Türkiye'nin dolandırıcılık tarihi!
Türkiye’de dolandırıcılık denildiğinde akla gelen belli isimler bulunuyor. O isimlerden kimi Galata Kulesi’nin kimi de olmayan ineklerin satışını yaptı. Başbakanı dolandıran, çaycıyken banker olan bile oldu. İşte Türkiye’nin dolandırıcılık tarihine ismini yazdıranlar...
Türkiye’de dolandırıcılık denildiğinde akla gelen belli isimler bulunuyor. O isimlerden kimi Galata Kulesi’nin kimi de olmayan ineklerin satışını yaptı. Başbakanı dolandıran, çaycıyken banker olan bile oldu.
Sözcü'den Deniz Ayhan'ın haberine göre; Türkiye geçen hafta tarihin en büyük dolandırıcılığını yaşadı. Kripto para ile 2 milyar dolar kayıplara karıştı. Ancak bu dolandırıcılık Türiye'de ilk değil. İşte Türkiye’nin dolandırıcılık tarihine ismini yazdıranlar...
Akla gelebilecek her şeyi satmaya kalkıştı
Osman Ziya Sülün, saf vatandaşlara Galata Kulesi, meydan saatleri, şehir hatları vapurları ve ‘cennetten arsa' satışları yaptı. Mahkemede ise kendisini “Galata Kulesi'ni satın alacak eşekler olduğu sürece ben de kuleyi satarım” diyerek savundu.
Sahte karakol kurup 68 kadını dolandırdı
Birinci Dünya Savaşı sıralarında, işgal günlerinde, İstanbul Karaköy'de ‘sahte karakol' yaptı. Azınlık mensuplarını gözaltına alıyor ve rüşvetle salıveriyordu. 68 kadını evlilik vaadiyle kandıran “Eyüplü Halit” para ve altınlarını aldı ve ortadan kayboldu.
Askeri üniforma giyerek “Ucuza dolar” pazarladı
İsmini tarihe yazdıran bir diğer dolandırıcı ise “Raki” lakaplı Güney Zobu. Zobu, döviz taşımanın dahi yasak olduğu senelerde Amerika askeri üniforması giyip elinde ucuza dolar bulunduğunu belirterel insanları dolandırdı. Para kaptıranlar ise yasa dışı iş yapmış olmaları gerekçesiyle şikayette bulunamıyordu.
3 bin 800 kişiden 1 milyar TL alıp izini kaybettirdi
Ortaokul mezunu olan Yalçın Doğan, çaycılık yaparken bir anda bankerliğe geçiş yaptı. Tam 3 bin 800 kişiden 1 milyar TL topladı ve ortadan kayboldu. Ancak yakalanıp 8 sene cezaevinde kaldı. Tahliye olmasının ardından ise vurularak öldürüldü.
Bankaları 312 milyar lira çarptı 18 yıl hapis yedi
Yaptıklarıyla şaşırtan bir diğer isim Baki Cengiz Aygün oldu. Paravan şirketlerle bankaları 312 milyar TL dolandıran ve imzası papatyaya benzediği için, ‘Papatyalı Banker' denilen Cengiz Aygün, 18 yıl hapis cezası aldı.
Cenevre'ye kaçtı ama sonu pek iyi bitmedi…
Abidin Cevher Özden ise “Banker Kastelli” ismiyle bir dönemin gündemine bomba gibi düşmüştü. Yıllık enflasyonun yüzde 30 olduğu zamanlarda aylık yüzde 12 faiz ile vatandaşlardan 100 milyar TL aldı. İflas edip İsviçre'nin Cenevre şehrine gitti. Cevher Özden 2008'de intihar etti.
DYP'ye destek vaadi verdi milyarlarla kaçtı
İsmini dolandırıcılık tarihine yazdıran bir diğer dolandırıcı ise Selçuk Parsadan olmuştu. Parsadan, Tansu Çiller'in başbakanlığı döneminde, emekli orgeneral Necdet Öztorun'un ismiyle ve DYP'ye destek vadederek örtülü ödenekten 5.5 milyar TL aldı ve ortadan kayboldu. Yakalanınca 5 yıla yakın cezaevinde kaldı.
Titan zinciriyle 16 bin kişiyi dolandırdı
Kenan Şeranoğlu katılım ücreti karşılığında üyelerine yüksek kar sağladı. 1998'de kurduğu Titan zinciri 35 bin üyeyi buldu. 16 bin kişiyi dolandırması sebebiyle hapis cezası aldı. 2008 yılında tahliye olan Şeranoğlu, “Titan Saadet” diye bilinirdi.
‘Çiftlikbank' son yıllara damga vuran bir olay
‘Tosuncuk' lakaplı Mehmet Aydın, sanal dünyada çiftlik hayvanlarının satışını gerçekleştirdi. 200 bin TL yatırana ayda 50 bin TL kazanç vaadinde bulundu. 511 milyon dolar ile Uruguay'a kaçtı ve ortadan kayboldu. Mehmet Aydın kırmızı bültenle her yerde aranıyor.
‘Kripto Faruk' tüm gündemi değiştirdi…
Türkiye'nin belki de son haftalarda en çok konuştuğu olay ise kripto para piyasasından geldi. Kripto para dolandırıcılığı gündemde bomba etkisi yarattı. Kripto para borsası Thodex'i kuran Faruk Fatih Özer'in şirketinde 700 bin kişi işlem gerçekleştirdi. Fatih Özer, yatırımcıların 2 milyar dolar parasıyla yurt dışına kaçtı.
EMEKLİ GENEL MÜDÜRÜ: KOLAY PARANIN SONU BUDUR
Uzun yıllar Ankara Mali Şube Müdürlüğü'nde görevde bulunan emekli Emniyet Müdürü Bülent Kılıçtepe, dolandırıcılık olaylarına ilişkin şu açıklamalarda bulundu:
“Halkımızın bir bölümünün genetik yapısında çalışmadan kolay yoldan para kazanma isteği ve hemen köşeyi dönme hayali var. Çayın taşı ile çayın kuşunu vurmak istiyorlar. Bu durum, okul yıllarında ders çalışmadan, kopya ile sınıf geçme sevdası ile başlıyor. İşi olan emeği ile değil, torpille yükselmeye çalışıyor. Kolay para kazanma hırsı da dolandırıcılara zemin hazırlıyor. Dolandırıcılar havuç gösteriyor, vatandaş kanıyor. Havuç ne kadar büyükse, kazık da o kadar büyür. Karmaşık ticaret hukuku ve yasal boşluklar da, dolandırıcı lehine işliyor. Önce şunu düşünün: Vaad edilen kazancı, karşı taraf nasıl sağlayacak? İçinizde şüphe oluşuyorsa vazgeçin.”
