20 milyar dolarlık Hisarönü-Gökova davasında karar!

Marmaris’e bağlı Hisarönü Yarımadası’nda yaklaşık 50 yıldır devam eden davanın yeni duruşması bugün görüldü. Toplu halde Marmaris Adliyesi’ne giden yöre köylüleri büyük hayal kırıklığı yaşadı. Mahkeme, dava konusu parselleri, Mihrişah Sultan Vakfı mirasçısı Şerefli Ailesi ile ortakları olan Global Gayrimenkul Değerler Şirketi’ne verilmesine karar verdi. Dava konusu olan alanlar toplamda 475 milyon metrekarelik alanı kapsıyor. Şirketin tapularını talep ettiği devasa arazinin içinde köyler, camiler, askeri alanlar, mezarlıklar ve okulların yanısıra Cumhurbaşkanlığı Yazlık Konutu da yer alıyor. Söz konusu araziye 20 milyar dolar da değer biçiliyor.

Sözcü gazetesinden Gökmen Ulu'nun haberine göre, Şerefli Ailesi ile ortağı olan Global GYD Şirketi'nin hak iddia ederek tapusunu almak istediği alanlartoplamda 475 bin dönümlük alanı kapsıyor. Arazinin bir kısmı Hisarönü Koyu'nda, diğer ucu da Gökova Körfezi kıyılarına dayanıyor. Büyük kısmı orman olan devasa arazide dağlar, tepeler, dereler, tarlalar, bağlar, el değmemiş kumsallar ve bazı turistik tesislerle beş tane köy bulunuyor. Hisarönü, Karacasöğüt, Çetibeli, Yeşilbelde ve Çamlı köylerinde yaklaşık olarak 10 bin yurttaş ikamet ediyor. Orman alanı çam ve endemik sığla ağaçlarıyla kaplı ve ayrıca, Marmaris Atatürk Barajı, Jandarma Karakolu, camiler, mezarlıklar ve okulların yanısıra, Cumhurbaşkanlığı Yazlık Konutu da bu arazinin içinde bulunuyor.

“ADALET KÖYLÜNÜN DE HAKKIDIR”

49 seneden bu yana devam eden davanın son duruşması bugün Marmaris Kadastro Mahkemesi'nde görüldü. Yöre köylüleri toplu halde Marmaris Adliyesi'nin önünde toplandı. Köylüler ellerinde taşıdıkları döviz ve pankartlara şunları yazdı: “Devlet Baba, imdat!” “Adaleti yanıltmayalım.” Devletin verdiği tapularımız var, rantçılar elini çeksin.” “Adalet yalnız güçlünün değil, köylünün de hakkıdır.” “Köyümüz elimizden alınıyor, Adalet Bakanı'nı göreve çağırıyoruz.”

MAHKEME KÖYLÜLERİN ALEYHİNDE KARAR VERDİ

Marmaris Kadastro Mahkemesi, davanın bugünkü duruşmasında ele alınan parsellerin Şerefli Ailesi ve ortağı Kaan Çağlayan'a ait Global GYD Şirketi'ne bırakılmasına karar verildi. Dava konusu parsellerin yüzde 62,5 oranındaki hissesi de süreci yürüten emlak şirketine verildi. Arazideki ihtilafların kısım kısım görüldüğü davada, diğer parsellerle ilgili duruşmalara devam edileceği bildirildi.

KÖYLÜLER: DEVLET BİZE TAPULARIMIZI VERMİŞTİ

Şerefli Ailesi, Padişah Üçüncü Selim'in annesine ait olan ve 17. Yüzyıl'da kurulan Mihrişah Valide Sultan Vakfı'nın kiracısı olduğunu, bu arazide orman çiftliklerinin bulunduğunu öne sürerek, söz konusu arazinin tapularını talep ediyor. Köylülerse yüzyıllar önce kiralama yapıldığını, toprak mülkiyetinin verilmediğini söyleyerek, sekiz yıl önce davanın sonuçlandığını ve devlet töreniyle kendilerine tapularının verildiğini hatırlatıyor.

DAVANIN GEÇMİŞİ

Süreci, köylülerin avukatı Meral Öndersev Sözcü gazetesine anlattı. Öndersev, davanın geçmişine atıf yaparak, “Çok sayıda dosya olduğundan, Yargıtay yerel mahkemenin tek bir örnek dosya belirlemesini istedi. Mahkeme buna uydu ve bir emsal belirledi. O dosya, 96/11 esas ve 2001/16 karar sayısıyla Yargıtay tarafından onanarak tartışılmaz bir hükme kavuştu. Kararda, söz konusu tapu kaydının Mihrişah Valide Sultan Vakfı'na ait olduğu, fakat padişah fermanıyla sadece geliri vakfedilen bir tapu cinsi olduğu belirtildi. Yargıtay, ‘Arazi verilmemiş, yalnızca toprak kiralama yöntemiyle geliri vakfedilmiştir. O nedenle bu arazinin gerçek sahibi Şerefli ailesi değildir' dedi. Kesinleşen bu karar baz alınarak bölgede tek tek keşifler yapıldı. Yaklaşık 3 bin 500 parsel, köylülere verildi” şeklinde konuştu.

“YARGITAY'DAN ÇELİŞKİLİ KARARLAR ÇIKTI”

Fakat Öndersev, daha sonra beklenmedik bir gelişme olduğunu söyleyerek, Yargıtay'ın onama kararına rağmen, 2012 yılında yeni bir Yargıtay kararıyla önceki kesinleşmiş hükmün bozduğunu söyledi. Yaklaşık 500 parsel hakkındaki dosyaların köylülerin aleyhine bozulması kararının alındığını dile getiren Öndersev, “Yani, yüksek mahkeme kendisiyle çelişti. Yargıtay yerel mahkemeden her şeyi sil baştan yapmasını istedi. Böylece davalar Marmaris Kadastro Mahkemesi'nde yeniden görülmeye başlandı. Son haftalarda görülen duruşmalarda tüm kararlar köylülerin aleyhine çıkmaya başladı. Bunun için hiçbir mantıklı gerekçe gösterilmedi. Hukuk eşit ve adil uygulanmadı. Hukuk bir öyle, bir böyle uygulanır mı” şeklinde konuştu.

Öndersev, “Planı, ölçümü, krokisi olmayan, bir tarafı denize, diğer tarafı dağlara uzanan bir arazi söz konusu. Şerefli Ailesi ve ortağı olan Global GYD Şirketi, tarifle hak talep ediyorlar. Oysa buna hakları yok. Arazi köylülerin ve devletindir” diye konuştu. Öndersev, karara itiraz ederek temyiz başvurunda bulunacaklarını belirtti.

Adliye önüne gelenlerden biri de Sekizinci Cumhurbaşkanı Turgut Özal döneminde Cumhurbaşkanlığı Basın Sözcüsü olarak görev yapan gazeteci Can Pulak'tı. Köylülerin haklı olduğunu düşündüğünü belirten Pulak, “Bu dava, Osmanlı tapularıyla Cumhuriyet tapuları arasında bir mesele halinde geldi” dedi.