19 / 04 / 2024

Nüfusu 10 milyonu aşan megakentler şehir yaşamını dünya çapında değiştirecek!

Nüfusu 10 milyonu aşan megakentler şehir yaşamını dünya çapında değiştirecek!

Şehirleşme oranı hızla artarken dünyada nüfusu 10 milyonun üzerinde olan megakentlere yenileri ekleniyor. Belki Çin'deki Chengdu'nun adını bile duymadınız ama burası kentleşmenin yeni laboratuvarı



 

Çok azımız 14 milyonluk nüfusuna ve ekonomik gücüne rağmen Chengdu'nun muhteşem yükselişine dikkat etmişizdir. Hatta Hindistan'daki Ghaziabad, Surat ve Faridabad'ı, Endonezya'daki Palembang'ı ya da Çin'deki Beihai'yi da pek önemsememişizdir, Ancak bu değişmek üzere. Bu şehirlerin her biri, dünyadaki en hızlı büyüyen şehirler arasında. Onların böylesine hızlı büyümesi, şehir yaşamını dünya çapında değiştirecek.   Beihai 1.3 milyonluk nüfusunu yedi sene içerisinde ikiye katlayacak. Chengdu belediyesi ise 20 milyon olacak. Uzmanlar 10 milyon ve üzeri nüfusu olan megakentlerin, önümüzdeki 10-20 yıl içerisinde nüfuslarını ikiye katlayacağını ve özellikle de Güney Asya ve Uzakdoğu'daki bu daha az bilinen şehirlerin daha fazla dikkat çekeceğini söylüyor. Yeni çağın neler getireceği ekonomistleri, iş adamlarını, güvenlik uzmanlarını ve stratejistleri yakından ilgilendiriyor.   Bu sene bitirilmesi planlanan dünyanın en büyük bağımsız yapısı 'The New Century Global Centre', iki tane bin odalı 5 yıldızlı otel, 20 bin kapasiteli yüzme havuzu, devasa yapay sahili ile kendi deniz kasabasına sahip bir dinlenme tesisi. Ayrıca içinde bir başka devasa ve fütürist yapı olan 'Çağdaş Sanat Müzesi' de ünlü mimar Zaha Hadid tarafından tasarlandı. -  Geçen hafta, Çinli yetkililer şehir nüfusunun 21 milyon artarak 690.79 milyon olduğunu duyurdu. 19. yüzyılda İngiltere ve Amerika'da yaşayanların sadece yüzde üçü şehirlerde yaşıyordu. Ancak İstanbul'dan Jakarta'ya, Sâo Paulo'dan Kahire'ye kadar, bugünün gelişmekte olan ülkelerinin şehirleşmesinin hızı ve boyutunun eşi benzeri görülmedi. Tabii ki şehir merkezlerine göç yüzünden daha önce hiç görülmemiş zorluklar ortaya çıkıyor.   Çin'deki Chengdu örneği bu açıdan bir sınav gibi. Chengdu'nun valisi Ge Honglin, göçten dolayı oluşan bazı sorunları, aileleri kırsalda yaşamaya ikna ederek çözdüklerini iddia ediyor ve ekliyor: "İlk yaptığımız şey, okullar, dükkanlar, çöp toplama ve kanalizasyon sistemi kurarak, kırsal ve şehir arasındaki uçurumu azaltmak oldu. Eğer insanlar kırsalda daha aydınlık bir gelecek görürlerse orada kalmaya karar verirler."   Chengdu'da binlerce kırsal yaşam alanları kurulmuş ve yüzlerce okul yapılmış. Ayrıca şehir sefaletine karşı sıfır tolerans tavrı alarak, kamera ve cep telefonlarıyla şehre hasar verenler tespit ediliyormuş. Ge, "Şehirde nerdeyse hiç dilenci göremezsiniz" diyor ve ekliyor: "Onları takip etmek için etkin bir sistemimiz var."   Chengdu'da bu hızlı değişim sürecinde, kültürel kimliği korumak için verilen çabalar oldukça ortada. Daha önce yıkılmış olan tarihi mahalleler restore edilip, pazarlara dönüştürülüyor. Yerlilerle dolup taşan bu pazarlar, şehrin dışında bulunan modern alışveriş merkezlerinin boşluğu ile tam bir tezat oluşturuyor.   Geçen sonbahar yapılan, geleneksel ve kırsal temalara atıfta bulunan modern sanat ve mimari eserlerinin sergilendiği Chengdu Bieanel'i, eski Sovyet tipi bir fabrikada yapıldı ve etrafındaki kafeler'de öğrenciler ve çocuklarla dolup taştı.   İyimserler, bu tip megakentlerde kırsala göre daha kolay hizmet verildiği görüşünde. Ancak kötümserlerin gördüğü ise bunun tam tersi; dev sayılarda insanların kaynakların azlığı içinde kavga ettiği, bölünmüş, anarşik toplulukların hastalık ve şiddet içinde sürüneceği kara ütopya bir gelecek.   Kaotik gelişme, yetersiz yatırım, zayıf bir yönetim, modası geçmiş finansal sistemler, dikey nüfus büyümesi ile bir-leşince, kentsel felaketler de kaçınılmaz oluyor. Herhalde bu en çok Hindistan'da göze çarpıyor. Geçen hafta Güney Delhi'de Prakash Kumar adlı bir vatandaş, tüm gündüzünü kırık dökük bir çimento kamyonunu iterek geçirdi. Üstelik bu işi yapabildiği için mutlu.., "En azından iş var" diyor Kumar. "Benim köyümde yapacak hiçbir şey yok. En azından bu sayede evime, aileme para yollayabiliyorum ve yemek yiyebiliyoruz."   Hindistan'ın kentleşmesinin hikâyesi, ne kadar Çin'inkine göre yavaş olsa da, Kumar'ın hikâyesi gibi yüz milyonlarca hikâyeden oluşuyor. 2001 yılında Hindistan'da şehirlerde yaşa-yanların nüfusu 290 milyonken, bu 2008'de 340 milyona ulaştı. Finans danışmanı McKinsey ve Co, Hindistan'da, bir milyondan fazla nüfuslu 68 şehir olacağını, 4 milyondan fazla nüfuslu 13 şehir, 10 milyondan fazla nüfuslu 6 tane megakent olacağını tahmin ediyor. 30 milyondan fazla insan Bombay'da ve 26 milyon insan ise Delhi'de yaşayacak. Hindistan kaotik ve yetersiz devlet sistemleriyle biliniyor. McKinsey'e göre, şu an yapılan yatırımların oranlarına bakılırsa, susuzluk çok önemli bir problem olacak; nüfusun yüzde sekseninin içme suyuna ulaşımı olmayacak. Altyapı projeleri için en az bir trilyon dolar daha yatırım yapılması gerektiği tahmin ediliyor.   Her şeye rağmen vatandaş Prakash Kumar'a göre şehirde yaşamak bir gurur meselesi. Kumar, "Ailemin geri kalanı da bir gün gelip bana katılacak" diyor.     İşte nüfusu 10 milyonu aşanlar   1. Tokyo 2. Bombay 3. MexicoCity 4. New York 5. Sao Paulo 6. Şanghay  7. Kalküta 8. Delhi 9. Pekin 10. Congçing 11. Londra 12. Dhaka 13. Buenos Aires 14. Los Angeles 15. Karaçi 16. Kahire 17. Rio de Janeiro 18. Paris 19. Rheinland-Ruhr 20. Osaka 21. Manila 22. İstanbul   Radikal

Geri Dön