23 / 04 / 2024

Mustafa Kemal Turan: Türkiye'de imar hukuku yok!

Mustafa Kemal Turan: Türkiye'de imar hukuku yok!

Balçova Arsa Mağdurları Avukatı Mustafa Kemal Turan 40 yıldır İzmir'de yapılan imar hukuksuzlukları ile savaştıklarını söyledi. Turan, "Seçimlerden önce bütün adaylar gelirler, sorunumuzu dinlerler, tapu sorununun ortadan kaldırılacağını söylerler'' dedi.



Mustafa Kemal Turan, ''Seçimleri kazandıkları zaman ise 1 milyon metrekarelik alanı nasıl ranta çevireceklerini planlarlar. Rant tatlı gelir. 4 bin kişinin 3 bini tapu tapu alırken bin kişinin tapusunun alamaması nasıl bir adalettir" dedi.


Mustafa Kemal Turan, Balçova'da hala arsalarının tapusunu alamayan bin kişinin olduğunu söyledi. 

Sorunun çözülmesi için yapılan plan değişikliklerinin kabul edilemez olduğunu belirten Turan, "Kanunlara uyan kişiler enayi yerine konulmaya çalışılıyor, cezalandırılıyor. Kaçak yapılaşma yapanlar ise ödüllendiriliyor" şeklinde konuştu. 

• Balçova'daki arsa sorunu uzun yıllardır gündemde olan bir konu. İlk başladığı günden bu yana bize neler yaşadığınızı anlatır mısınız? 

Bizim davamız Türkiye'nin her bölgesinde karşılaşma ihtimaliniz olan bir dava. 10 yıldır her ayın ilk Cumartesi mağdurlarla toplanıyor ve durumu istişare ediyoruz. 

Balçova Otobanı'nın Balçova girişinden başlayarak Limontepe'ye kadar uzanan, içerisinde hiçbir kaçak yapılaşma barındırmayan bir alandan bahsediyoruz. Dönemin Balçova Belediye Başkanı Ercüment Uysal'ın 1969 yılında yaptığı girişimlerle bugünlere ulaştı. Türkiye'de herhangi bir planlama olmadan önce, kendisinin öngörüsüyle Balçova, İzmir'in içinde gecekondu barındırmayan tek semti haline geldi. Bu alandan toplanan paralar ile Balçova Barajı, teleferik ve bugün  İzmir  Ekonomi Üniversitesi olan Grand Plaza Oteli yapıldı. Balçova'nın bütün altyapı harcamaları da bu gelir ile gerçekleştirildi. 1977 yılında görevi bırakbktan sonra yerine gelen Saim Kafarcıoğlu, 1980 yılının Şubat ayında arsa tapularını hazineden alıyor. Ağustos ayında arsaların rant uğruna hiçkimseye peşkeş çekilmemesi için noter huzurunda kura çekimi ile arsalar dağıtılmaya başlanıyor. Ancak henüz arsa dağıtımı bitmeden 12 Eylül İhtilali oluyor. İlçe belediyelerinin ihtilal sonrası kapatılması ile Balçova Belediye Başkanlığı'na emekli albay Nejat Alpaslan getiriliyor. Nejat Bey yaptığı basın toplantısında; 'İmar planlarına bağlı kalınacak ve tapular sahiplerine verilecek' şeklinde açıklama yapıyor. Ancak daha sonra bu tapular sahiplerine verilmiyor. Proje askıya alınıyor. 

Bildiğiniz üzere o dönem imar hukuku da dahil olmak üzere bütün hukuki süreçler durduruluyor. 

Mağdurların arsalarının hemen yanındaki OYAK Sitesi'nin tapusu ise hemen veriliyor. Teleferiğin hemen alfanda dünyanın en çirkin yapılaşmalarından birisi de var. Kenan Evren'in 'Bunları kimler yaptı?' sorusuna dahi maruz kalmış 57. 

