28 / 03 / 2024

Dr. Hasan Sözbilir'den iki il için yıkıcı deprem uyarısı!

Dr. Hasan Sözbilir'den iki il için yıkıcı deprem uyarısı!

Kuzey Ege'de depremlerin devam ettiğine değinen Dokuz Eylül Üniversitesi'nde (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Müdürü ve Jeoloji Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Sözbilir iki il için yıkıcı deprem uyarısı yaptı.



 

 

Kuzey Ege'de depremlerin sürdüğüne değinen Dokuz Eylül Üniversitesi'nde (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Müdürü ve Jeoloji Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Sözbilir, Ganos fayı üzerinde 1912 yılından beri, Yedisu segmentinde ise 1944'ten bu yana deprem olmadığını söyleyerek, Tekirdağ ve Balıkesir illerini etkileyebilecek yıkıcı depremlere karşı uyardı.

Sabah'ta yer alan habere göre, Kuzey Ege'deki depremlerin kuzey Anadolu fayının en batı ucunda gerçekleştiğini dile getiren DAUM Müdürü ve Jeoloji Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Sözbilir, Ganos fayında uzun süren sessizliğe değinerek, Tekirdağ ve Balıkesir'i etkileyebilecek iki yıkıcı depreme karşı uyardı. Son olarak 1912'de kırılan Ganos fayının, o günden beri büyük ölçekli, yıkıcı deprem üretmediğine değinen Dr. Sözbilir, geçen sürenin 100 yılı aştığını kaydetti. Benzer suskunluğun Edremit ile Gönen arasında ortaya çıktığını belirten Prof. Dr. Sözbilir, o bölgedeki son depremin 1944 yılında gerçekleştiğini anımsatarak, Balıkesir civarını etkileyecek sismik boşluğa dikkat çekti. Sözbilir, "Kuzey Anadolu fayı at kuyruğu gibi bir şekil göstererek çatallanır. Ganos fayının olduğu kesimlerde özellikle Tekirdağ'ın kara kısımlarında sismik suskunluk olduğu gözleniyor. Burası 1912'de kırılmıştı en son. O günden beri büyük ölçekli yıkıcı bir deprem yok. 100 yılın üzerinde süre geçmiş durumda. Yatay yönde yaklaşık 2 santimlik bir hareket söz konusu. Dolayısıyla bu bölgede 2 metreye yakın bir gerilim birikti. Bu da yaklaşık 7 büyüklüğündeki bir depremin beklentisini gösteriyor. Benzer sismik suskunluk Edremit ile Gönen arasındaki bölgede var. Son deprem 1944 yılında gerçekleşti. Deprem fayın batı kısmında gerçekleşti. Doğu kısmı henüz kırılmış değil. O yüzden burası da bir sismik boşluk niteliği taşıyor. Batıya ve doğuya göre gittiğimizde kuzey Anadolu fayının birçok kısmının kırıldığını görüyoruz. Kırılmayan çok az parçası kaldı. Ganos segmentinin olduğu, Marmara denizindeki yaklaşık 100 kilometrelik bir kısım kırılmış değil. Benzer şekilde Yedisu segmenti de sismik boşluk sınıfında değerlendirilen parçalar" şeklinde konuştu.

'PLANIN HIZLI DEVREYE GİRMESİ GEREK'

Suskunluğu olan segmentlerin Tekirdağ ile birlikte Edremit ve Gönen arasındaki bölgeyi yani Balıkesir'i etkileyebileceğini dile getiren Prof. Dr. Sözbilir, bölgede çok sayıda köy ve ilçe yerleşimleri bulunduğunu belirtti. 'Fay yasası' kapsamında yakın gelecekte kırılması beklenen faylar üzerinde belli değerlendirmelerin yapılması gerektiğini dile getiren Sözbilir, şunları söyledi:

"Buraların yapılaşmaya kapatılması, var olan yapılaşmanın depreme dayanıklı hale getirilmesi gerekiyor. 1912 yılındaki deprem 7.3 büyüklüğündeydi. Daha aşağıda ise 1944 yılında yaklaşık 6.8 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Bunlar yıkıcı deprem sınıfında değerlendirildiği için buralarda önlem almak gerekiyor. Şu anda devletin başlattığı 'İl Afet Riski Azaltma Planı' var. Bu planın mutlaka hızlı şekilde devreye girmesi gerekir."

YAPI STOKU İNCELENMELİ

Kuzey Anadolu fayının son 500 kilometrelik batı kısmında yaşanan depremlerin birbirini tetikleyecek şekilde geliştiğini belirten DAUM Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, Marmara Denizi içinde kilitli fay niteliğindeki fay segmentlerinin üzerindeki stresin gün geçtikçe artığını söyledi. 

Sözbilir, Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planı (UDSEP-2023) ile 'İl Afet Risk Azaltma Planları'nın (IRAP) tamamlanarak, olası yıkıcı deprem öncesindeki risklerin azaltılmasına dair uygulamalara geçilmesinin hayati önem taşıdığını da dile getirdi. Sözbilir, "Öncelikle sismik boşluk niteliği taşıyan illerdeki fayların üzerinde çalışılması gerekir. Fay zonların ortaya çıkarılıp, imar haritalarına işlenmesi gerekir. Tabi bu bölgede yapı stoku ve bina stokunu nedir, deprem senaryosu kapsamında hangi binalar hasar görecek, ortaya çıkarılmalı. Bunlarla ilgili çalışmaların deprem öncesinde tamamlanarak söz konusu binaların kentsel dönüşüm kapsamında iyileştirilmesi gerekmektedir" şeklinde konuştu.
 

Deprem toplanma alanları ve riskli binaların illere göre dağılımı mecliste!


Geri Dön