26 / 04 / 2024

Covid-19 sonrası kentleşme oranı düşecek!

Covid-19 sonrası kentleşme oranı düşecek!

Covid 19 salgını sonrası sosyal yaşamda normalleşmeye dönük adımlar atılıyor. Şimdiden birçok sektörde Koronavirüs (Covid 19) ve benzeri salgınların bir daha yaşanmaması adına alınan önlemler alınıyor.



Salgının önemli bir etkisinin de kentlerin planlamasında olacağından bahseden,  yüksek şehir ve bölge plancısı ve İmpo İmar Yönetim Kurulu Üyesi Müberra Oflaz, şehirlerin sağlıksız ve çarpık büyümesinin salgın hastalıkların tetiklenmesinde önemli role sahip olduğunu açıkladı.

Tarih boyunca salgın hastalıkların kentleri şekillendirdiğinden bahseden Müberra Oflaz, “Örneğin 19. Yüzyılda kolera salgını güneşlenme ve havalandırma ile ilgili tasarımlar yapılmasına neden oldu. Sokaklar taşla döşenerek, duvarlar sıvanarak zehirli gazlar önlendi. Veba salgını sonrasında farelerle mücadele için şehirlerdeki atık su boruları, bina temelleri, çatı saçakları ve kapı eşiklerine kadar birçok değişiklik hayata geçirildi. Tüberküloz salgını sonrasında ise beyaza boyalı temizliği çağrıştıran, güneşe bakan havadar odalar, beyaz fayanslarla döşeli banyolar inşa edildi” diye konuştu.

Küreselleşmeyle beraber Covid-19’un tüm dünyayı etkisi altına aldığından bahseden Müberra Oflaz, yoğunluğun yüksek olduğu yerlerde salgının daha kolay artması nedeniyle, herkesin kendi karantinasını, sosyal izolasyonunu, sosyal mesafesini oluşturduğundan bahsetti. Covid-19 sonrasında şehirlerin planlanmasında bazı unsurların büyük önem kazanacağından bahseden Müberra Oflaz, kentleşme oranının azalacağını bir dönemin başladığı öngörüsünde bulundu. 

Müberra Oflaz, kentlerde meydana gelecek değişimleri şöyle anlattı:
-Temel Hizmetlere Erişim:
''Su, gıda, barınma, sağlık hizmetlerine erişimin önemi bir kez daha gözler önüne serildi.  Hastane, otogar, üniversite gibi büyük yapıları kentin dışına taşıyıp insanları ulaştırmaya çalışmak yerine, erişilebilir mesafelerde daha küçük alt birimler oluşturulması daha doğru olacaktır.

-Değişen Çalışma Alanları: 
Sosyal izolasyon nedeniyle uzaktan çalışma konusu gelişebilir, yanı sıra klasik ofis alanları yeniden düzenlenebilir. Herkesin çalışma alanının ayrıldığı,  iyi havalandırılabilen, camların açılabildiği, geniş koridor ve merpen boşluklarına sahip yapılar ön plana çıkabilir. 

-Değişen Konut Yapıları: 
Güneşlenme ve havalandırma koşullarının önemi de bir kez daha ortaya çıkmıştır. Konutlarda balkon ve teras kullanımları vazgeçilmez olacaktır.  Ayrıca homeofis çalışma tercihi nedeniyle konutlarda  çalışma odaları ve bireysel spor ve aktivite alanları ihtiyacı göz önünde bulundurulacaktır.

-Yeşil ve Açık Alanların Önemi: 
İnsanlar stresten uzaklaşmak, spor yapmak, piknik yapmak veya resim yapmak için parkları tercih eder. Şehir planlamada yeşil ve mavinin korunması, su yönetimini, iklim adaptasyonunu ve sağlıklı yaşamı etkiler. 

-Ulaşım Planlamasının Önemi:
Pandemi bize hastaneler ve okulları daha küçük birimler halinde geniş alanlara yayarak, kentleri çok merkezli güçlendirmemiz gerektiğini ve böylece seyahatin kısıtlı olacağı, yerel merkezlerde dükkanların yer alacağı, kendi kendine yeten dokuların olması gerektiğini göstermektedir. Herkesin kendi mahallesi daha önemli hale gelecektir. Evden çalışma ve esnek çalışma saatleri ile de trafik yoğunluğu azaltılabilecektir. Toplu taşımada da kalabalık ulaşım araçlarının yerini birkaç kişi taşıyan küçük araçların alması muhtemeldir. 

-Üst Ölçekli Planlama: 
Son yıllarda şehir sakinlerinin bir kısmı uzaktan çalışma imkanından faydalanarak daha doğal yaşam ortamı ve kırsal yerleşmelere yönelmektedirler. Bu durumda şehirler kadar kırsal yerleşmelerde planlama açısından önem kazanmaktadır. Bu da kentleşme oranının hız keseceği bir dönemin başlangıcı olabilir.''


Geri Dön