Havacılar Sitesi'nden bahsediyorum. Evren bu sitelerin askeriye tarafından yapıldığını öğrendiğinde susuyor. Bu site ile ilgili Dokuz Eylül Üniversitesi akademisyenleri Ali Serkan Güler, Kürşat Vural, Sinem Taşar ve Derya Öncü taralından da çalışmalar yapıldı. 

Yapılan çalışma 2006 tarihli. O dönemde bu şekilde bir çalışma yapılamazdı tabii ki. Sitelerde orgeneraller oturuyor. Ormanın içinde, İzmir Körfezi'nin manzarasının İzmir'de en güzel görülen yerlerden birinde oturmayı kim istemez ki? Herkes ister. Bu duruma engel olacak olan imar planlan ve tapulardır. 

• Kamu vicdanının yara aldığını mı düşünüyorsunuz? 

Vicdan sonsuz bir kavramdır. Uzayın ve vicdanın sonu olmaz. Ancak kanunlar, planlar sonludur ve kesindir. Bu nedenle vicdandan ziyade somut kavramlarla çalışıyoruz. Başka bir somut örnek vereyim. 57. Havacılar Sitesi'nin yapılması için, ihtilalden 1 gün önce, 11 Eylül 1980^ Saim Kafarcıoğlu'na başvuruda bulunuluyor. Kafarcıoğlu ise ormanın ortasına böyle bir şey yapılamayacağı ve yapılması halinde Balçova'nın talana uğrayacağı gerekçeleriyle reddediyor. Belediye kayıtları ortadadır. Başvuru 1 gün önce yapıldığı için devlette devamlılık esasına bağlı olarak resmiyet kazanıyor. 57. Havacılar Sitesi planını yapanların darbeden hiçbir haberleri olmadan 1 gün önce başvuru yaptığı olasılığına inanmıyorum. Saim Beyi darbeden 6 ay sonra buluyorlar. 'Siz bize onay vermediniz ancak biz Bayındırlık Bakanlığı'na gittik. İmzayı anında aldık' diyorlar. Balçova'daki yaklaşık 3 milyon metrekarelik bir alandan bahsediyoruz. Bu alanın doğru şehircilik anlayışıyla imar edilmesi, buradan gelecek gelirin Balçova'yı her şekilde geliştirmesinin yolu 1 günde kapanıyor. Bir gecede çatı değişmez

• Peki bu tapular ihtilal sonrasında ne oluyor? 

Balçova Belediyesi'nin kapatılması sonucu bütün taşınmazlar yeni kurulan İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne devroluyor. Burada hakkını teslim etmemiz gereken 2 Idşi var. Burhan Özfatura'nın 2 dönemi ve Yüksel Çakmur dönemlerinde yaklaşık 2 bin kişiye daha tapu dağıtılıyor. Devlette devamlılık esası işletiliyor. Ancak bildiğiniz üzere İzmir-Çeşme Otoyolu'ndan ötürü bu tapular dağıfalamadı. 

Yüksel Çakmur'un kendi imzasıyla cevabı bizim elimizde. 'Otoyol bittiği zaman tapunuza kavuşacaksınız' şeklinde cevap veriyor. Ancak İzmir-Çeşme Otoyol'u 15 yılda tamamlanabildi. Ahmet Piriştina döneminde de otoyolun bitiminde kalan yaklaşık 1 milyon metrekarelik arazinin tapusunun verileceği söylendi. Sayın Piriştina seçilmeden önce Taha Aksoy'un sunduğu bir programda canlı yayında zaman aşımının söz konusu olmadığını belirtti. Maalesef daha sonra 'Zaman aşımına uğramış, hakkınızı istememişsiniz' diyerek buraya Olimpiyat Evleri'ni dikti. Hem de Olimpiyat Evieri'ne 2 kere yürütmeyi durdurma karan çıkmasına rahnen. Seçimlerden önce bütün adaylar yanımıza gelirler, sorunumuzu dinlerler, tapu sorununun ortadan kaldınlacağını söylerler. 

