17 / 04 / 2024

Ankara Saraçoğlu Mahallesi ne olacak?

Ankara Saraçoğlu Mahallesi ne olacak?

Dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, ‘Prag’la Roma’yla yarışır’ dediği Saraçoğlu Mahallesi’yle ilgili yıllardır konuşan çok ama adım atan yok... Peki Ankara Saraçoğlu Mahallesi ne olacak?



Hürriyet gazetesi yazarı Deniz Gürel, bugünkü yazısında  Ankara  Saraçoğlu Mahallesi'ni kaleme aldı. İşte o yazı...

Birkaç aylık aranın ardından yeniden merhaba. Pandemi şartlarında en doğru isimlerle görüşmelerimi bu sayfalardan sizlerle paylaşma imkânı bulsam da, uzun yıllardır sürdürdüğüm siyaset ve kentle ilgili yazılarıma yaz döneminde ara vermiştim. Salı ve perşembe günleri haftanın gündemi, siyasetin nabzı ve kentteki gelişmeleri sizlerle paylaşacağım.

Elbette tüm dünyanın olduğu gibi ülkemizin ve Başkent Ankara’nın da gündemi koronavirüs. Halen mücadele istenilen seviyelerde olmadığı gibi Ankara’daki durumun da can sıkıcılığı devam ediyor. Ankara dışından görüştüğümüz meslektaşlarımız, arkadaşlarımızın ilk cümlesinin, “Aman Ankara çok kötüymüş, dikkat edin” olmasını kentimize yakıştıramıyorum. Cumhuriyet’in Başkenti, ülkemizin kural koyucu şehrinin tedbirlere riayet etmesi, Türkiye’ye örnek olması gerekiyor.

* * *

İstisnasız herkesin iş ve sosyal hayatını derinden etkileyen pandemi sürecinin ne kadar süreceği belirsiz. Tedbirler konusunda istenilen seviyeye gelinememekle birlikte, ‘Hayat devam ediyor’ hissi, hakim duygu olma yolunda ilerliyor. Hayatımızı koronavirüse göre düzenlemeyi de öğreniyoruz.
Değişen alışkanlıklar kent yaşamında da keskin değişimlere sebep oluyor. 40’ın üzerinde alışveriş merkeziyle metrekare açısından Türkiye’de liste başı olan Ankara’da AVM’ler için -eskiye kıyasla- ‘sinek avlıyor’ desek yanlış olmaz. İnsanlar açık alışveriş alanlarını, doğa yürüyüşlerini tercih ediyor. Bu durum inşaata ve AVM’lere yaslanmış Başkent’in ekonomik hayatında koca bir sorun alanına yol açıyor.

* * *

Bu büyük değişim ne kadar süreyle devam edecek, işletmeler buna ne kadar dayanabilecek, şimdilik koca bir soru işareti. Bu süreçte rağbet gören cadde mağazacılığı ve açık alanlardaki mekânlar uzun süredir unuttuğumuz bir mahalleyi hatırlamama neden oldu: Saraçoğlu Mahallesi.

* * *

Saraçoğlu Mahallesi, Cumhuriyet döneminin ilk toplu konut projesi. Ama akla ilk geldiği cinsten bir toplu konut projesi değil. Yatay mimarinin en güzel örneklerinden, bahçeleriyle yeni kurulmuş, bir Başkent’in vizyonunu gösteren, Kızılay’ın göbeğinde bir mahalle...
Dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, ‘Prag’la Roma’yla yarışır’ dediği Saraçoğlu Mahallesi’yle ilgili yıllardır konuşan çok ama adım atan yok. Bir kesimin sürekli ‘Ranta açılacak’ endişesi; yetkililerin, ‘Asla öyle bir şeye izin verilmez’ açıklamaları arasında kentin merkezinde çürüyen bir mahalle...

BUGÜN BİLE BİR ÖRNEĞİ YOK

Elbette tüm dünyanın olduğu gibi ülkemizin ve Başkent Ankara’nın da gündemi koronavirüs. Halen mücadele istenilen seviyelerde olmadığı gibi Ankara’daki durumun da can sıkıcılığı devam ediyor. Ankara dışından görüştüğümüz meslektaşlarımız, arkadaşlarımızın ilk cümlesinin, “Aman Ankara çok kötüymüş, dikkat edin” olmasını kentimize yakıştıramıyorum. Cumhuriyet’in Başkenti, ülkemizin kural koyucu şehrinin tedbirlere riayet etmesi, Türkiye’ye örnek olması gerekiyor.

