Gayrimenkul sertifikası Türkiye’de yatırım paradigmasını değiştiriyor!

Son günlerin en çok konuşulan konuları arasında yer alan gayrimenkul sertifikası uygulaması, konut yatırımını bölerek borsada işlem görebilir hale getiriyor.

Konu ile ilgili olarak önemli açıklamalar yapan Vartur Emlak CEO’su Şerif Varlı, bu sistemin yatırımı demokratikleştireceğini fakat başarı için güçlü regülasyon ve şeffaflık gerektiğini kaydediyor. 

Paylaşılan detaylara göre ülkemizde gayrimenkul sektöründe önemli bir dönüşüm başlatan gayrimenkul sertifikası uygulaması, klasik “tapulu mülk” anlayışını aşarak, gayrimenkulü menkul kıymet gibi işlem görebilir duruma getiriyor.

Vartur Emlak CEO’su Şerif Varlı konu ile ilgili olarak yaptığı açıklamada söz konusu bu yeni modelin yatırım dünyasına etkilerini değerlendirirken, sistemin hem fırsat hem de risk barındırdığını kaydetti.

YATIRIM DAHA ERİŞİLEBİLİR HALE GELİYOR

Gündemden düşmeyen gayrimenkul sertifikası sayesinde artık yalnızca yüksek sermayeye sahip yatırımcılar değil, orta gelir grubu da gayrimenkul piyasasında aktif rol alabilecek. Varlı yaptığı açıklamada söz konusu bu yaklaşımı “Türkiye’de yatırım anlayışını kökten değiştirebilecek devrimsel bir adım” şeklinde nitelendirdi.

GERÇEK DÖNÜŞÜM İÇİN YAYGINLAŞMASI ŞART

Konu ile ilgili olarak yaptığı açıklamada kısa vadede büyük bir likidite devrimi beklemenin gerçekçi olmadığına değinen Varlı, “Söz konusu bu uygulama, Emlak Konut ve Toplu Konut İdaresi Başkanlığı öncülüğünde başladı. Fakat asıl etki, GYO’lar ve özel geliştiriciler de sertifika modelini benimserse ortaya çıkmış olacak.

Borsa İstanbul’da işlem gören gayrimenkul tabanlı ürünlerin artış göstermesi, piyasaya ciddi bir derinlik kazandırabilir” şeklinde konuştu.

DAR VE ORTA GELİRLİ VATANDAŞLAR İÇİN FIRSATI MI 

Varlı konu ile ilgili olarak yaptığı açıklamada söz konusu bu sistemin sosyal konut politikası işlevi görebileceğini fakat  bunun yatırımcı davranışına bağlı olduğunu kaydederek, şöyle konuştu:   “Eğer sertifikalar birikim amacıyla alınırsa, alt gelir grupları için ‘birikerek sahiplik’ mümkündür. Aksi durumda kısa vadeli spekülasyon aracı haline gelebilir.”

AVANTAJLARI VE RİSKLERİ NEDİR?

Varlı, avantajlarını şu şekilde sıraladı:
-Küçük yatırımcının piyasaya erişimi
-Yüksek likidite imkânı
-Şeffaf bir yatırım ortamı
-Projelere erken aşamada sermaye girişi

Varlı, dezavantajlara da dikkat çekti:
-Manipülasyon riski
-Spekülatif dalgalanmalara açık bir yapı
-Fiziksel mülkle bağın zayıflaması

TAPUYA ULAŞAMAYAN YATIRIMCI İÇİN NE OLACAK?

Konu ile ilgili olarak yaptığı açıklamada sertifika sahiplerinin gerekli sayıya ulaşamadığı hallerde, hisse senedi benzeri bir değer artışı ya da ikincil piyasada satış imkânı sunulacağını kaydeden Varlı, “Burada kritik olan şey şeffaflık, değerleme ve geri alım mekanizmalarının güçlü tanımlanması. Aksi durumda güven erozyonu yaşanabilir” diye konuştu.

FİYATLAR VE ARZ DENGESİ

Varlı açıklamasında kısa vadede sertifika uygulamasının talebi artırarak fiyatlarda yukarı yönlü baskı oluşturabileceğini, fakat uzun vadede alternatif finansman sağlayarak arzı artırabileceğini kaydetti.

Açıklamasında söz konusu bu modelin geliştiriciler açısından da kritik avantajlar sağladığını kaydeden Varlı, “Klasik banka kredilerine kıyasla daha erken aşamada geniş bir sermaye havuzuna erişim imkânı sağlıyor. Bu durum da nakit akış yönetimi ve piyasa ilgisini ölçme konusunda önemli bir artı” ifadelerini kullandı.

DÜNYADA ÖRNEKLERİ VAR

Yaptığı açıklamada ABD, Almanya ve Singapur gibi ülkelerde REIT ve tokenizasyon modelleri bulunduğunu anımsatan Varlı, Türkiye’nin yaklaşımını “belirli projelere dayalı sertifikaların borsada işlem görmesi” yönüyle yenilikçi ve hibrit bir model şeklinde tanımladı.

DENETİM ŞART

Açıklamasında ayrıca gayrimenkul sertifikalarının, GYO’lara alternatif değil tamamlayıcı bir araç olduğunu kaydeden Varlı, ikincil piyasa risklerine karşı sermaye piyasaları kadar güçlü denetim mekanizmaları gerektiğini belirterek, sözlerini şu şekilde tamamladı: “Pek çok kişi tarafından merak edilen ve araştırılan söz konusu bu sistem, doğru regülasyon ve şeffaflıkla hayata geçirilirse, Türkiye’de gayrimenkul yatırımında yeni bir dönemin kapısını aralayabilir.”