24 / 04 / 2024

Taş Yapı, taş gibi projelerle geliyor!

 Taş Yapı, taş gibi projelerle geliyor!

Taş Yapı, son dönemde 6-7 milyar dolarlık proje portföyüyle yeni projeler geliştirmeye devam ediyor. Rize'nin İkizdere Köyü'nden gelip inşaat sektöründe hatırı sayılır bir yer edinen Taş Yapı'nın patronu Emrullah Turanlı, önümüzdeki dönemde farklı yatırım





İnşaat sektöründe İstanbul’un Fenerbahçe, Göztepe gibi semtlerinde A grubuna yönelik lüks projeler geliştiren Taş Yapı, otel, hastane yapımı ile birlikte yurtdışında 14 ülkede yoldan hastane ve otele kadar projelere imza attı.


17 yaşından bu yana ticaret yapan Taş Yapının patronu Emrullah Turanlı, bugün 48 yaşında ve Taş Yapı’nın 6-7 milyar dolarlık konut projelerinin peşinde koşmaya devam ediyor.


Proje geliştirmek ve kaliteli inşaat yapmaktan büyük keyif aldığını vurgulayan Emrullah Turanlı ile projelerini ve gelecek hedeflerini konuştuk.


Önümüzdeki dönemde Türkiye’nin 81 ilinde hastane, otel, konut ve atıkların dönüştürülüp geleceği enerji yatırımları yapmayı planladığını belirten Turanlı şunları söyledi:


Taş Yapı’nın gelişimini anlatabilir?


30 yıldan bu yana inşaat sektöründe çeşitli projelerle yer aldım. Otellerden hastanelere, kamu işlerinden otoparklara kadar her türlü işi yaptık. 1984 yılında da Taş Yapı’yı kurdum. O günden bu yana markalı A grubuna hitap eden lüks projeler üretiyorum. İlk şirketi kurduğumuzda yanımızda 3-5 kişi çalışıyordu bugün bu rakam 10 binin üzerine çıktı ama hedefim 30 bin çalışana ulaşmak.


O günlerde 100 bin markım vardı, şimdi bankalardan 1 milyar doların üzerinde kredi limitim var. Şu anda 100-150 milyon dolarlık araç parkımız mevcut. O dönemde ciromuz yıllık 1-2 milyon dolar iken şu anda 300 milyon doların üzerinde. Bu rakam konut satışımıza göre 1 milyar dolara da çıkabilir.


Devam eden ve planladığınız projeleriniz neler?


Şu anda elimizde 6-7 milyar dolarlık iş potansiyelimzi var. Bunu dünya ekonomisinin, Türkiye ekonomisinin talebi doğrultusunda artırıp azaltabiliyoruz. Şu anda ortalama bir seyir izliyoruz ama ekonomi daralınca işleri kısıyoruz. Sadece İstanbul'da 14 büyük, 8'de küçük projemiz var. Bunların bir kısmı planlama bir kısmı da proje aşamasında.


Kadıköy’deki Fourwinds projemizin yüzde 70’i tamamlandı, 2013 Haziran’ında bitecek. Seyrantepe projemiz ise hafriyat aşamasında. Bunlar oldukça büyük projeler. Sadece İstanbul’da 6 milyar dolar ciro yapabilecek projemiz bulunuyor. Bununla birlikte Anadolu'daki çeşitli projelerimiz de var. Yurt dışında 14 ülkede projeler yaptık, yeni ihaleler peşinde koşuyoruz.


Bir işiniz de arazi geliştirme. İstanbul’da ne kadarlık arazi stokunuz bulunuyor?


Ben elime geçen parayı araziye yatırmayı seviyorum ve böylelikle arazi geliştiriyorum. İstanbul’da 1.5 milyon metrekarelik yapı stoğu olabilecek kadar arazim bulunuyor.


2B araziniz var mı?


