19 / 04 / 2024

İzmir-İstanbul Otoyolu 8 Ağustos'ta hizmete açılacak!

İzmir-İstanbul Otoyolu 8 Ağustos'ta hizmete açılacak!

İstanbul ile İzmir arasındaki mesafeyi 3.5 saate düşürmesi planlanan İzmir-İstanbul Otoyolu'nun 8 Ağustos'ta hizmete açılması planlanıyor.



İstanbul ile  İzmir  arasındaki mesafeyi 3.5 saate düşürecek İzmir-İstanbul Otoyolu'nun açılış tarihi öne çekildi. Hürriyet Gazetesi'nden Deniz Sipahi'nin haberine göre; İzmir-İstanbul Otoyolu'nun 8 Ağustos'ta hizmete açılacağı konuşuluyor.

İstanbul ile İzmir arasını 3.5 saate düşürecek otoyol zamanından önce açılacak. Daha önce 29 Ekim olarak planlanan açılışın 8 Ağustos’a çekildiği söyleniyor. 10 milyar dolarlık dev bir projeden bahsediyoruz. Göreceksiniz; hayatımızda birçok şeyi değiştirecek. Ulaşılabilir olmak o kadar önemlidir ki... Hem hayatı kolaylaştırır, hem de size sonsuz olanaklar sunar. Birkaç kere yazmıştım. Avrupa’da iki şehir arasında uçuş rekoru yıllardır İstanbul-İzmir arasındadır. Ne Paris-Lyon, ne Madrid-Barselona, ne de Münih-Berlin arası... Karşılıklı sefer sayısında İzmir-İstanbul açık ara önde geliyor. Bu da iki şehir arasındaki güçlü bağı gösteriyor. Şimdi bir köprü daha kuruluyor. 3.5 saatte İstanbul’a gideceksiniz veya İstanbul’dan döneceksiniz. Bundan arada kalan bütün şehirler de olumlu etkilenecek. Örneğin Balıkesir...

Balıkesir hep arada kalmanın zorluklarını yaşamıştır. Bence bu otoyolla sadece İzmir değil; Balıkesir, Uşak, Çanakkale gibi şehirler de olumlu etkilenecektir. İzmir giderek Barselona kıvamında bir turizm hareketine sahip olacaktır. Barselona bir süredir insanların boş vakitlerini geçirdikleri, sanat etkinlikleri için tercih edilen, büyük konserler ve etkinliklerle dolup taşan bir şehir... Başlangıçta hafta sonları böyle hareket yaşanırdı, şimdi hafta içleri de dolu bir Barselona görülüyor. Ben İzmir ile Barselona’yı hep benzettim ve İzmir’e de örnek gösterdim. Yazları Alaçatı, Çeşme nasıl tercih edilir hale geldiyse; kışları İzmir merkez de öyle olacaktır göreceksiniz...

Daha çok otelimizin olması gerekir

İzmir’in turizmde hamle yapması gerekir. Bu yatak kapasitesi İzmir’e yetmez. Daha çok otelin olması lazım. Bu konuda Turizm Bakanlığı’nın öncülük etmesi gerekir. Yerel yönetimlerin yatırımcılarla daha sık bir araya gelmesi de gerekebilir. Örneğin Bayraklı bölgesi geniş bir alan ve buraya çok sayıda gökdelenin yapılması bekleniyor. İzmir büyükşehirin yarışmayla belirlenen bu alandaki imar planında ayrılmış turizm alanları da var. Yatırımcılar aslında başlangıçta buna itiraz ettiler. Bu kadar sayıda otelin iş yapmayacağını söylediler. Ben de şunu söylüyorum. Biraz uzağa bakalım, biraz İzmir’in 50 yılını planlayalım. İzmir böyle kalmaz, kalmamalı... Bu kentin geleceğinde turizm önemli bir yer tutacak. Ben daha çok otelin olması gerektiğine inanıyorum. Eğer İzmir’i iyi anlatabilirsek, sadece yazları değil kışları da iç turizm hareketinden faydalanan bir şehir olur. Tabii isteğimiz, beklentimiz dış turizmin yeniden canlanması... Bunun için de daha çok yatağa ihtiyacımız var. Ve elbette direkt uçuşların da olmasını istiyoruz.

Hyde Park, Central Park örnekleri var

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer Kültürpark konusunda taraflarla bir araya gelmiş, toplantıda çok sayıda da öneri çıkmış. Bu arama konferanslarının farklı alanlarda da yapılması çok faydalı diye düşünüyorum. Önerileri tek tek okudum; içlerinde benim de katıldıklarım var. Öncelikle herkes gibi ben de buranın korunması istiyorum. İzmir’in göbeğinde bu büyük alanın daha iyi değerlendirilmesi gerektiğini de düşünüyorum. Ama herkese şunu da hatırlatmak istiyorum. Bizde herkes her şeyi ister. Belediyeden ister, devletten ister. Bakın Londra’daki Hyde Park, New York’taki Central Park kentin ortasında bir vaha gibidir. Ancak buraların yönetimlerinde kentin önde gelen isimleri ve kurumlar yer alır. Buraları bağışlarla, derneklerin katkılarıyla ayakta tutulur. Yani bir şeyler isteyenler ortaya da bir şeyler koyarlar. Ben sosyal girişimlere her zaman destek verdim. Demokrasinin gelişmesinde de çok faydaları oldu. Ama şimdi diyorum ki... Bu hareketlerin, platformların yeni bir evreye, döneme geçmeleri gerekir. O yüzden Londra’daki Hyde Park, New York’taki Central Park’ı örnek gösteriyorum. Oralarda da bazı istekler, beklentiler dile getiriliyor ancak bunları söyleyenler aynı zamanda icraatın da içinde oluyorlar. Yani ellerini taşın altına koyuyorlar.
Hem maddi, hem manevi olarak...
Hyde Park, Central Park’ın bütçelerini sadece belediyeler karşılamıyor. O kentlerde yaşayanlar da bu masrafları paylaşıyor. Hatırlatmak istedim.

Acil çözüm bekleniyor

Gar önü, Karşıyaka iskelesinin önü acil çözüm bekliyor. Bence İzmir’in birçok yerinde bu alt geçitlere ihtiyaç var. Nasıl olur, nasıl yapılır; onu teknik çözecek. Ama yazın biraz olsun hafifleyen şehir trafiğinden faydanmak gerektiğini düşünüyorum.


Geri Dön