19 / 04 / 2024

TMMOB: İmar affı kente karşı suçtur!

TMMOB: İmar affı kente karşı suçtur!

TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu, kaçak yapılara imar affı getirilmesinin kente karşı suç olduğunu belirtti



TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu, imar affıyla ilgili açıklamada bulundu. Yapılan açıklamada kaçak yapılara imar affı getirilmesinin kente karşı suç olduğu belirtildi. TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi duyurusunda şu cümlelere yer verdi: “Cumhuriyet tarihimizin 3'te 2'sinden fazlasını kapsayan 1948 yılından 2009'a kadar geçen 61 yıllık süre, aynı zamanda kaçak yapıların politikacılar tarafından affedildiği bir trajedinin tarih sahnesidir. Kaçak yapılara “imar affı” çıkarılmasını isteyen CHP İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin, kente karşı suç işlemeye yönelmiş politikacıların son örneğini oluşturmaktadır.”

Sık sık gündeme getirilen ve bazı sorunlara çözüm olacak diye sunulan imar aflarının ilk olarak 1948 yılında çıkarıldığını ve o tarihten sonra yeni kaçak yapı ve gecekondu yapılmasının engellenmesinin amaçlandığını içeren açıklamada 1950'li, 1960'lı, 1970'li ve 1980'li yıllarda da benzer gerekçelerle imar aflarına devam edildiği hatırlatıldı.

1955 yılında ülkemizde 50 bin olan gecekondu sayısının, 1965'te 430 bine, 1980'de ise 1 milyon 150 bine çıktığı anlatılan açıklamada imar aflarının kaçak yapılaşmaları arttırdığı şu sözlerle vurgulandı: “İmar affının söylentisi bile yeni kaçak yapıların artmasına yol açmaktadır. 1983 yılında çıkarılan bir imar affı yasasının teklifi sırasında Boğaziçi'ndeki kaçak yapılaşmaların arttığı, 61 yıllık imar afları tarihimizin bilinen bir örneğini oluşturmaktadır. Cumhuriyetimizin kuruluşunun 50'nci yılı kutlamaları bile imar affıyla taçlandırılmıştır.”

Bugün İstanbul'daki yapıların 3'te 2'si ruhsatsız

TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu: “İstanbul'da kaçak yapılaşmanın artış gösterdiği dönemler, imar affı söylentilerinin çıkması, af yasalarının sonrası ve seçim öncesi olmak üzere üç gruba ayrılmaktadır. Kaçak yapılaşmalar maalesef bu dönemlerde tümüyle kontrol edilemez hale gelmekte ve kentlerimizi kanserli hücreler gibi sarmaktadır. Bu nedenle, politikacıların imar affı gibi tehlikeli bir konuda açıklama yaparken sorumlu davranmaları gerekmektedir.”

“İmar afları Anayasa tarafından yasaklanmalıdır” cümlesinin, on binlerce vatandaşımızı kaybettiğimiz 1999 yılındaki İzmit Depreminin ardından kurulan Ulusal Deprem Konseyi'nin 2002 yılında yayımladığı raporda yer aldığı belirtilen açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Ulusal Deprem Konseyi'nin 2002 Raporunda, 1999 depreminde ağır hasar gören alanların büyük ölçüde geçmiş imar aflarından yararlanan kaçak yapılaşma alanları olduğu ortaya çıkarılmıştır. Bu nedenle, geçtiğimiz yıllarda yapılan bir düzenlemeyle, kaçak yapı yapmak, yaptırmak, bu yapıları elektrik, su ve telefon gibi hizmetlerden yararlandırmak Türk Ceza Kanununda suç olarak tanımlanmıştır. Kanunun “imar kirliliğine neden olma” olarak tanımladığı suçun cezası da bir yıldan beş yıla kadar değişen hapis cezası olarak belirlenmiştir. Yöneticiler kaçak yapılar ile ilgili görevlerini yerine getirmelidir. Yeni kaçak yapılara göz yumulmamalıdır. Eski kaçak yapılara ilişkin sorunların yıkımlarla çözüleceği düşüncesinin yanlış olduğu görülmelidir. Sorunun çözümü, kapsamlı planlama ve konut programının oluşturularak hayata geçirilmesi için gerekli altyapının sağlanmasıdır.
Yaptıkları açıklamalar ve uygulamalar ile politikacılar halkı suç işlemeye teşvik edemezler.
Aksi durumda, başta TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi olmak üzere, tüm ilgili meslek odaları ve sivil toplum örgütleri olarak, siyasi parti ve görüş ayrımı yapılmaksızın gereken tepki gösterilecektir.”


Geri Dön