2B arazim yok, hiç de olmadı. Ben 2B nedir bilmiyorum, bu işten anlamam, anlamak da istemiyorum. Benim için aldığım arazinin tapusunun elimde olması en önemli unsurdur. Elime tapusunu almadığım araziyi istemem.


Mütekabiliyet konusunda ne gibi çalışmalarınız var?


Fourwinds projemiz başta olmak üzere tüm projelerimizi yabancılara pazarlamak üzere çalışmalar yapıyoruz. Örneğin tüm projelerimizin bilgilerini Rusçaya çevirttik orada tanıtım yapacağız. Bununla birlikte eylül ayında tüm projelerimizi anlatan çekimler yapıp reklam filmi hazırlayacağız. Bunları Rusya Federasyonu ülkeleri, Türk Cumhuriyetleri, Avrupa ülkeleri, Körfez ülkeleri ve Ortadoğu ülkelerinde yayınlatıp oralara pazarlama yapmak istiyoruz.


Yabancılara özel projeler geliştirecek misiniz?


Projelerimizin tamamı lüks projeler ve yer olarak önemli lokasyonlarda yer alan projeler oldukları için yabancılar için ayrıca proje geliştirmek gibi bir planımız yok. Ben yabancıların yatırım amaçlı projelerimden ev alıp daha sonra satmalarını istemiyorum. Benim projelerimden ev alacaklar ya kendileri ya da çocuklarının kullanımı için almalı. Çünkü ben kişiye özel konutlar yapıp bir yaşam biçimi satıyorum bunun da kişilere özel kalması bizim en önemli prensibimiz.


Kentsel dönüşüm konusunda da çalışmalarınız var. Burada hedefiniz nedir?


Kentsel dönüşüm kapsamında Fikirtepe’de 100 bin metrekare toprak üstü satışını yapabileceğimiz, 70 bin metrekare de toprak altı sosyal tesis ve otopark gibi satışını yapamayacağımız yerimiz var. Oradaki 300 gecekondunun taşınmasının ardından projemiz bir yıl sonra başlayacak.


Oraya 140 milyon dolarlık yatırım yapıp 200 milyon dolarlık gelir elde etmeyi planlıyoruz. İstanbul’da kentsel dönüşüm kapsamında Bostancı’dan ötesi hariç Boğaz hattıyla ilgileniyoruz. Kentsel dönüşüm yapmamız için her gün 10 başvuru alıyoruz. Bunları bizzat tek tek inceliyorum işimize yarayabilecek olanları da değerlendirmeye alıyorum. Bizim iş derdimiz yok tek derdimiz bürokrasi.


Anadolu’da nasıl bir potansiyel görüyorsunuz, ne gibi projeleriniz olacak?


Anadolu’da hastaneden, konuta, çevresel atıkların dönüştürülüp enerji üretilmesine ve otopark yatırımlarına kadar çok çeşitli iş potansiyelleri görüyoruz ve bu alanda oralara yatırımlar yapmayı planlıyoruz. Örneğin Anadolu’nun 10 kentine yönelik bir fizibilite çalışması yaptık. Bu çalışma çerçevesinde İzmit, Konya, Antep, Malatya, Samsun, Adana, Bursa ve Eskişehir gibi kentlere önümüzdeki 10 yıl içinde otel yatırımlan yapacağız. Tabii bu otelleri işletmeye vereceğiz.


Bununla birlikte Anadolu’nun her yerinde hem kamu hem de özel sektör için hastaneler yapma planımız var. Potansiyeli olan tüm illerle ilgileniyoruz. Hastaneleri de işletmeye vereceğiz. Çünkü sağlıktan çok korkuyorum ama ilerde belki cesaret gelirse hastane işletme işine de girebiliriz.


Otopark konusunda da istekliyiz. İstanbul Gayrettepe’de bin araçlık otopark yaptık. Türkiye’nin başka kentlerinde de otopark ihalesi açılmasını istiyoruz bu alana talibiz.