* * *

İstisnasız herkesin iş ve sosyal hayatını derinden etkileyen pandemi sürecinin ne kadar süreceği belirsiz. Tedbirler konusunda istenilen seviyeye gelinememekle birlikte, ‘Hayat devam ediyor’ hissi, hakim duygu olma yolunda ilerliyor. Hayatımızı koronavirüse göre düzenlemeyi de öğreniyoruz.
Değişen alışkanlıklar kent yaşamında da keskin değişimlere sebep oluyor. 40’ın üzerinde alışveriş merkeziyle metrekare açısından Türkiye’de liste başı olan Ankara’da AVM’ler için -eskiye kıyasla- ‘sinek avlıyor’ desek yanlış olmaz. İnsanlar açık alışveriş alanlarını, doğa yürüyüşlerini tercih ediyor. Bu durum inşaata ve AVM’lere yaslanmış Başkent’in ekonomik hayatında koca bir sorun alanına yol açıyor.

* * *


Bu büyük değişim ne kadar süreyle devam edecek, işletmeler buna ne kadar dayanabilecek, şimdilik koca bir soru işareti. Bu süreçte rağbet gören cadde mağazacılığı ve açık alanlardaki mekânlar uzun süredir unuttuğumuz bir mahalleyi hatırlamama neden oldu: Saraçoğlu Mahallesi.

* * *

Saraçoğlu Mahallesi, Cumhuriyet döneminin ilk toplu konut projesi. Ama akla ilk geldiği cinsten bir toplu konut projesi değil. Yatay mimarinin en güzel örneklerinden, bahçeleriyle yeni kurulmuş, bir Başkent’in vizyonunu gösteren, Kızılay’ın göbeğinde bir mahalle...
Dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, ‘Prag’la Roma’yla yarışır’ dediği Saraçoğlu Mahallesi’yle ilgili yıllardır konuşan çok ama adım atan yok. Bir kesimin sürekli ‘Ranta açılacak’ endişesi; yetkililerin, ‘Asla öyle bir şeye izin verilmez’ açıklamaları arasında kentin merkezinde çürüyen bir mahalle...


BUGÜN BİLE BİR ÖRNEĞİ YOK

‘Ne olacak bu Saraçoğlu?’ sorusunu Ankara Kent Konseyi Başkan Yardımcısı Şehir Plancısı Prof. Dr. Savaş Zafer Şahin’e sordum. Bir sordum bin ah işittim... Şahin’in değerlendirmeleri şöyle:

“Saraçoğlu Mahallesi, Ankara’nın ilk planlarını yapan Herman Jansen’in planlarına göre oluşturuldu. Alman Mimar Paul Bonatz tarafından geleneksel Türk evi yapısını da yorumlayan, mimari eserler bütünü olarak tasarlandı. O zamanlarda yaygın görülen ‘bahçeşehir’ ilkelerine göre tasarlanan sosyal bir konut alanı. Altı farklı konut tipi, yeşil alanlar ve sosyal ihtiyaçlar düşünülerek tasarlandı. Bugün bile bir örneğini daha oluşturamadığımız, örnek bir yerleşim alanı olarak yerinde duruyor.

* * *

Mahalle, 1980’li yıllardan başlayarak, şehir merkezine yakın konumu sebebiyle dönüşüme konu edilmek istenmiştir. Binaların yıkılıp yerine iş ve alışveriş merkezlerinin yapılması gibi çeşitli tasarılar farklı zamanlarda gündeme gelmiştir. Ancak, bu tasarıların çoğu 2010’ların başlarına kadar kağıt üzerinde kaldı. 2010’ların başından itibaren lojmanlar boşaltılmaya başlandı. İnsansızlaşan alanda, yaklaşık on yıldır evlerin bakımsızlığa terk edildiği ve kamuoyunda dönüşüm beklentilerinin arttırılmaya çalışıldığı görülüyor. Nitekim, 2013 yılında mahalle, ‘afet riskli alan’ olarak ilan edildi ve o tarihten itibaren önce Çevre ve Şehircilik Bakanlığı eliyle, en son Emlak Konut A.Ş.’ye devredilerek bir dönüşüm projesi gündeme geldi. Bu süreç içinde yarışma gibi farklı seçenekler de gündeme gelirken sonuçta mahalledeki yapıların restore edilerek işlevlerinin dönüştürülmesi, boş alanlara da otopark ve diğer bazı ticari yeni yapıların yapılması gibi tasarılar kamuoyuna yansıdı.