Seçimleri kazandıktan zaman ise 1 milyon metrekarelik alanı nasıl ranta çevireceklerini planlarlar. 

Rant tatlı gelir. 4 bin Idşinin 3 bini tapu tapu alırken bin kişinin tapusunun alamaması nasıl bir adalettir? Burada şunu eklemem de gerek. Ahmet Piriştina vefat etti. 

Taha Aksoy nerede? Kendisi milletvekili dahi oldu. Piriştina'yla beraber konuştuktan konulan unuttu mu? Daha önce 2 belediye başkanı devamlılık esasına bağlı kalmışken birdenbire bu esas nasıl unutulur? 

Tapularla ilgili olarak Danıştay'a 2 defa başvuruda bulunduk. Bilirkişi raporu bizim haklı olduğumuzu ortaya koyunca belediye hemen ufak bir değişiklik yaptı. Değişikliğin tek nedeni 'Farklı heyet gelince belki onlara onaylatırız' anlayışıdır. 

Daha da sonra belediye bir gecede '1/25000iik plan eskidi' gerekçesiyle planı değiştirdi. Bütün bunlar sırf Olimpiyat Evleri yapılacak diye yapıldı. Sonra 2002'den 2007'ye kadar, tam 5 sene İzmir bir çatı planı olmadan geçirdi. İşte bu sürede de Alsancak'tan Turan'a kadar gökdelen yapılaşmalar başladı. 1/5000'lik planlar değişebilir. 1/25000'lik planlar ise kentin çatısını oluşturur. Bir gecede bu çatı değiştirilemez. 

m izi 5'e 2 kaybettik. Avrupa İnsan Haklan Mahkemesi'ne (AİHM) başvuruda bulunduk. Bu sürede yapılan bütün planlama hukusuzluklannın da takipçisi olduk. Devamında belediye bize bir plan ile geldi. Sorunumuzun çözülmesini beklerken çözümsüzlükle karşılaştık Kamuya yol, park gibi amaçlarla yapılması gereken %20 terk kabul edilmedi. %70 terk istendi. 

Bize tapulu olarak daire başına 1 tuvalet ya da 1 banyo olacak yer bırakılmak istendi. Ancak bir holding Üçkuyular'da Ticaret Merkezi yapmak üzere arsa satın aldığında %320 terk direkt kabul edildi. Biz 100 metrekarelik yerimizin 20-30 metrekaresini kullanabilecekken, holdinge 80 metrekare alan bırakıldı. Türkiye'de imar hukuku yok. 

Balçova genelinde %40 terk iken, holding %20 terkte bulunmuştur. 

Kamunun arsası çalınmıştır. 

Türkiye'de sınırsız iktidar hiçkimsede olmamalıdır. Şahıslar sınırsız iktidara sahip olduldannda sınırsız bir şekilde hareket etmektedir. Avrupa'da böyle bir şey söz konusu değil. Kanunlara uyan kişiler enayi yerine konulmaya çalışılıyor, cezalandınlıyor. Kaçak yapılaşma yapanlar ise ödüllendiriliyor. Uzundere'de yapılmaya çalışılanlan da görüyoruz. Danıştay da engelledi zaten. Sadece bu kadarla kalsa yine iyi. Biz kendi arsamızda emsal artınım beklerken OYAK Sitesi'nin yanındaki alan 1 § emsalden 2.5 emsale çıkartılıyor. 

• AİHM'deki davanız ne durumda?  

2014'te her iki H tarafa da konu ile ilgili bilgi ve belge gönderilmemesi bildiriminde bulunuldu. Karar aşamasında olduğuna inanıyoruz. Karan bekliyoruz. 1969'dan buyana İzmir'deki bütün imar hukuksuzluklarryla savaşıyoruz. 


Yenigün


Geri Dön