23 / 04 / 2024

Kentsel dönüşümde asbest sorunu!

Kentsel dönüşümde asbest sorunu!

Türkiye’de kentsel dönüşümün en büyük sorunu haline gelen asbest, kansere yol açıyor. Uzmanlara göre, Türkiye’de asbest barındıran bina sayısının oldukça fazla.



Türkiye’de kentsel dönüşüm kapsamında 7 milyon bina yıkılacak. Yıkılacak binaların çoğu asbest tehlikesi barındırıyor. Binalardaki asbest sorunu başta akciğer kanseri olmak üzere, birçok solunum hastalığına neden oluyor.


2012 yılında kentsel dönüşüm yasası ile başlayan yıkımlar insan sağlığı açısından büyük tehdit oluşturuyor. Eski binaların sayısının oldukça fazla olduğu Türkiye’de asbest barındıran bina sayısının oldukça fazla olduğu düşünülüyor.


Kanserojen bir mineral olan asbestin kullanımı Türkiye'de 2010 yılında yasaklandı. Son yıllarda artan kentsel dönüşüm projeleri ile birlikte 2010’dan önce yapılan binaların yıkımı sırasında yüksek miktarda asbest ile karşılaşılmaya başlandı.


Uzmanlara göre Türkiye’de binalar yıkılırken asbest araştırması yapılmak zorunda yoksa kentsel dönüşüm kansere dönüşebilir. Yıkım yapılacak binanın asbest ölçümü yapılması yasada belirtiliyor ancak yasaya uyan ve yıkımı yasaya göre yapan firma sayısı ise oldukça az sayıda.


Halk Sağlığı Uzmanı Prof.Dr. Ali Osman Karababa, asbestin, inşaat (marangoz, sıhhi tesisat, elektrik işleri, yalıtım ve izolasyon), gemi yapım ve söküm sanayii, çimento sanayii, metal olmayan mineral üretimi (madencilik), cam sanayii, elektrik üretimi, tuğla ve seramik üretimi gibi farklı alanlarda kullanıldığını söyledi. 


Karababa, “Chrysotile (beyaz asbest), Crocidolite (mavi asbest), Amosite (kahverengi asbest),  Anthophyllite, Tremolite, Actinolite olarak isimlendirilen farklı bileşiklerin ortak adıdır. Bunların içinde Crocidolite olarak isimlendirilen tür kanser yapma riski en yüksek olanıdır. Asbeste işyerinde maruz kalınabilir veya bu türden bir işyerinde çalışan işçinin giysileriyle eve taşımasıyla aile asbest liflerine maruz kalabilir. Asbest bulunan alanlarda bulunmakla, asbest madenine veya işleyen fabrikaya yakın oturmakla ve asbest bulunan eski binalarda kullanılan malzemeden havaya karıştığında solunarak maruz kalınabilir” şeklinde konuştu.


Asbest kullanılmış eski binalarda yaşamakla veya eski binaların yıkımı sırasında havaya karışan liflere çalışanların ve yöredeki insanların maruz kalmasıyla risk oluştuğunu belirten Karababa, “Asbest lifleri solunduğunda mezotelyoma, akciğer kanseri gibi hastalıklara neden olur. Ayrıca larinks, kolon ve kadında yumurtalık kanserlerine de neden olabilir. Konut yıkımında; önce uzmanlarca binada asbest olup olmadığı değerlendirilmeli; varsa binadaki asbest kaynakları saptanmalı, bunlar özel donanımlı (özel giysi ve maske) personel tarafından binadan uzaklaştırılmalı, bina daha sonra yıkılmalıdır. Aksi durumda hem yıkım ekibinde çalışanların hem de çevredeki insanların sağlığı tehlikeye atılmış olur” ifadelerini kullandı.


TMMOB Çevre Mühendisleri Odası  İzmir  Şubesi Başkanı Emine Helil İnay Kınay, konu ile ilgili olarak “Kentsel dönüşüm uygulamalarının toplumsal, ekonomik, planlama vb. boyutlarının yanı sıra; iş sağlığı ve güvenliği ve çevresel boyutları da göz ardı edilmemelidir. Kentsel dönüşüm sürecinde binaların yıkılması sonucu oluşan inşaat ve hafriyat atıklarının uygun şekilde geri dönüşümü veya bertaraf edilmesi gerekiyor. Yıkım sonucu ortaya çıkan atıklar, binaların yaşı ve bulunduğu bölgeye bağlı olarak asbest, kurşun içeren boyalar, sızdırmazlık amacıyla kullanılan malzemelerden ve lamba balastlarından kaynaklanan çok klorlu bifeniller (PCB), lambalar ve floresanlarda bulunan cıva, cıva içeren çeşitli ekipmanlar (termostatlar vb. gibi), pillerden ya da bataryalardan kaynaklanan kurşun, cıva, kadmiyum, gümüş, çeşitli elektronik atıklar, tehlikeli kimyasallar vb. gibi tehlikeli atık içerebiliyor. Oluşan atıkların özelliklerine göre ayrılması ve geri kazanım/geri dönüşüm ve bertaraf işlemlerinden geçirilmesi gerekir. Pencere ve kapılar, metal eşyalar, kablolar ve tehlikeli maddeler bina yıkımından önce ayrıştırılmalı” diye konuştu.


Asbest Söküm Uzmanı Yüksek Makine Mühendisi Özcan Suretti ise “Anadolu’da ‘Çelpek, Aktoprak, Höllük’ gibi isimlerle tanınan bu ürün muhteşem özelliklerinden dolayı uzun yıllar kullanıldı. Bu madde, güçlü dayanım özellikleri sayesinde, dünya üzerinde, Yunancadan gelen ‘Asbestos’ ismi ile tanınır. Öyle ki ‘Sbestos’ yok edilebilir manasında iken ‘A’ olumsuzluk ekini alarak yok edilemez kelimesi ile özdeşleşmiştir. Asbestin bu özellikleri keşfedildikçe sanayide ve yapı işlerinde kullanım alanları hızla arttı ve vazgeçilmez bir malzeme oldu. Ancak asbest minerallerinin kanserojen olduğunun fark edilmesiyle bu maddeden vazgeçildi” dedi.




İlk Ses Gazetesi


Geri Dön