29 / 03 / 2024

Alışveriş merkezlerinin sonu mu geldi?

Alışveriş merkezlerinin sonu mu geldi?

Capital Dergisi yazatı Thomas Frey, bu ayki köşesinde ''Alışveriş merkezlerinin sonu mu geldi?'' konulu yazısını kaleme aldı...



İstanbul'daki Kapalı Çarşı gibi büyük alışveriş yerleri 1455 gibi erken bir tarihten beri var. Orta Doğu'daki pazar yerlerinin bazıları daha da uzun süredir hayatta. Buna kıyasla Kuzey Amerika'da bulunan bizler alışveriş merkezi konseptinde görece yeniyiz. Bizim alışveriş merkezlerimiz 1950'lerin sonlarında banliyölerde ortaya çıkmaya başladı. Bunların çoğunun görünüşte benzer bir tasarımı ve müşteri deneyimi formülü vardı: Çapa dükkanlar inşa etmek (bunlardan biri sinema salonu olabilir), bu dükkanları özel branş mağazalarıyla birbirine bağlamak ve bunların ortasında bir yere bir yemek katı koymak.

Alışveriş merkezleri hızlı bir şekilde toplumumuzda yer edindi ve gençler için son moda şeyler, eğlence ve arkadaşlarla dolu bir sosyal toplanma yeri oldu. Buralar, gençler için takılabilecekleri ve kendi yaşlarından daha büyükmüşler gibi davranabilecekleri "havalı" yerler ve hatta belki de asgari ücretli bir işte çalışmaya başlama noktasıydı.

REKABET BAŞLADIĞINDA 

Perakende zor bir iş. Ok yaydan ilk kez bağımsız, mega mağazalar ve indirimli satış yapan büyük mağazalarla çıktı. İlk K-Mart, Walmart ve Target mağazalarının açılmasıyla, 1962 ABD'de perakende sektörü için büyük bir yıl oldu. Bu mağazaların odağı asıl olarak Sears, Macy's, JC Penny ve Montgomery Wards gibileriyle rekabet etmekte olsa da ayrıca alışveriş merkezlerinin trafiğini de etkilemeye başladı. Daha sonra çeşitli rakipler de Costco, Kohl's. Nordstrom, Staples ve Best Buy gibileriyle alışveriş merkezi iş modelini daha fazla yok etmeye başladı. Açılan her yeni dükkanla birlikte, müşteriler de daha yeni ve daha parlak olana gidiyordu. Daha sonra Big Lots, Tuesday Morning ve At Home gibi indirim mağazalarıyla birlikte "Bir Milyoncu" dalgası geldi. Sonra da internetten alışveriş, geçtiğimiz 10 yıl içinde alışveriş merkezlerindeki mağazalara ve bunun bir sonucu olarak da alışveriş merkezlerinin kendisine büyük bir darbe vurdu. Alışveriş merkezlerine gidişin 2010-2013 yılları arasında yüzde 50 oranında azalması şaşırtıcı değil. Takip eden her yıl boyunca da daha fazla bir düşüş bildirildi.

FARKLI GÖRÜŞLER VAR 

Kapalı alışveriş merkezleri artık bitti mi? En azından, COVID-19 gerçekliğini de işin içine eklediğimizde, bugün bildiğimiz alışveriş merkezlerinin neredeyse sonu geldi. Fakat geçtiğimiz 10 yılda, alışveriş merkezlerinde geleceğe damgasını vuracak daha büyük trendler hakkında ipucu sağlayabilecek bazı mikro yenilikler gördük: 1 Bazı mağazalar, ürünlerin mağazaların arka kısmında tutulduğu veya kiosklar aracılığıyla yerinde sipariş verildiği sergi salonu görevi görüyor (Apple mağazaları gibi).

Spor salonları, lazer oyun mağazaları ve oyuna ayrılmış alanlar gibi sürükleyici deneyimler sağlayan yerler daha fazla alan işgal etmeye başlıyor. Alışveriş merkezleri, giriş noktalarındaki daha pahalı restoranlar gibi daha gelişmiş yemek seçenekleri sunuyor. Arada sırada kütüphaneler, Motorlu Taşıtlar 1 Dairesi ofisleri, emniyet şubeleri ve postane şubeleri gibi kamu hizmeti amaçlarına da yer ayrılıyor. Doğu yakasındaki bazı alışveriş merkezleri iş birliği yapabilecekleri ofisler ve ortak çalışma odaları için alanlar ekledi.