KENT MERKEZİ İLE BİRLİKTE ELE ALINMALI

Elbette tüm dünyanın olduğu gibi ülkemizin ve Başkent Ankara’nın da gündemi koronavirüs. Halen mücadele istenilen seviyelerde olmadığı gibi Ankara’daki durumun da can sıkıcılığı devam ediyor. Ankara dışından görüştüğümüz meslektaşlarımız, arkadaşlarımızın ilk cümlesinin, “Aman Ankara çok kötüymüş, dikkat edin” olmasını kentimize yakıştıramıyorum. Cumhuriyet’in Başkenti, ülkemizin kural koyucu şehrinin tedbirlere riayet etmesi, Türkiye’ye örnek olması gerekiyor.

* * *

İstisnasız herkesin iş ve sosyal hayatını derinden etkileyen pandemi sürecinin ne kadar süreceği belirsiz. Tedbirler konusunda istenilen seviyeye gelinememekle birlikte, ‘Hayat devam ediyor’ hissi, hakim duygu olma yolunda ilerliyor. Hayatımızı koronavirüse göre düzenlemeyi de öğreniyoruz.
Değişen alışkanlıklar kent yaşamında da keskin değişimlere sebep oluyor. 40’ın üzerinde alışveriş merkeziyle metrekare açısından Türkiye’de liste başı olan Ankara’da AVM’ler için -eskiye kıyasla- ‘sinek avlıyor’ desek yanlış olmaz. İnsanlar açık alışveriş alanlarını, doğa yürüyüşlerini tercih ediyor. Bu durum inşaata ve AVM’lere yaslanmış Başkent’in ekonomik hayatında koca bir sorun alanına yol açıyor.

* * *

Kentin merkezi çöküyor çıkış yolu Saraçoğlu

Bu büyük değişim ne kadar süreyle devam edecek, işletmeler buna ne kadar dayanabilecek, şimdilik koca bir soru işareti. Bu süreçte rağbet gören cadde mağazacılığı ve açık alanlardaki mekânlar uzun süredir unuttuğumuz bir mahalleyi hatırlamama neden oldu: Saraçoğlu Mahallesi.

* * *

Saraçoğlu Mahallesi, Cumhuriyet döneminin ilk toplu konut projesi. Ama akla ilk geldiği cinsten bir toplu konut projesi değil. Yatay mimarinin en güzel örneklerinden, bahçeleriyle yeni kurulmuş, bir Başkent’in vizyonunu gösteren, Kızılay’ın göbeğinde bir mahalle...
Dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, ‘Prag’la Roma’yla yarışır’ dediği Saraçoğlu Mahallesi’yle ilgili yıllardır konuşan çok ama adım atan yok. Bir kesimin sürekli ‘Ranta açılacak’ endişesi; yetkililerin, ‘Asla öyle bir şeye izin verilmez’ açıklamaları arasında kentin merkezinde çürüyen bir mahalle...

Ankara Saraçoğlu Mahallesi ne olacak?


BUGÜN BİLE BİR ÖRNEĞİ YOK

‘Ne olacak bu Saraçoğlu?’ sorusunu Ankara Kent Konseyi Başkan Yardımcısı Şehir Plancısı Prof. Dr. Savaş Zafer Şahin’e sordum. Bir sordum bin ah işittim... Şahin’in değerlendirmeleri şöyle:

“Saraçoğlu Mahallesi, Ankara’nın ilk planlarını yapan Herman Jansen’in planlarına göre oluşturuldu. Alman Mimar Paul Bonatz tarafından geleneksel Türk evi yapısını da yorumlayan, mimari eserler bütünü olarak tasarlandı. O zamanlarda yaygın görülen ‘bahçeşehir’ ilkelerine göre tasarlanan sosyal bir konut alanı. Altı farklı konut tipi, yeşil alanlar ve sosyal ihtiyaçlar düşünülerek tasarlandı. Bugün bile bir örneğini daha oluşturamadığımız, örnek bir yerleşim alanı olarak yerinde duruyor.

