25 / 04 / 2024

Muzaffer Akpınar: Çeşme'deki rüzgar tesisi 3 hafta sonda devrede

Muzaffer Akpınar: Çeşme'deki rüzgar tesisi 3 hafta sonda devrede

İki ortağıyla birlikte 3 yıl önce ilk rüzgâr santralını kuran Muzaffer Akpınar, elle tutulmayan değerleri olan bir sektörde olmanın mutluluğunu yaşıyor ve "Bergama'dan sonra Çeşme'deki yeni tesis 3 hafta sonr



Kopenhag'ta yarın başlayacak olan Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı öncesi çevreye duyarlı bir gazeteci olarak herhalde beni röportaj için Muzaffer Akpınar'dan başkası mutlu edemezdi. Ne de olsa Dost Enerji'nin kurucu ortağı Akpınar'ın rüzgar gülleri sayesinde şu anda tam 30 bin otomobilin çevreye verdiği zarar karşılanıyor ve yılda 113 bin ton karbon salınımı engelleniyor. İklim değişikliğinin Türkiye'nin başına neler açacağı ne yazık ki yoğun gündem nedeniyle bir türlü konuşulmuyor, tartışılmıyor. Devletin izleyeceği politika ve küçük büyük tüm şirketlerin değiştirmek zorunda olduğu iş yapış şekilleri bir türlü gündem oluşturmuyor. İyisi mi biz bugün yaptığı işin kâr boyutu bir yana, dünyanın daha da ısınmasını engellediği için çiceği burnunda rüzgarcı Muzaffer Akpınar'a projeksiyon tutalım. Dikkatli okurlar bilir ki, Muzaffer Akpınar hakikaten efsane sayılabilecek bir CEO iken Turkcell'de, istifa ederek iş yaşamında bambaşka bir pencere açtı. 2007 yılıydı. Kendine ait Portmobil isimli bir şirketi olan Akpınar, Turkcell'in kurucularından MV Holding'in sahibi Murat Vargı'yı ikna ederek ve de yanlarına Turkcell'deki ekip arkadaşı Ruhi Doğusoy'u da alarak Dost Enerji'nin temellerini attı. Bu ekip bundan sonra rüzgar santralları kuracak ve rüzgar enerjisinde hızla büyüyerek Dost Enerji'yi iddialı şirketlerden biri haline getirecekti. Nitekim söylediklerini yapmaya başladılar ve Bergama'da lisansı olan Alman İnnores'i satın alarak işe koyuldular. Bu santral şu anda çalışıyor ve Dost Enerji ikinci santralını da Çeşme Kocadağ'da önümüzdeki haftalarda faaliyete geçiriyor. Ailenin fonlarıyla yürütülen Muzaffer Akpınar Vakfı'yla da bugüne kadar 20 ilköğretim okulu, sağlık merkezleri, kütüphane, spor merkezleri pek çok önemli hayır işlerine imza atan ama bunlardan asla söz etmeyen Akpınar'ı daha yakından tanımak ve rüzgar enerjisinde yapacaklarını öğrenmek için lütfen röportaja buyurun...
Aralık 2006'da rüzgar güllerinin cazibesine kapılmıştınız. Siz ve iki ortağınızın telekomünikasyon sektöründe ciddi tecrübesi var. Zorlanmadınız mı başlangıçta? Üçüncü yılı kutluyoruz. Demiştik ki biz telefondaki tecrübelerimizden dolayı sokakta teknoloji yönetmeyi biliyoruz. Rüzgar santrallarında bir saha orada, bir saha burada ve hepsi bir şebeke içinde çalıştığından ve de çok da teknoloji ve inovasyona açık olduğundan biraz telekoma benzettik. Doğru, üçümüzün de bilmediği bir sektördü enerji. Bilmeden bir işe atlamak, yeni bir denizde gidip de yüzmeye başlamak zor bir şey ama galiba bilmediğimiz şeyleri daha önce de yapma tecrübemizin olması fırsat ya da konfor oluşturdu. Biz telekoma başladığımızda da hiç telekomcu yoktu içimizde. Tekstilden telekoma geçmiştik ama yaptık.
 Enerji işi sizi niye bu kadar çok heyecanlandırdı? Yenilenebilir enerji olması sanıyorum. Çok heyecanlanıyorum. Aslında tesadüfi başladı. O günlerde Alaçatı'da dalga sörfü yaparken, Bozcaada'da dalarken iki tane tesis görürdüm. Türkiye'nin ilk iki yap-işlet-devret tesisi buralarda kurulmuştu. Hep düşünürdüm niye başka yerlerde yok diye ama tabii başka işlere çok yoğunlaştığımdan derinlemesine bakma fırsatım olmamıştı. Ne zaman biraz kafamızı kaldırıp baktık. İşte o zaman gördük. Dedik ki biz bu teknolojiyi yönetebiliriz. İkincisi de burası regüle bir ortam. Bir düzenleyici kurumu var. Dolayısıyla burada insanlar lisansla iş yapacaklar. Kurumla ve şebeke ilişkisi çok önemli.

