26 / 04 / 2024

Amerika'daki mortgage krizi oldukça derin!

 Amerika'daki mortgage krizi oldukça derin!

2008 yılındaki mortgage krizi sonrası Amerika'da bankalara geri dönen konut sayısı 6,5 milyonu buluyor



2008 yılında Amerika'da konut kredisi veren kuruluşların bir gecede batmasıyla patlak veren küresel krizin üzerinden 4 yıl geçti. Amerikalı emlak gurusu Dirk Zeller'in anlattıkları Amerika'nın konut kaynaklı krizi henüz atlamadığını ve krizin sanılandan daha derin olduğunu gösteriyor. Zincir emlak komisyonculuğu şirketi Reality World Türkiye'nin konuğu olarak İstanbul'a gelen Dirk Zeller, Türk gazetecilerin sorularını cevapladı.


Zeller'in açıklamalarına göre 2008 yılındaki ödenemeyen konut kredileri sonucu bankaların eline geçen konut sayısı, ülkedeki tüm konut sayısının yüzde 4-5'ine ulaştı. Bu da 130 milyon konutun bulunduğu ABD'de 5,2 milyon ile 6,5 milyon adet konutun ödenemeyen borçlar yüzünden kredinin kullanıldığı bankaların eline geçtiği anlamına geliyor. Şu anda bundan daha büyük problem ise Zeller'in 'gölge stok' dediği 4,5 milyon adetlik konut. Bunlar da 90 gün ve üzeri süre geçtiği halde borcu ödenmeyen ve bankaların eline geçmesi lazım iken bankaların henüz el koyamadığı konutlar. Normalde el konulması gereken bu konutlar için bankalara 3 yıllık bekleme süresi getirilmiş. Batık konut kredilerini ikiye katlayacak kadar büyük 'gölge stok' problemi bir kenarda bekliyor. Dirk Zeller, federal yöneticilerin, örneğin Florida'da olduğu gibi 20 milyar lira kaynak akıtarak evlerin bankaların eline geçmesini önlemeye gayret etmemesi halinde problemin daha erken çözüleceğini söylüyor. Zeller'e göre üç yıllık süre dolsa da borçları ödenmeyecek olan bu evlerin bir an önce sahiplerinin elinden alınıp bankalar tarafından satışa çıkarılması gerekiyor.


Mortgage krizi öncesi, normal ekonomik şartlarda yüzde 1 olan Amerika'daki kredisi ödenemediği için bankaların el koyduğu ev oranı, 2008 yılında birden yüzde 4-5'e çıktı. Zeller, hükümetin, halkı konut almaya teşvik için yüzde sıfır sermayesi olanlara dahi konut kredisi verilebilmesinin yolunu açmasıyla bu noktaya geldiklerini söylüyor. "Yüzde sıfır sermayesi olana yüzde 100 konut kredisi verilmesi dünyada bizden başka ülkede görülmedi." diyen Zeller, bunun sonucu işi-gücü olmayan, elinde birikimi bulunmayan ve borcunu ödeyemeyeceği belli olan kişilere milyonlarca ev satıldığını ifade etti. Türkiye'de ise ticari gayrimenkulde yüzde 50 ve konutta yüzde 25 öz sermayeye sahip olma şartı arandığını belirten Zeller, bu sebeple Türkiye'de, Amerika'daki gibi bir mortgage krizi olmayacağını söyledi.


EVİ SATARKEN DEĞİL ALIRKEN KAZANIN


Amerika'da el konulan 6,5 milyona yakın konut ve el konulma gününü bekleyen 4,5 milyon adetlik 'gölge stok'taki evler dışında, bir diğer problem ise emlak fiyatlarındaki yüzde 50-60 oranındaki düşüş. Bankalar, örneğin 250 bin dolar kredi verdiği bir evi geri alsa da bu konutun değeri 125 bin dolara düşmüş durumda. Amerika'da ortalama ev fiyatının 221 bin dolar olduğunu belirten Zeller, Teksas hariç birçok eyalette fiyatların yarı yarıya ucuzladığını söyledi. Amerika'da ev almak için tarihin en uygun zamanı olduğunu belirten Zeller, "Hem evler yarı fiyatına düştü, hem de konut kredi maliyetleri 1958 yılındaki seviyeye geriledi. Ama alıcı yok." dedi. Zeller kendisi de yakın zamanda 44 bin dolara Arizona'da dubleks bir daire almış. Zeller, Teksas'ta fiyatların değişmediğini, Ayova'da 60-70 bin dolar olan aynı ölçekte bir evin New York'ta 2 milyon dolara kadar çıkabildiğini, Los Angeles'ta ise 1 milyon doları bulabildiğini söyledi. Son iki yılda el değiştiren en pahalı ev ise Los Angeles'ta 120 milyon dolara satılan bir konut. ABD'de şu anda ev sahipliği oranının yüzde 62 olduğunu ifade eden Zeller, kriz öncesinde bu oranın yüzde 69 olduğunu kaydetti. Reality World Türkiye Koordinatörü Mustafa Baygan ise Miami'den ev alan Türklerin pişman olduğunu, çünkü evlerinin ucuzladığını söyledi.


Zeller'e göre bir evi satarken para kazanılmaz, asıl para evi alırken ucuza alarak kazanılır. Zeller, "Kötü bir fiyata aldıysanız, bunu satarken düzeltmek mümkün olmaz. Satarken değil alırken para kazanılır." dedi. Ev alıp-satarken neye dikkat ettiği konusunda Dirk Zeller'in bir diğer tüyosu ise şöyle: "Ben çok kazandıracak olanı değil çabuk satılabilecek olanı tercih ederim." Türkiye'de emlak piyasasının seyriyle Zeller'in yorumu ise şöyle: "Türkiye'de gayrimenkule ciddi talep var. Böyle olduğu sürece bu fiyatlara da bu yansıyacaktır. Konutta her zaman talep arttıkça hep fiyatlar artar, arz attıkça fiyatlar düşer. Sağlam ve hızlı büyüyen bir gayrimenkul piyasanız var. Türkiye piyasası fırsatlarla dolu. Dünyanın birçok ülkesine kıyasla burada çok fazla fırsat var." Zeller, çok güzel bir tatil ülkesi olduğu için Amerikalı zenginlerin Türkiye'den konut sahibi olmayı düşünebileceğini söyledi. Amerika'da faizlerin düştüğünü kaydeden Zeller, yatırım amaçlı olarak da Türkiye'deki konutlara bu amaçla da talep olabileceğini ifade etti. Gayrimenkulün yatırım aracı olması konusunda ise Zeller, "Dünyanın dört bir yanında çok sayıda insan, bu şekilde servetini katlamayı ve milyoner olmayı başarmıştır." dedi.

Zaman


Geri Dön