05 / 12 / 2025

Pasif binalar, iklim değişikliğiyle mücadelede aktif rol oynuyor!

Pasif binalar, iklim değişikliğiyle mücadelede aktif rol oynuyor!

Karbon ayak izinin diğer binalara göre yüzde 85-90 azaltılabildiği pasif binalar, sıfır enerjili bina hedefine ulaşmada adeta bir köprü rolü oynarken, iklim krizine karşı en somut adımlar arasında yer alıyor.


1.2 milyon TL'ye 190 metrekare net tarla! 600.000 TL peşin! 50.000 taksitle! Son 7 parsel!.


Pasif binalar, karbon ayak izini geleneksel binalara göre yüzde 85-90 oranında azaltabilme potansiyeliyle, sıfır enerjili bina hedefinin en önemli adımlarından biri olarak öne çıkıyor ve iklim kriziyle mücadelede somut bir çözüm sunuyor. 

8 Kasım Dünya Şehircilik Günü vesilesiyle, şehirlerin karşı karşıya olduğu iklim değişikliği ve hızlı kentleşme gibi sorunlara karşı sürdürülebilir ve iklime duyarlı yapıların önemi bir kez daha gündeme geldi.

Konu ile ilgili olarak paylaşılan detaylara göre yüksek konforu düşük enerji tüketimiyle birleştiren pasif binalar, iyi tasarım, kaliteli işçilik, yüksek yalıtım, üstün pencereler ve ısı geri kazanımlı havalandırma sistemleriyle öne çıkıyor.

Solo Tasarım ve Danışmanlık kurucusu, mimar ve pasif bina tasarımcısı Esra Aydınoğlu, pasif binaların geleneksel binalardan görünüş olarak farklı olmadığını, esas farkın performans standardında olduğunu belirtiyor. Doğru planlama ve uygulama ile bu binalarda enerji ihtiyacı minimuma iniyor; kışın vücut ısısı bile ısınmaya katkı sağlarken, yazın da serinlik korunabiliyor.

Pasif binalar, iklim değişikliğiyle mücadelede aktif rol oynuyor!

Solo Tasarım ve Danışmanlık kurucusu, mimar ve pasif bina tasarımcısı Esra Aydınoğlu, konu ile ilgili olarak yaptığı açıklamada pasif bina standardının dünyanın her yerinde, yerel iklim koşullarına göre farklı çözümlerle uygulanabildiğini, sıcak bölgelerde gölgeleme ve doğal havalandırmanın konforu artırdığını belirtti.

Türkiye’de yalıtım standartlarının TSE’nin “TS 825 Binalarda Isı Yalıtım Kuralları Standardı” ile belirlendiğini, 2025’ten itibaren yeni binalarda enerji tüketimi sınırının metrekarede yıllık 70-90 kWh’e çekildiğini, pasif binalarda ise bu değerin 15 kWh’e kadar düştüğünü aktarıyor. Mevcut binalar da EnerPHit standardı ile yenilenerek enerji tüketimi ve karbon ayak izi ciddi şekilde azaltılabiliyor.

Pasif binalar, eşit sıcaklıktaki duvar, zemin ve pencereleriyle soğuk bölgelerde yoğuşma ve küf oluşumunu engelliyor, alerjik astım gibi hastalıkların önüne geçiyor. İç mekanın sürekli taze havayla beslenmesi, okullarda öğrencilerin, iş yerlerinde çalışanların verimliliğini, evlerde ise yaşam ve uyku kalitesini artırıyor.

Aydınoğlu, “Standart bir bina yerine pasif bir binada yaşayarak, çalışarak veya üreterek karbon ayak izimizi yüzde 85-90 azaltabiliriz. Bu sayede fosil yakıt kullanımını düşürüp, düşük enerji ihtiyacımızı yenilenebilir kaynaklardan karşılayabiliriz. Pasif binalar, neredeyse sıfır enerjili bina hedefine ulaşmada köprü görevi görüyor,” diyor.

Türkiye, pasif bina kavramıyla 2011’de Gaziantep’teki ekolojik bina projesiyle tanıştı. Bugün dünya genelinde 47 binden fazla pasif bina sertifikalı yapı bulunuyor. Aydınoğlu, şehirlerin geleceğinde düşük karbon ve yüksek yaşam kalitesini odağa alan, her kuşağın birlikte yaşayabildiği evrensel tasarımlı bir vizyonun önemine dikkat çekiyor.
 


Geri Dön