Ev sahipleri ve kiracılar dikkat! İhtiyaç nedeniyle tahliye davasında neye dikkat edilmeli?

Milyonlarca ev sahibini yakından ilgilendiren ihtiyaç nedeniyle tahliye davalarında dikkat edilmesi gereken kriterler bulunuyor. Avukat Şevet Kurt, ihtiyaç nedeniyle tahliye davalarında sürecin çok iyi yönetilmesi gerektiğine dikkat çekerek mağduriyet yaşanmaması için yapılması gerekenleri açıkladı. 

İşte Avukat Şevket Kurt'un sosyal medya hesabı X'ten yaptığı o paylaşım... 

İHTİYAÇ NEDENİYLE TAHLİYE DAVASI!

Kira sözleşmelerinde ev sahiplerinin, kendileri veya yakınları için konut ya da iş yeri ihtiyacı nedeniyle kiracıyı tahliye etme hakkı bulunmaktadır. Bu hak, aynı şekilde yeni malik için de geçerlidir. Ancak, burada önemli olan nokta; 

ihtiyaçların gerçek, samimi ve zorunlu olması gerektiğidir.  Yargıtay kararlarında, kiracıyı tahliye etme hakkının yalnızca somut ve haklı ihtiyaç durumlarında kullanılabileceği belirtilmiştir. Örneğin, çocukların ayrı yaşama ihtiyacıyazlık konut arayışı, evlenmek üzere nişanlı olma, aile büyüklüğüne bağlı olarak evin yetersiz kalması, hatta işyerine yakın bir konut ihtiyacı gibi durumlar, bu gerekliliği oluşturabilir. Ayrıca, kiralanan konutta depolama ihtiyacı gibi gerekçeler de geçerli sayılabilir

Belirli Süreli ve Belirsiz Süreli Kira Sözleşmelerindeki Farklar Belirli süreli kira sözleşmelerinde, sözleşme bitiminden itibaren 1 ay içinde dava açılması gerekmektedir.

 Belirsiz süreli kira sözleşmelerinde ise, 6 aylık kira dönemlerinin sonunda, kiracıya 3 ay önceden fesih bildirimi yapılmalı ve dönemin sonundan itibaren 1 ay içinde dava açılmalıdır.  Yeni Malikin Dava Açma Seçenekleri Yeni malik, kiracıyı tahliye etmek için iki farklı seçeneğe sahiptir. İlk olarak, edinme tarihinden itibaren 1 ay içinde durumu kiracıya yazılı olarak bildirmek zorundadır.

Bildirimin kiracıya ulaşmasından itibaren en az 6 ay sonra tahliye davası açılabilir.  Diğer bir seçenek ise, yeni malikin, kira sözleşmesinin bitiminden itibaren 1 ay içinde dava açarak, ihtiyaç nedeniyle sözleşmeyi sonlandırma hakkını kullanabilmesidir.

Bu süreçlerin doğru bir şekilde yönetilmesi, hem kiracının hem de ev sahibinin haklarının korunması açısından büyük önem taşır. Hukuki süreçleri düzgün takip etmek, olası mağduriyetlerin önüne geçilmesini sağlar.