İstanbul’da 3 milyon 800 bin riskli konut var!
Türk Yapısal Çelik Derneği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Melih Şimşek yaptığı açıklamada, “2000 sonrası inşa edilen tüm binaların deprem dirençli olduğunu varsayarsak, İstanbul’da 3 milyon 800 bin riskli konut var demektir.” dedi.
Marmara Depremi’nin üzerinden 26 yıl geçti; 17 Ağustos 1999’da meydana gelen 7,4 büyüklüğündeki sarsıntı Kocaeli, Yalova, Sakarya, İstanbul ve Düzce’de on binlerce yapıyı kullanılamaz hale getirmiş, resmi kayıtlara göre 18 bin 373 kişi yaşamını yitirmiş, 23 bin 781 kişi yaralanmıştı.
Aradan geçen çeyrek asra karşın, mevcut göstergeler olası depremlere hazırlığın hâlâ yetersiz olduğunu ortaya koyuyor. Resmi açıklamalara göre İstanbul’da 1,5 milyon riskli bağımsız bölüm bulunurken, bunların 600 bininin acilen dönüştürülmesi gerekiyor.
Consera Kurucusu ve Türk Yapısal Çelik Derneği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Melih Şimşek, bakanlık verilerine atıfla “26 yılda kentsel dönüşümle sadece 695 bin konut yenilendi; 93 bin konutta süreç sürüyor. 2000 öncesi yapıların yalnızca yüzde 16’sı güncel şartnamelere uygun şekilde yeniden üretildi” değerlendirmesini yaptı.
Şimşek, 2000 sonrası inşa edilen stokun tamamının deprem performansı yüksek kabul edilse bile, İstanbul’da milyonlarca bağımsız bölümün riskli kalmaya devam ettiğini belirterek “Süreç hızlandırılırsa üç yılda 1 milyon konut üretilebilir” dedi.

Şimşek’e göre çözümün merkezinde, niteliksiz yapıların hızla yıkılıp yerlerine depreme dayanıklı binaların yapılmasını hedefleyen kentsel dönüşüm var. Bu bağlamda çelik ve özellikle modüler inşaat sistemleri öne çıkıyor.
Fabrikalarda üretilen iki veya üç boyutlu modüllerin şantiyede birleştirildiği modüler yöntem; planlama, tasarım ve montajı paralel yürütme olanağı sunduğu için süreci geleneksel inşaata kıyasla yüzde 40’a varan oranda kısaltabiliyor. Endüstriyel ortamda, iklim koşullarından bağımsız ve tam denetimle üretilen çelik taşıyıcılı yapılar, insan hatasını azaltıyor; yüksek dayanım sınıflarıyla güvenli bir alternatif sunuyor.
Türkiye’nin üretim kapasitesi de hedefi destekler nitelikte. Yılda 300 bin konut üretimi için yaklaşık 2 milyon ton yapısal çelik gerekiyor; sektörün toplam kapasitesi ise 50 milyon ton seviyesinde.
Bu ölçek, aynı zamanda 72 bin kişilik mavi yaka istihdam potansiyeli anlamına geliyor. Şimşek, kamunun mevzuat, teşvik ve finansman adımlarıyla çelik ve modüler sistemlerin kullanımını yaygınlaştırmasının kritik olduğunu vurguladı.
Uzmanlar, riskli stokun hızla yenilenebilmesi için arsa maliyetlerini düşüren düzenlemeler, ruhsat–izin süreçlerini kısaltan uygulamalar, sıkı denetim standartları ve erişilebilir finansman paketlerinin birlikte çalışması gerektiğine işaret ediyor. 26. yıldönümünde mesaj net: Bilimin rehberliğinde, hız ve kalite odaklı dönüşüm olmadan büyük kayıpların önüne geçmek mümkün değil.