20 / 04 / 2024

Yargıtay'dan konut kredisi sözleşmeleri ile ilgili emsal karar!

Yargıtay'dan konut kredisi sözleşmeleri ile ilgili emsal karar!

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi konut kredisi kullanan milyonlarca vatandaşı ilgilendiren karar aldı. Banka tarafından konut kredisi sözleşmesinde yer alan ve 284 bin TL ödenmesi koşu yer alan maddenin geçersiz olduğuna hükmedildi.



Yargıtay 3. Hukuk Dairesi konut kredisi kullanan milyonlarca vatandaşı mağdur eden konut kredisi sözleşmelerine yönelik emsal niteliğinde bir karar aldı.

Ev almak için konut kredisi alan vatandaş banka tarafından konulan sözleşme nedeniyle hayatının şokunu yaşadı. Tüketici konut kredisi borcunu erken kapatmasına rağmen sözleşmede yer alan bir madde nedeniyle banka tüketicinin 284 bin TL borçlu olduğunu öne sürdü. Söz konusu madde nedeniyle haksızlığa uğradığını düşünen vatandaş tüketici mahkemesine gitti.

Tüketici Mahkemesi, konut kredisi kullanan vatandaşın haklı olduğuna hükmederek vatandaşın borcu olmadığına hükmetti. Mahkeme davanın kabulü ile davacının davalı bankaya 284 bin TL borçlu olmadığını belirterek dava konusu olan gayrimenkulün üzerindeki ipoteğin feshine karar verdi.

Yargıtay dan konut kredisi sözleşmeleri ile ilgili emsal karar!

Emsal niteliğindeki kararda banka tarafından sözleşmeye dahil edilen maddenin iptaline karar verildi. Yargıtay kararı şu şekilde:

". Hukuk Dairesi         2020/8138 E.  ,  2021/4360 K.

"İçtihat Metni"


MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 2. TÜKETİCİ MAHKEMESİ

Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen menfi tespit davasının kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında verdiği karar davacı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmekle, duruşma günü olarak belirlenen 20/04/2021 tarihinde davacı vekili Av....ile davalı vekili Av. ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00'e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:

KARAR 

Davacı, dava dışı ...'nin kullanmış olduğu konut kredisi nedeniyle davalı banka lehine tesis edilmiş olan ipotek ile birlikte bir taşınmaz satın aldığını, 12.01.2017 tarihinde dava dışı ...'nin kullanmış olduğu konut kredisi borcunu erken kapattığını, ipotek fek harcını ödediğini, bankanın 25.01.2017 tarih, 75 sayılı ipotek fek yazısını düzenleyerek ... Tapu Müdürlüğüne gönderdiğini, davalı bankanın ipotek fek talebinin 01.02.2017 tarihinde yazı ekinde yetki belgesi ve imza sirküsü bulunmadığı gerekçesiyle reddedildiğini, davalı bankanın eksik olan imza sirküsü ve yetki belgesini tapuya göndermek yerine kendisini oyalamaya başladığını, davalı bankanın, kazanılmış hak teşkil eden ipotek fek beyanından tek taraflı olarak dönmesinin hukuken mümkün olmadığını belirterek ... mahallesi 107 ada 4 parsel, B blok, 4. Kat 5 nolu bağımsız bölüm üzerine dava dışı ...'nin kullanmış olduğu konut kredisi nedeniyle davalı banka lehine 12.06.2014 tarih, 5353 yevmiye ile tesis edilmiş olan 284.000,00 TL bedelli ipotek nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ve ipoteğin fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.

Yargıtay dan konut kredisi sözleşmeleri ile ilgili emsal karar!

İlk Derece Mahkemesince, davanın kabulü ile; davacının davalıya 284.000 TL borçlu olmadığının tespitine, dava konusu taşınmaz üzerinde davalı lehine tesis edilen ipoteğin fekkine karar verilmiş, davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