Bu değişikliklerin hepsi 2020'den çok önce başlamıştı. Muhtemelen COVID, alışveriş merkezlerinin Kuzey Amerika'daki kısa tarihinde yer alan üçüncü büyük engel olarak düşünülebilir. Bugün alışveriş merkezi sahipleri ayakta kalma konusunda zorluk çekiyor. Hatta bazıları otopark alanlarının bazı kısımlarını arabalı sinemalara veya açık hava konser alanlarına kiralıyor.

GELECEĞİN ALIŞVERİŞ MERKEZLERİ 

Yeni trend; alışveriş merkezlerini topluluk merkezleri haline getirme yönünde olsa da korona virüs insanların herhangi bir şekilde toplanmasına mani oluyor. Zamanla COVID öncesi trendler hız kazanacak ve üst sınıf alışveriş merkezleri de yenilik yapmaya devam edecek. Aşağıdakilere daha da fazla alan ayıracaklar:

İlk olarak internette ortaya çıkmış markalar için showroom'lar veya dağıtım merkezleri 
• Sürükleyici deneyim mekanları

Kamu hizmetleri
• Tüketici sağlık hizmetleri (dişçi, göz sağlığı, hızlı klinikler vb.) 
• Özel şahsi hizmetler (emlakçılar, avukatlar, muhasebeciler vb.)

Ortak çalışma alanları
Sürücüsüz mobil dükkanlar için ilk senaryomuzu oluşturduk. Bu senaryo kırsal alanlarda yaşayanlarla başlıyor. Çoğu küçük kasabada müşteri tabanı sürekli bir varlık sağlamaya ve kalıcı bir yer edinmeye yetmeyecek kadar küçük. Fakat beş veya altı bölge için haftada bir gelecek olan bir mağaza en mükemmel çarşı boyutu olabilir.

Bu nedenle mobil işletmeler için iş gören yeni bir alışveriş merkezi şekli düşünmek saçma olmaz. Merkezinde bulunacak sabit bir ortak alanla, mobil alışveriş merkezi çeşitli işletmelerin hızlıca "fişi takıp" dükkan açabileceği merkezi bir toplanma alanı olacak. Karavanlar, kamyonlar, kamyonetler ve diğer büyük araçlar gezici dişçilere, vergi hazırlama merkezlerine, kayropratik kliniklerine ve perakende mağazalarına dönüştürülebilir. Park edince ürün ve hizmet alanları ortak alana doğru genişleyerek müşteriler için "açık hava çarşısı" hissi yaratabilir.

TEK DURAĞA DÖNÜŞÜM

Bu tarz bir yerleşimle alışveriş merkezleri giderek daha fazla şekilde sadece tüm alışveriş ihtiyaçlarınız için değil, ayrıca gittikçe artan günlük ihtiyaçlarınız için de tek durak haline gelecektir.

Gezici mağazaların çoğu bir veya iki kişilik işletmeler olacak ve günlük iş maceralarında şehirden şehre göç eder gibi dolaşacaklar. Diğerleriyse düzenli olarak çalışacak ve her hafta aynı günde gelerek sadık bir müşteri kitlesi oluşturacaklar. Bir alışveriş merkezi ortamında fişe takılan sürücüsüz mobil işletmelerin en heyecan verici yanı her müşteri ziyaretinin eşsiz ve farklı bir deneyim olacak olması. Benim gibi yaşlılar bile bu konsept hakkında heyecan duyabilirler.

Alışverişi, çalışmayı, yemek yemeyi, kişisel bakımı, profesyonel hizmetleri, etkinlikleri ve dini hizmetleri birleştirdiğinizde, geleceğin alışveriş merkezlerinin içindeki mobil mağazalar tam bana göre bir yaşam, çalışma ve eğlenme yeri olmaya başlıyor. Tek eksik olan konutlar için bir alan ve elbet o da olacaktır! 

AVM’ler için tehlike çanları mı çalıyor?


Geri Dön