19 / 04 / 2024

BDDK'nın kredi adımı sonrasında şirketlerin dolar stratejisi nasıl olacak? Dövizin çıkışı sürecek!

BDDK'nın kredi adımı sonrasında şirketlerin dolar stratejisi nasıl olacak? Dövizin çıkışı sürecek!

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu'nun TL cinsinden kredi kullanacak şirketlere 'Elindeki fazla dövizi sat' anlamına gelen 24 Haziran kararından ilk etapta bine yakın şirketin etkilenmesi bekleniyor. Peki şirketler bu durumda ne yapacak? Uzmanlar yorumladı...



BBC Türkçe'de yer alan habere göre; şirketlerin ellerinde döviz tutmaları, ileride döviz ihtiyaçları olduğunda finansman maliyetlerini en ucuza getirebilmek için yaptıkları bir "optimizasyon"un sonucu olrak ortaya çıkıyor.

Şirketler eğer bugün ellerindeki dövizi satıp yarın daha pahalı bir fiyata almak durumunda kalırlarsa bu durum kısa vadede döviz piyasasını sakinleştirse de uzun vadede artan maliyet olarak geri dönecek, şirket bilançolarını olumsuz etkileyecek ve enflasyonist baskıları artıracak.

İlave olarak bu tür bir düzenleme dışarıdan döviz girişi sağlamayacağından sadece mevcut dövizin kısa vadede el değiştirmesine vesile olup uzun soluklu bir rahatlama getirmeyecektir.

Şirketler ellerindeki döviz varlıkları eritmeden TL kredisi de alabilmek için yan yollara başvurabilirler: Eurobond satın almak, döviz varlıkları şirket hesabında değil şahıs hesabında tutmak, yurtdışındaki hesaplarına taşımak, bankalarla swap yapıp bugün ellerindeki dövizleri ellerinden çıkmış gösterip ileri bir tarihte geri almak gibi. Bu durumda dövizde arzu edilen rahatlama sağlanamadığı gibi şirketler üretime odaklamaları gereken enerjilerini finansal canbazlıklara harcadıklarından üretim olumsuz etkilenir.

Şirketler döviz tutmak yerine o dövizle almayı düşündükleri ara malını önceden alıp depolama yoluna giderler ve depolama maliyetlerine katlanmak durumunda kalırlar. Artan bu maliyet daha fazla enflasyon olarak geri döner.

Şirketler banka kredisi yerine tahvil çıkararak borçlanmaya çalışır: Finansal piyasalarının derinliği çok yüksek olmayan ve bankacılık sisteminin finansal sistemin belkemiğini oluşturduğu bizim gibi ülkelerde banka dışı finansman imkanları hem daha kısıtlı hem daha maliyetidir. Şirketler küçüldükçe daha çok asimetrik bilgi sorununa maruz kaldıkları için tahvil çıkararak borçlanabilme maliyetleri daha da artar. Bu da bir kez daha maliyet enflasyonunu tetikler.

Kredilerde yavaşlama: Yeni düzenleme hem arz hem de talep tarafından kredileri yavaşlatabilir. Arz tarafında bankalar hangi şirketlerin bu düzenlemeye tabi olduğunu anlamaya çalışırken frene basabilirler.

Çalışma sermayesi konusunda daha rahat olan şirketler ise TL kredi almak yerine döviz tutmayı tercih ettikleri ölçüde kredi talebinde azalma olacaktır. "Enflasyonla büyüme" tercihini ortaya koymuş olan hükümetin böyle bir yan etkiden hoşlanmayacağı kesin. Çünkü kredilerdeki yavaşlama büyümenin de yavaşlaması anlamına gelir. Enflasyonun kontrolü açısından bu tür bir sonuç faydalı olur. Ancak eğer kredilerde bir yavaşlama görülürse bu sefer büyüme sekteye uğrayacağı için söz konusu düzenlemenin geri çekilmesi muhtelemeldir.

Tüm bu kanallar orta ve uzun vadede ya daha yüksek enflasyon ya da daha düşük büyüme olarak geri dönüyor ki bunlardan hiçbiri arzu edilecek sonuçlar değil.

Ancak ekonominin dinamik yapısında etki sadece bu şirketlerle kalmayacak dalga etkisi ekonominin geneline yayılacaktır. Bu noktada o etkiyi kestirebilmek zor.


Sorumluluk Reddi Beyanı: Emlakkulisi.com.tr’de yer alan haberler ve makaleler yatırım tavsiyesi niteliğinde değildir. Emlakkulisi.com.tr herhangi bir emtia veya dijital varlığın satın alınmasını veya satılmasını önermez. Emlakkulisi.com.tr bir yatırım danışmanı değildir. Bu nedenle Emlakkulisi.com.tr'de yer alan haber ve makalelerin editörleri yatırım kararlarınızdan sorumlu tutulamaz. Okuyucular, haberlerdeki emtia, şirket, varlık veya hizmetler ile ilgili herhangi bir işlem yapmadan önce kendi araştırmalarını yapmalıdır.
Geri Dön