Hedeflerimizde hepimiz intikaya uğradık

Hedeflerinizin ne kadarını gerçekleştirdiniz? Biz üç yıl önce, 5 yılda 250 magawatta (mw) ulaşmayı hedefledik. Aslında Türkiye'de de hedefler çok daha yüksekti o zaman. Dolayısıyla hepimiz bir intikaya uğradık. Ama bu hedef hala bizim için gerçekçi bir hedef. Bergama'da 42.5 mw'lık bir tesisimiz var. Çeşme'de devraldığımız bir başka tesis birkaç hafta için de çalışmaya başlayacak. 15 mw'lık bir tesis. İkisini tamamladığımızda 57.5 mw'a ulaşacağız. Daha sonra Bergama'da 15 mw'lık bir kapasite artışı yapacağız. Kores'de de bir 15 mw ek kapasite artırımı yapacağız ve toplamda yaklaşık 87.5 mw'a ulaşacağız.

Avrupa'nın en iyi ikinci rüzgârı bizde ama yeterince kullanamıyoruz!..

Rüzgar enerjisi konusunda olmamız gereken yerde olduğumuzu düşünüyor musunuz? Ne yazık ki düşünmüyorum. Karbon salınımı yapıyoruz. Yurtdışına nakit para ödüyoruz. Büyük bir fırsat var burada. Türkiye Avrupa'nın İngiltere'den sonra en iyi ikinci rüzgarına sahip. Türkiye Avrupa'nın en iyi ikinci güneşine sahip. Türkiye Avrupa'nın en iyi birinci jeotermal kaynaklarına sahip. Güneş biraz tartışmalı çünkü orada ancak destekle ticari olabilir ama diğerlerinde öyle değil. Biz şu anda kömürcü, doğalgazcı kaça satıyorsa ona satıyoruz. Hiçbir destek almıyoruz. Hiçbir imtiyaz almıyoruz. Buna rağmen motivasyonumuz var. Yapıyoruz ama yapamıyoruz.
 Yaptığınız işin çevreci taraflarını anlatır mısınız bize? Bergama'daki tesis 51 milyon euroya mal oldu. Her yıl bu tesis 32 bin aracın 25'er bin km yapmışçasına ürettiği egzoz gazı kadar karbon salınımını engelliyor. Böyle söylediğimde bana da müthiş geliyor. 113 bin ton yılda karbon salınımını engelliyor bizim tesis. Biz yılda 160 milyon kilowatt saat elektrik üretiyoruz bu tesiste. Bu kadar imalatı doğalgazdan yapsaydık, o zaman her yıl 17 milyon lira yurtdışına para ödeyecektik. Bu da içeride kalıyor. Bu açılardan kalındığında artık rüzgar enerjisi hiçbir tartışması olmayan, pırıl pırıl bir iş olarak karşımızda duruyor. İşte o yüzden 1 Kasım başvurularının çözülemez hale gelmesine insan inanamıyor. Biz buna çok üzülüyoruz. Sanıyorum başvurunun kurgusu yanlış oldu ve sonra içinden çıkılamaz bir hal aldı.

Saçlarını uzattı, vejetaryen oldu, her gün yoga yapıyor

Muzaffer Akpınar'ın yıllarca kısacık kestirdiği saçlarını uzattığını görünce şaşırıyorum. Her sabah eşiyle birlikte düzenli en az 1 saat yoga yapan, bazen yoga için seyahatlere katılan Akpınar, 'Değişik bir tempodayım. Daha özgür. İyi planlanabilen bir tempo' diye anlatıyor yeni hayatını. Havanın buz gibi soğuk olması onun için önemli değil. Akpınar haftasonları da Kilyos'da rüzgâr sörfü yapıyor. Kimi zaman dalıyor, her gün yoga yapıyor ve de 9 aydır vejetaryen bir hayat yaşıyor. 'Sizi hangi rüzgar buralara attı' diye sormaktan kendimi alamıyorum. Aslında yanlız değilim, Akpınar'daki bu değişimi oğlu da 'baba sana ne oldu' diyerek sorguluyormuş.


Bu sektöre 325 milyon euro yatıracağız

Bir de tabii sizin de EPDK tarafından 1 Kasım 2007'de kabul edilen 78 bin mw'lik başvuru içinde 6 projeniz var. Şu anki durum nedir? Pek çok kişi bu sektörde bir fırsat var mı diye başvuru yaptı aslında. Ama sonra 78 binbaşvurudan epey elenen oldu. Ama hala son noktaya gelemedik ve çok vakit kaybettik . Görünen o ki bu işin neticelenmesi önümüzdeki yılın ortalarını da bulur. Biz bu arada 6 başvurudan birini eledik. Ticari bulmadık ve iade ettik. Geri kalan 5'i de yaklaşık 200 mw'lik oldukça iyi projeler.
 Şu ana kadar ne kadar yatırdınız? Borç artı sermaye olarak 75 milyon euro yatırdık. 250 mw'ye ulaşabilirsek, yaklaşık 325 milyon euroluk bir yatırım olacak.
 Pazar payınız nedir? Şu anda Türkiye'de rüzgar enerjisinde 650 megawatt kurulu güç var.Bunun yüzde 8'i bizim. 2010 sonunda 1200 megawattı rahat görürüz. Bizim de orada 57.5 megawatlık bir payımız olacak.
 Yaptığınız yatırımlar kaç yılda dönecek? 7-5 yılda döner. Yenilenebilir enerji ürettiğimiz için öncelik hakkımız var. TEİAŞ'ın 10 yıl boyunca alma garantisi var.
Şelale KADAK/Sabah


Geri Dön