* * *

Mahalle, 1980’li yıllardan başlayarak, şehir merkezine yakın konumu sebebiyle dönüşüme konu edilmek istenmiştir. Binaların yıkılıp yerine iş ve alışveriş merkezlerinin yapılması gibi çeşitli tasarılar farklı zamanlarda gündeme gelmiştir. Ancak, bu tasarıların çoğu 2010’ların başlarına kadar kağıt üzerinde kaldı. 2010’ların başından itibaren lojmanlar boşaltılmaya başlandı. İnsansızlaşan alanda, yaklaşık on yıldır evlerin bakımsızlığa terk edildiği ve kamuoyunda dönüşüm beklentilerinin arttırılmaya çalışıldığı görülüyor. Nitekim, 2013 yılında mahalle, ‘afet riskli alan’ olarak ilan edildi ve o tarihten itibaren önce Çevre ve Şehircilik Bakanlığı eliyle, en son Emlak Konut A.Ş.’ye devredilerek bir dönüşüm projesi gündeme geldi. Bu süreç içinde yarışma gibi farklı seçenekler de gündeme gelirken sonuçta mahalledeki yapıların restore edilerek işlevlerinin dönüştürülmesi, boş alanlara da otopark ve diğer bazı ticari yeni yapıların yapılması gibi tasarılar kamuoyuna yansıdı.

KENT MERKEZİ İLE BİRLİKTE ELE ALINMALI

Saraçoğlu Mahallesi, Kızılay kent merkezi ile birlikte bir bütün olarak ele alınmak zorunda. Oldukça uzun bir süredir, kullanıcı sayısı çok ciddi artmış olmasına rağmen, Kızılay kent merkezi kullanıcı çeşitliliğini yitirmekte ve yer yer çöküntü alanlarına dönüşmekte. Artık Meşrutiyet Caddesi’ne açılan sokaklardaki kafelerin kullanıcı profilinin değiştiği ve suç oranlarının arttığı,  İzmir  Caddesi gibi alanlarda, binaların üst katlarının boşalmaya başladığı, Vakko’nun kent merkezini terk etmesinin ardından nitelikli ve yerel ticari birimlerin merkezde tutunmakta zorlandığı izlenmekte. Önce ekonomik durgunluk, ardından da salgın sebebiyle çok ciddi etkilenen ticari işlevler sebebiyle Kızılay’ın durumu gün geçtikçe daha da kötüleşiyor.

* * *

Tarihi Kızılay binasının yerine yapılan Kızılay AVM binası, mimari ve işlevsel olarak ciddi şekilde eleştirilere konu olduğu gibi ekonomik bir canlanmaya da sebep olmadı. Maltepe Camisi’nin üst kısmında yapılan Maltepe AVM de Ankara’nın başarısız olarak batan ilk alışveriş merkezlerinden birisi oldu. Bu olumsuz tablonun ardından Kızılay’ın ‘çıkış yolu’ olarak görülen Saraçoğlu Mahallesi’nin dönüşümü tartışılmaya başlandığında, Kızılay Ankara’nın gerçek merkeziydi. Bugün ise çöküntüleşen, ayakta zor duran bir alan.

KIZILAY’IN CANLANDIRILMASI İÇİN FIRSAT

Doğru bir koruma ve işletme anlayışı, Ankara’nın ortak aklını bir araya getirerek gerçekleştirilecek bir tasarım yaklaşımı ile Kızılay’ın canlandırılması için Saraçoğlu halen bir fırsat. Bunun için, vazgeçilen konut işlevlerinin alanda korunması, tüm kentlinin kullanabileceği hale getirilmesi ve bir mücevherci hassasiyetiyle hareket edilmesi gerekli. Acele ile girişilen inşaat faaliyetleri sonrasında eğer Saraçoğlu Mahallesi ağırlıklı olarak ticari işlevlere ve yapılaşmaya dönüşürse, bu durum kent merkezinin çöküntüleşme sürecini hızlandırır. Yeni bir Ankapark felaketi ile karşılaşmamak için, durup düşünülmesi, başta kent konseyi bileşenleri olmak üzere, kentteki paydaşlarla birlikte ilerlenmesi çok önemli.”

* * *

Prof. Dr. Şahin’in endişeleri ve önerilerinin altına bu şehri seven herkesin imza atacağına şüphem yok. Burada Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’dan; Ankara Valisi Vasip Şahin’e; Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’tan, Ankara Ticaret Odası Başkanı Gürsel Baran’a önemli görevler düşüyor. Pandemi şartları önümüzdeki yılların kent şifrelerini net bir şekilde ortaya koymuş durumda. Sağlıklı şehirler, açık alanlar, yayalaşmış kent merkezleri, bisiklet yolları... Eğer Başkent’in merkezinde Saraçoğlu Mahallesi’nde fırsat kaçarsa, çocuklarımıza bu kentin merkezini geçmişten bir hikâye olarak anlatmamız kaçınılmaz. Bizden uyarması...

 

Emlak Konut GYO Saraçoğlu projesi için 364.2 milyon TL'lik sözleşme!


Geri Dön