Konutta 2026 yılı nasıl geçecek?
Satış Çözümleri kurucusu, Motto Turkey Yönetim Kurulu üyesi Soner Keleş, konut piyasasında ekonomi yönetiminin sıkı para politikaları ve yüksek enflasyona rağmen ilginin artarak devam etmesinin konut geliştiricilerine 2026 yılı için umut verdiğini belirtti.
Satış Çözümleri kurucusu, Motto Turkey Yönetim Kurulu üyesi Soner Keleş, kaleme aldığı yazısında konutta 2026 yılının nasıl geçeceğini anlattı.
Keleş yazısında konut piyasasında ekonomi yönetiminin sıkı para politikaları ve yüksek enflasyona rağmen ilginin artarak devam etmesinin konut geliştiricilerine 2026 yılı için umut verdiğini belirtti. İşte Soner Keleş'in o yazısı...
Konutta 2026 yılı nasıl geçecek?
Satış Çözümleri kurucusu, Motto Turkey Yönetim Kurulu üyesi Soner Keleş, konut piyasasında ekonomi yönetiminin sıkı para politikaları ve yüksek enflasyona rağmen ilginin artarak devam etmesinin konut geliştiricilerine 2026 yılı için umut verdiğini belirtti.

Dünyanın farklı bölgelerinde yükselen jeopolitik tansiyon, sıkı para politikaları ve enflasyonla mücadele eden Türkiye zorlu bir yılı daha geride bırakmak üzere. Gayrimenkule olan ilgi bu yılda artarak devam etti.
Konut sektöründe 2024 yılı ikinci yarısından itibaren başlayan ilgi, 2025 yılının tamamında da devam ederek yılı rekor bir satış ila kapatacağı şimdiden belli oldu. Bu yıl sektörde konut satışlarının 1,5 milyonu geçmesi bekleniyor. Yüksek enflasyon, sıkı para politikaları ve krediye erişim zorluklarına rağmen konuta ilgi giderek artıyor. Konut halen yüksek talep gören yatırım enstrümanı olarak yerini koruyor.
Özellikle 2022 yılından itibaren hızlı bir ivmeyle yükselen konut değerlerindeki artış hızının, 2023 Temmuz ayından itibaren yavaşlamaya başladığı ve içerisinde bulunduğumuz yılda reel artış olarak gerilediğini gördük. Satış adetlerindeki güçlü artışa karşın fiyat tarafında benzer ölçüde bir sıçrama yaşanmadı.
2025 yılında konut fiyatlarının yüzde 30 civarında yükseldiği ancak enflasyonun bu oran üzerinde gerçekleşmesi konutun reel bazda değer kaybetmesine ve fiyatların durağanlaşmasına neden oldu. Bu durum geçtiğimiz yıllarda konut fiyatlarında ortaya çıkan aşırı artış ve köpüğün büyük ölçüde erimesine neden oldu.
Buna karşın inşaat üretiminin reel maliyeti yükseldi, firmaların karlılığı düştü. 2025 yılı boyunca inşaat maliyet endeksi aylık dalgalanmalar yaşasa da yıllık bazda yüksek seyretmeyi sürdürdü. Kiralık konut piyasasında yüzde 25 sınırının kalkması piyasayı bir miktar rasyonel zemine çekti. Konut fiyatlarının reel olarak gevşemesi ve kiraların artmaya devam etmesi, yatırımcı için amortisman sürelerinin (geri dönüş süresi) kısalması gayrimenkulü yeniden cazip bir yatırım aracı haline getirdi. İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyükşehirlerde konutun amortisman süresi 15-16 yıla kadar geriledi.
İkinci el konuta olan talep daha fazla.
Türkiye ekonomisinin lokomotifi ve stratejik öneme sahip olan gayrimenkul sektöründe satış rakamları toparlanmayı gösteriyor olsa da yeni konut projelerinin üretimini teşvik eden ilk el satışları olması gereken seviyelerin çok altında kaldığı görülüyor.
Sektörü doğrudan ilgilendiren ilk el satışlar halen istenilen seviyelere gelmedi. Konut üretiminin azalmaya başladığı ve inşaat maliyetlerinin beklentilerin üzerinde arttığı 2019 yılından itibaren ilk el konut satışları yüzde 50 seviyesinden yüzde 35 seviyelerine kadar geriledi.

İçinde bulunduğumuz yılda ilk el konut satışlarının payı yüzde 30 seviyelerinde kaldı. Bu oran yeni konut üretiminin daha da azaldığı İstanbul da her dört satıştan birisi olarak gerçekleşti. İstatistiklerden TOKİ’nin deprem bölgesinde teslim ettiği ilk el konutları çıkardığımızda bu oranın piyasalarda yüzde 15 seviyelerine kadar gerilediği söylenebilir.
Diğer taraftan 2025 yılında yapı ruhsatı verilen daire sayısının artması, gayrimenkul piyasasının dinamiğini ve potansiyelini değerlendirmek için kilit bir gösterge oldu. Bu göstergedeki artış inşaat sektöründe istikrarı işaret etmektedir. 2026 yılında ertelenmiş projelerin geri dönmesiyle konut, ticari ve kentsel dönüşüm konut üretimde artış beklenmektedir.
2026 yılında yeni projeler yolda.
2026'nın Türkiye ekonomisi için “dengelenme” yılı olacağı öngörülmektedir. Enflasyonun düşmesiyle faiz ve kur dengesinin sağlanması finansal istikrarı destekleyecek işletmelerin uzun vadeli plan yapabileceği bir iklim oluşacaktır.
Önümüzdeki yıl konut sektöründe, parasal sıkılaştırma sürecinde faiz indirimleriyle birlikte kontrollü gevşemenin başladığı, konut kredisi faizlerinin düştüğü, ipotekli satışların arttığı, yeni konut üretimi ve ilk el satışların tekrar yükselmeye başladığı bir yıl olacaktır.
Özellikle kentsel dönüşüm projelerinin daha da hız kazandığı, orta sınıfın oturum amaçlı konut alımının arttığı, altın, döviz ve mevduattan kar realizasyonu yapan yatırımcıların konuta yöneleceği bir yıl olacaktır. Diğer taraftan kirada yaşayanların faizlerin düşme eğilimine girmesi ile birlikte özellikle ilk evini alacakların imkanlarını zorlayarak yeni konut alımına yöneltecektir. 2026 yılı uzun zamandır raflarda bekleyen konut projelerinin hazırlanarak pazara sunulacağı bir yıl olacaktır.
Özellikle büyük şehirlerde deprem riski endişesi nedeniyle yeni konuta olan talep artacaktır. Şehir yaşamının getirdiği ekonomik maliyetler sonucunda emekliler başta olmak üzere çalışma hayatında yer almayan kesimler ya yazlıklarına ya da memleketlerine geri dönecektir.
Mevcut evlerini kiraya vererek daha düşük maliyetli yaşam şartlarının olduğu kentlere göç devam edecektir. Büyükşehirlerde yaşayan ve çalışma hayatı içerisinde yer alan kesimler için ise yüksek konut kiraları bireylerin tüm imkanlarını zorlayarak daha uygun şartlarda konut sahibi olabileceği semtlere yönelmesine neden olacaktır.
Soner Keleş
22.12.2025