... Bölge Adliye Mahkemesince; davalının istinaf başvurusunun kabulüne, incelenen mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olmadığından kaldırılmasına, dosyada yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından HMK'nun 353/1.b.2. maddesi uyarınca; davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı, dava dışı ...’ den ipotekli bir taşınmaz satın aldığını, ipoteğin konuluş nedeninin çekilen konut kredisi olduğunu, taşınmazı devraldıktan sonra ipotek borcunu ödeyerek kapattığını, gerekli tüm harç ve masrafları yatırdıktan sonra davalıdan ipoteğin fekkini talep ettiğini, davalının önce talebini kabul ederek tapu müdürlüğünden ipoteğin fekkini talep ettiğini ancak tapunun eksiklikler nedeniyle bankanın talebini yerine getirmemesi üzerine, banka tarafından dava dışı satıcının bankaya olan farklı borçları olduğu gerekçesi ile ipoteğin fekkine yönelik talebinin kabul edilmediğini ileri sürerek ipotek nedeniyle borçlu olmadığının tespitini istemiş, davalı ise söz konusu ipoteğin dava dışı satıcının bankaya olan tüm borçlarının teminatı olduğunu, satıcının kefil olduğu ticari kredi borcunun halen devam ettiğini bu nedenle ipoteğin fekkine karar verilemeyeceğini savunmuştur. Mahkemece, usulüne uygun bilgilendirme ve ipotek devri yapılmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş, davalının istinaf başvurusu üzerine de bölge adliye mahkemesince ‘ ...tapuda kayıtlı, 12.06.2014 tarihli 0953 yevmiye numaralı,Tapu Müdürlüğünce düzenlenmiş olan ipotek senedinin “sözleşme şartları” başlıklı bölümün 1. maddesinde “...yapmış olduğu ya da ileride yapacağı...,kefil,...ve sair sıfatlarla imzasına havi olarak işleme kabul ettiği...mukavele, sözleşme, taahhütname...diğer her türlü sebepten doğmuş ve doğacak borçlarını...karşılamak üzere maliki bulunduğu yukarıdaki gayrimenkulünü banka lehine 1. dereceden ve fekki bankaca bildirilinceye kadar hüküm ifade etmek üzere süresiz olarak ipotek etmeyi kabul ettiğini” düzenlemesi yer almaktadır. Davalının savunmasında bahsettiği ticari kredi sözleşmesine satıcı (dava dışı ...), bu ipotek senedi düzenlenmeden çok önce kefil sıfatıyla imza atmış olup, ipotek senedinin yukarıda bahsedilen maddesine göre gayrimenkul üzerindeki ipotek ticari kredi sözleşmesine kefillikten doğan borcu da kapsamaktadır. Tapu kayıtlarının aleni olması nedeniyle, davacı satın aldığı taşınmaz üzerindeki bahsedilen sınırlandırmaları bilebilecek durumdadır. Somut uyuşmazlıkta ipotek senedi hükümleri karşısında, davalının davacıya karşı bir bilgilendirme yükümlülüğü olduğundan bahsedilemez. Davacının, satın aldığı taşınmaz üzerine konulan ipoteğin fekkine yönelik talebi, dava dışı satıcı ...’nin başka bir kredi sözleşmesi nedeniyle davalı bankaya olan yükümlülüğü devam ettiği’ gerekçesiyle ilk derece mahkemesinin kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.

Yargıtay dan konut kredisi sözleşmeleri ile ilgili emsal karar!

Dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 5. maddesi ile sözleşmelerdeki haksız şart düzenlenmiş olup anılan kanun maddesinde ‘Haksız şart; tüketiciyle müzakere edilmeden sözleşmeye dâhil edilen ve tarafların sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde dürüstlük kuralına aykırı düşecek biçimde tüketici aleyhine dengesizliğe neden olan sözleşme şartlarıdır. Tüketiciyle akdedilen sözleşmelerde yer alan haksız şartlar kesin olarak hükümsüzdür. Sözleşmenin haksız şartlar dışındaki hükümleri geçerliliğini korur. Bu durumda sözleşmeyi düzenleyen, kesin olarak hükümsüz sayılan şartlar olmasaydı diğer hükümlerle sözleşmeyi yapmayacak olduğunu ileri süremez. Bir sözleşme şartı önceden hazırlanmış ve standart sözleşmede yer alması nedeniyle tüketici içeriğine etki edememişse, o sözleşme şartının tüketiciyle müzakere edilmediği kabul edilir. Sözleşmeyi düzenleyen, bir standart şartın münferiden müzakere edildiğini iddia ediyorsa bunu ispatla yükümlüdür’ denilmiştir. Somut uyuşmazlıkta; 12.06.2014 tarihli 0953 yevmiye numaralı,Tapu Müdürlüğünce düzenlenmiş olan ipotek senedinin “sözleşme şartları” başlıklı bölümün 1. maddesi, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ışığında haksız şart niteliğindedir. Hal böyle olunca ilk derece mahkemesince davanın kabulüne dair verilen karar doğru olduğundan bölge adliye mahkemesince davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekirken bölge adliye mahkemesince yerinde olmayan gerekçe ile davalının istinaf başvurusu kabul edilerek kararın kaldırılmasına,davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, temyiz edilen kararın davacı yararına BOZULMASINA, 3.050 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, HMK’nın 373/2 maddesi uyarınca dava dosyasının kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE, 20/04/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Yargıtay'dan emsal olacak konut kredisi kararı!

Cansu Yılmaz/Emlakkulisi.com


Geri Dön