23 / 04 / 2024

Konut satışlarındaki hareketlilik belirsizlikleri azaltıyor mu?

Konut satışlarındaki hareketlilik belirsizlikleri azaltıyor mu?

TÜİK'in Konut Satış İstatistikleri verilerine göre Ekim ayında 142 bin 810 konut satıldı. Peki konut satışlarındaki hareketlilik belirsizlikleri azaltıyor mu?



 

Dünya gazetesi yazarı Uğur Civelek, bugünkü yazısında  konut satışlarındaki hareketliliği kaleme aldı. Peki konut satışlarındaki hareketlilik belirsizlikleri azaltıyor mu? İşte Civelek'in o yazısı...

Bu hafta başında açıklanan Ekim ayı konut satışlarına ilişkin veriler, ekonomiye ve sektörü ilişkin belirsizliklerin azaldığı yönünde pek bir şey söylemiyor. Bir önceki yılın aynı dönemine göre sınırlı gerileme yaşanmış olması tek başına olumsuz bir anlam taşımadığı gibi satışların son ortalamların üzerine çıkmış olması da en kötünün geride kaldığı anlamına gelmiyor olabilir. Çok farklı ve sürdürülebilir olmayan gerekçeler ile yapılan alışverişler, gelecek açısından görüş mesafesini önemli ölçüde sınırlıyor.

Ekim ayı konut satışları 142 bin 810 seviyesine ulaşmış; 2019 yılı içinde herhangi bir ay içinde ulaşılmış en yüksek rakam rekoru kırılmış. Bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 2,5 oranındaki gerileme bir yıl öncesinde yaşanan anormalliklerden kaynaklanmış olduğu için olumsuz bir anlam taşımıyor.

2018 yılı Ekim ayı çok farklı beklenti ve ihtiyaçların çarpıştığı bir dönemdi; bir çeşit istisna idi! İş dünyasının krediye erişimi önemli ölçüde tükenmiş, nakit sıkıntısını tüm tercihler üzerinde belirleyici olmaya başlamıştı. Faizler çok yükselmişti ve makul maliyetli konut kredisi temini çok zorlaşmıştı.; fakat sert bir şekilde yükselmiş olan döviz kurları ve gerileyen gayrimenkul fiyatları beklemede olan ihtiyaç sahiplerini harekete geçirmişti. Genel güvensizlikteki sıçrama, ayni alacak tahsilatını devreye sokmuş ve devirler konut satışı gibi görünmüştü.

Söz konusu dönemden bu yana, varlık değerlerindeki gerilemeyi olabildiğince geri alarak hasarı asgariye indirme amaçlı yapay zorlamalar var; bilançolardaki tahribatı azaltarak sorunlu kredi hacmini sınırlı tutalım derken evdeki hesabı çarşıya uydurmak kontrolümüz dışındaki belirleyici faktörler nedeniyle pek mümkün olamıyor. Döviz kurlarını gerileterek, enflasyon ve faizlerde hızlı bir gerileme sağlayarak, varlık değerlerini desteklemeye çalışıyorsunuz; fakat iç talep ve yatırımdaki durgunluğu aşamadığımız için sorunların çeşitlenerek ağırlaşmasını önleyemiyorsunuz. Küresel ve bölgesel koşullar, kaynak sıkıntısının aşılmasına ve beklentilerin düzelmesine yardım edemiyor. Bu yılın Ekim ayındaki konut satış rakamları bir önceki yılın aynı döneminde olduğu gibi sürdürülebilir olmayan faktörlerden fazlası ile etkilenmiş olabilir. Satışların kabaca üçte birini kredili satışlar oluşturuyor; eğer faizler sert bir şekilde geriletilmemiş ve kamu bankaları konut satışlarını desteklemekle görevlendirilmemiş olsa sonuç çok daha farklı olabilirdi! Tasarruflarını dövizde tutanlar ise, muhtemelen konut yatırımından uzak duruyor. Güvensizliğin hüküm sürüyor olması bazı alacakların tahsili konusundaki açmazlar, yine ayni  tahsilat şeklinde konut tapu devirlerini yükseltiyor olabilir. Gelir dağılımındaki bozulma, ekonomik beklentilerde gerçekleşmeyen düzelme ve aşılamayan güvensizlik, maliyet fiyat arasındaki olumsuz makasın açılması ve eritilemeyen stoklar gibi sorunlar olumlu düşünmeyi zorlaştırıyor.

 

Bir önceki hafta içinde açıklanan veriler, bu yılın üçüncü çeyreğinde durgunluktan çıkma yönünde güçlü bir ivme yakalanamadığını somutlaştırdı. Eğer döviz kuru yolu ile enflasyon ve faizler aşağı zorlanmasa idi, durgunluğun hüküm sürmeye devam ettiği daha belirgin bir şekilde ortaya çıkacaktı. İç talep ve yatırım ile küresel eğilimlere ilişkin beklentiler olumlu düşünmeye izin vermiyor; 2020 yılı bütçe tasarısı ve gelir artırmaya yönelik tasarımlar, belirsizliği iyice tırmandırıyor. Gelir dağılımındaki bozulmanın hızlanması, muhtemelen ödenebilecek ortalama kiraları ve gayrimenkullerin gelecekteki değerine ilişkin beklentileri olumsuz yönde etkileyecek! Özellikle markalı ve yüksek sabit gideri olan konutlar, olumsuzluklardan daha fazla etkilenebilir!

 

Tek başına inşaat sektöründeki zorlamaların, durumu olumlu yönde değiştirme şansının çok az olduğunu görmek gerekiyor. Son on beş yıl genelinde olduğu gibi inşaat sektörünü hareketlendirerek, ekonomiyi durgunluktan çıkarma zorlaması geri tepebilir. Sorunlarda yaşanacak ağırlaşma, durgunluğun bunalıma dönüşmesine sebep olarak, içine düştüğümüz kısır döngüyü derinleştirebilir.

2019 Ekim'de 142 bin 810 konut satıldı!


Geri Dön