marka sadece restoran değil, Japonya'nın en büyük Louis Vuitton mağazasıyla Uzakdoğu'nun bu çok önemli pazarının huzuruna çıktı. Dört katlı mağaza, Maison Osaka Midosuji adıyla anılıyor. Maison Osaka Midosuji'nin mimarı, daha önce Louis Vuitton'un, aralarında New York 5. Cadde'deki görkemli merkezinin de bulunduğu "birçok mağazasının inşasında görev alan başarılı Japon mimar Jun Aoki. Japon mimar binanın inşasında başarılı Amerikan mimar Peter Marino ile birlikte çalışmış. Maison Osaka Midosuji binası, dışarıdan sıra dışı bir görünüme sahip. Deniz temalı ayrıntılarla süslenen binanın dış cephesi beyaz yelken figürleriyle süslü, içeride de ahşap zeminler, ahşap kaplama sütunlar ve metal tavanla misafirlerin kendilerini geleneksel Japon ticaret gemileri Higaki-Kaisen'lerden birinin içindeymiş gibi hissetmeleri sağlanıyor. Bu temayla mimarlar aslında Japonya'nın en önemli ticari limanlarından biri olan Osaka'nın köklü denizcilik geçmişine gönderme yapıyor. Bu tasarımla aynı zamanda Osaka'nın, dünyanın en önemli seyahat merkezlerinden biri oluşuna da dikkat çekiliyor.

Maison Osaka Midosuji'nin en üst katı Louis Vuitton'un ilk restoran ve kafesine ayrılmış. Sugalabo V isimli restoranın mutfağı Japonya’nın en ünlü şeflerinden Yosuke Suga'nın imzasını taşıyor. 44 yaşındaki Japon şef, ülkenin en ünlü restoranlarından Sugalabo'nun sahiplerinden. 2015 yılında dünyaca ünlü Fransız şef Joel Robuchon ile birlikte Sugalabo'yu açan Yosuke Suga, yerel Japon lezzetlerini dünyaya sunmak konulunda tutkulu bir aşçı. Rezervasyon yaptırmanın gizlilik esasına dayandığı ve sadece çok özel misafirlerin kabul edildiği 20 masalık Sugalabo, açıldığından bu yana Fransa'nın en iyi restoranlar listesi The List'in gediklilerinden biri aynı zamanda. Maison Osaka Midosuji'nin içindeki Sugalabo V de, misafirlerine sıra dışı yemek deneyimi sunmak isteyen bu ünlü restoranın aynı zamanda bir şubesi. Sadece akşamları hizmet veren Sugalabo V'de, Tokyo'daki restoranda olduğu gibi mutfak misafirlere açık halde konumlandırılmış. Bu arada restoranın içinde ayrı bir girişi olan ve kapalı gruplar tarafından kullanılabilecek küçük bir yemek salonu daha bulunuyor. Sugalabo Vnin menüsü yetenekli Japon şefiri seçimlerinden oluşuyor.

İddialı Menü

Le Cafe V ise görkemli binanın terasında yer alıyor. Bir kapı aracılığıyla Sugalabo V'den de ulaşılabilen kafenin gökyüzüne yakın konumunu avantaja çeviren terasının denizin renklerine sahip zemini, güneş ışığını yansıtırken ortaya çıkan renkler ka-feye canlılık katıyor. Le Cafe V'de bir de kokteyl barı bulunuyor. Sadece geceleri değil gündüzleri de misafirlerini ağırlayan kafenin menüsü de Yosuke Suga'nın imzasını taşıyor. Son derece güneşli ve aydınlık bir alana sahip Le Cafe V'nin menüsü, satsuma çayı, turzum ve kagoshima çayları gibi ferahlatıcı içeceklerle süslü. Raklet peynirli Croque Monsieur, Kobe bifteği (VVagyu), peynirli ve yengeçli makarna, Opera pastası, Madagaskar'dan vanilyalı milföy tatlısı, çilekli Fraisier pastası, Le Cafe V'nin zengin menüsünün iddialı seçeneklerinden birkaçı.

Peki Louis Vuitton'un, ürünlerinin her yerine yerleştirmeyi çok sevdiği logosu restoran ve kafenin her yerini süsleyecek mi? Sugalabo V ve Le Cafe V'de tahminlerin aksine markanın logosu neredeyse hiç görünmeyecek. LV harfleri sadece, markanın Objets Nomades koleksiyonunun tasarımcısı Tokujin Yoshioka tarafından ortaya çıkarılan çatal bıçak takımlarında yer alacak.

Japonya, gelir seviyesinin ve yaşam standartlarının yüksekliği sebebiyle özellikle lüks markaların en önemli pazarlarından biri haline geldi. Aslında sadece Japonya değil, Doğu Asya'nın neredeyse tamamı... Nitekim Louis Vuitton'ın sahibi LVMH Group'un kurucularından Bernard Arnault, kaliteli ürün konusunda son derece hassas olan Japonlar sayesinde lüks markaların satış rakamlarının ulaştığı başarıya dikkat çekiyor ve Japon müşterinin önemine dikkat çekiyor. Louis Vuitton'un ilk restoranını Japonya'da açma kararı da markanın ülkeye verdiği önemi ortaya koyuyor.


Geri Dön