Barınma sorununa çözüm önerisi: Sosyal konut projeleri hızlandırılmalı, kira desteği verilmeli!

Ülke genelindeki barınma sorununu sosyal konut ile ilişkilendiren Tufan Yakar 'Özellikle alt gelir grubunun konut sahibi olamaması, sadece ekonomik bir sorun değil, aynı zamanda sosyal devlet anlayışını doğrudan ilgilendiren bir mesele.'' dedi. 

Son yıllarda artan maliyetler, enflasyon ve piyasa dengeleri nedeniyle alt gelir grubu için ev sahibi olmak her geçen gün zorlaşıyor. 'Sosyal devlet, vatandaşı konutsuz bırakmaz.' diyen Yakar, barınma sorununa çözüm için sosyal konut projelerinin artırılması gerektiğine vurgu yaptı.

İşte Tufan Yakar'ın sosyal medya hesabı X'ten yaptığı o paylaşım... 

Tufan YAKAR @tufanyakar
Sosyal Devlet ve Konut Meselesi

Türkiye’nin en temel meselelerinden biri bugün barınma hakkı. Özellikle alt gelir grubunun konut sahibi olamaması, sadece ekonomik bir sorun değil, aynı zamanda sosyal devlet anlayışını doğrudan ilgilendiren bir mesele.

AK Parti iktidarının en çok önem verdiği konulardan biri, milleti “ev sahibi yapmak” olmuştu.  TOKİ  projeleri, sosyal konut kampanyaları, uygun ödeme planlarıyla bugüne kadar yüz binlerce dar gelirli aile sıcak yuvasına kavuştu. Bu, inkâr edilemez bir başarıdır. Ancak gelinen noktada şunu da açıkça söylemek lazım: Son yıllarda artan maliyetler, enflasyon ve piyasa dengeleri nedeniyle alt gelir grubu için ev sahibi olmak her geçen gün zorlaşıyor.

Burada mesele, “yapılmıyor” değil, “yeterli değil” meselesidir. Yani sosyal devletin varlığını gösterebilmesi için adımlar daha güçlü, daha kararlı atılmalıdır. Evet, TOKİ bugüne kadar çok şey yaptı ama bugün geldiğimiz noktada yeni bir vizyona ihtiyaç var. Çünkü kira fiyatları asgari ücreti sollamışken, dar gelirlinin bırakın ev almayı, kirayı ödemekte bile zorlandığını görmekteyiz.

AK Parti’nin “sosyal devlet” anlayışı tam da burada devreye girmeli. Devlet, dar gelirliye sadece yol, köprü, hastane değil; barınma hakkını da doğrudan sağlamalı. Yani sosyal konut projeleri hızlandırılmalı, kira desteği mekanizmaları devreye alınmalı, özel sektörün fırsatçılığı denetlenmeli. Çünkü sosyal adalet, yalnızca büyük yatırımlarla değil, vatandaşın gündelik hayatına nefes aldırmakla mümkündür.

Eğer biz bu ülkeyi gerçekten “sosyal devlet” ilkesiyle yönetiyorsak, alt gelir grubunu ev sahibi yapmayı bir seçim vaadi değil, bir devlet görevi olarak görmeliyiz. Bugün bu meselede eksiklerimiz olabilir, ama AK Parti’nin milletin yanında durduğu, her defasında “önce insan” dediği gerçeği unutulmamalıdır. Şimdi mesele, bu çizgiyi daha da güçlendirip, dar gelirliyi yeniden umutlandırmaktır.

Unutmayalım: Sosyal devlet, vatandaşı konutsuz bırakmaz. AK Parti de bugüne kadar bu anlayışın en büyük temsilcisi olmuştur, bundan sonra da olmalıdır.