Anadolu’da katı atıkları dönüştürüp enerji üretmek gibi projeniz bulunuyor. Bundan bahseder misiniz?


Ezici şirketinin yüzde 70 hissesini alarak onlara katı atıktan enerji üretimi konusunda ortak olduk. Katı atıkları, evsel atıkları toplayıp Türkiye’nin 81 ilinde katı atıktan enerji üretim santralleri kurmayı planlıyoruz. Her ilde 10’ar megavatlık santraller kurduğumuzu düşündüğümüzde 2 milyar dolarlık bir projeye imza atmış olacağız. Bu rakam daha da yukarı çıkabilir, insanları bu konuya teşvik etmek için de büyük zincir marketlerden biriyle anlaşıp oradan onlara alışveriş kartı verip market alış verişlerinde bedavaya getirebilecekleri bir uygulama başlatacağız.


Bu konuda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile il çevre örgütlerinin desteğini almamız da şart. Ürettiğimiz enerjiyi o kentteki sanayi kuruluşlarına satmayı planlıyoruz.

Sokak atıklarını, sanayi çöpü gibi atıkları enerjiye çevirme konusunda 3-4 yıldır süren bir çalışmamız vardı 2 ay içinde netleşecek ve İstanbul’da başlayacak. Onu zamanı gelince duyuracağız.


Anadolu’da konut yapma planınız var. Anadolu’da inşaat konusunda orta sınıfa mı ineceksiniz?


Anadolu’nun potansiyel barındıran tüm illerinde konut yapma planımız var. Bu plan Trabzon’da 60 konut, Eskişehir’de 30 konut gibi farklı kentlerde farklı işleyecektir ama biz her zaman olduğu gibi bundan sonra da lüks konut yapacağız. Anadolu’da da lüks konut talebi var biz bu potansiyeli değerlendireceğiz. Orta sınıfa yönelik konut yapmak gibi bir planımız yok.


Yurt dışındaki işlerinizde bahseder misiniz?


Ben Türk sermayesinin dünyada gezmesi taraftarıyım. Türk bürokrasisi zorluklar çıkarmasına karşın Avrupa ve ABD’nin dışında diğer tüm ülkelere göre hala en iyisi. Türkiye’de hukuk var çarklar yavaş dönüyor ama yine de dönüyor. Sadece bunun hızlanması lazım.


Aralarında Birleşik Arap Emirlikleri, Kuzey Irak, Türkmenistan, Kazakistan ve Suriye’nin de olduğu 14 ülkede barajdan yol inşaatlarına, konuttan hastane yapımına kadar birçok işe imza attık. Şu anda Libya ve Suriye’deki işlerimiz Arap Baharı’nın etkisiyle beklemede. Kuzey Irak’ta önümüzdeki dönemde baraj ve yol ihalesine gireceğiz. Türkmenistan’da köprü ve yol inşaatı ihalesine girdik sonuçlanmasını bekliyoruz.


Her işadamı gibi bürokrasiden şikayet ediyorsunuz. Sizce işleyiş nasıl olmalı?


Türkiye’de 50 milyon genç nüfus ve çok ciddi bir potansiyel var. Türk bürokrasisinin diline, dinine, mezhebine bakmadan işadamlarının yolunu açması gerektiğini düşünüyorum. İşadamları belediye ve devlet dairesi kapılarında boynu bükük değil kendi ofisinde işlerinin başında rahat önü açık şekilde çalışabilmek. Türk işadamı dünyada nesli tükenmiş kelaynak kuşu gibi onun kıymeti bilinmeli. Ülkede işsizlik kalmaması için bu mutlaka yapılmalı. Bir de Türkiye’de işsizlik değil iş bilmemezlik var. İnsanlara vasıf kazandırılmalı ki işsizlik olmasın.



Ekonomist



Geri Dön