DEVA Partili Avşar’dan Samandağ eleştirisi: Hazine arazisi varken neden tapulu tarım alanlarına el atılıyor?

DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Tekirdağ Milletvekili Cem Avşar, Hatay Samandağ’da acele kamulaştırma kararı kapsamında yaşanan mağduriyetleri Meclis gündemine taşıdı.
DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Tekirdağ Milletvekili Cem Avşar, Hatay Samandağ’da acele kamulaştırma kararı kapsamında yaşanan mağduriyetleri Meclis gündemine taşıdı. Avşar, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un yanıtlaması istemiyle konuya ilişkin yazılı soru önergesi verdi.
Avşar, acele kamulaştırmayla ülkemizde el konulan ne kadar tarım arazisi olduğu, yeterli hazine arazisi olduğu halde neden tapulu tarım arazilerinin imara açıldığı, söz konusu yerlerde çevresel etkilerin değerlendirilmesi gibi birtakım soruyu Bakan Kurum’a yöneltti.
MAĞDURİYET OLUŞTU
Avşar, 6 Şubat depremleri sonrası yetki kullanımı açısından birçok düzenlemeyle birlikte resen birçok işlemin de yapıldığını ve her ne kadar bir an önce hayatı normale çevirmek amacıyla hızlı hareket edilmesi ve oluşan büyük mağduriyetlerin giderilmesi öngörülse de birçok yerde farklı menfi sonuçların da oluştuğunu belirtti.
HALKLA UZLAŞILMALI
Uyarılarda bulunan Avşar sözlerine şöyle devam etti: “Halkın hassasiyetleri, mülkiyet hakkı ve tarımsal alanların önemi göz önüne alınarak mevcut konutların yapımında hazine arazilerinin kullanımının önceliklendirildiği bir uzlaşı zemini sağlanmalıdır.”
Avşar, Bakan Kurum’a bir dizi soru sordu. İşte o soru önergeleri...
Ülkemizde acele kamulaştırma kapsamında el konulan ne kadar tarım arazisi var? Bu alanların bölgesel ve il bazlı dağılımı nasıl?
Hatay Samandağı’nda Hazine arazisi olduğu halde neden tapulu tarım arazileri imara açılıyor? Bu işlemde kamu yararı gözetildi mi? Gerekli prosedür işlendi mi?
Hatay bölgesinde Alevi inancında önemli bir yer tutan Bayramlarda pişirilen “Hirise Aşında” -aşure- kullanılmak üzere vakfedilen bu tarım alanlarının toplumsal hassasiyetler açısından imara açılması doğru mu?
Henüz mahkeme süreci devam ederken fiili durum oluşturularak kolluk kuvvetleri nezaretinde insanların mülkiyetinde bulunan tarım arazilerine müdahale ederek,ağaçları sökerek, altyapıyı tahrip ederek insanlarla karşı karşıya gelmeyi nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu uygulamanın kamu vicdanında yol açtığı tahribatı onarmaya ve gerekli uzlaşıyı sağlamaya yönelik bir çalışmanız var mı?
Projenin çevresel sonuçları bağlamında teknik değerlendirmesi yapılmış mı? Çevre bilimcileri ile bölge sakinleri başta olmak üzere kamuoyunu bilgilendirmeyi düşünüyor musunuz?