29 / 03 / 2024

İntifa hakkının kaldırılması davası!

İntifa hakkının kaldırılması davası!

İntifa hakkı gerçek kişilerde ölüme kadar, tüzel kişilerde ise 100 yıl süre ile geçerli sayılıyor. Peki, intifa hakkı nasıl kaldırılır? İşte, intifa hakkının kaldırılması davası!



İntifa hakkının kaldırılması davası!

İntifa hakkı bir mutlak hak olarak karşımıza çıkıyor. Kullanıcısına tam yararlanma tanıyan bir hak olup; herkese karşı ileri sürülebilen şahsi irtifak haklarından sayılıyor. 


Bu hakkın kullanımı sözleşmede aksine hüküm yoksa başkasına devredilebiliyor. Ancak mirasçılara geçemiyor. Hak sahibinin hayatı ile sınırlı oluyor.  Örnek vermek gerekirse : bir kişinin malın çıplak mülkiyet haklarına sahip olması diğer kişinin ise o malın kullanım ( intifa ) hakkına sahip olması durumu olarak biliniyor. 


İntifa hakkı gerçek kişilerde ölüme kadar, tüzel kişilerde ise 100 yıl süre ile geçerli sayılıyor. Taşınmazın ortadan kalkması veya kamulaştırılması: Sel, deprem veya yangın gibi bazı afetler sebebiyle taşınmaz tamamen ortadan kalkarsa veya kullanılamayacak duruma gelirse intifa hakkı ortadan kalkıyor. 


Bu durumda eğer malik harabenin yeniden eski duruma dönmesini üstlenirse intifa hakkı kendisine tekrar tanınabiliyor. Aksi takdirde sigortalama ve kamulaştırma gibi süreçler devreye giriyor ve intifa hakkı, hakkın konusu yerine geçen karşılık üzerinden devam ediyor. 


Mahkeme kararı: Önceden belirlenmiş bir süreyle kullanılan gayrimenkulün süresinin aşılması dâhilinde intifa hakkı ortadan kaldırılıyor. 


Cebri İcra: İntifa hakkı tanınmış sahibin daha önceden rehin verilmiş bir taşınmazı var ise, borcun ödenmemesi sonucunda rehin paraya çevrilir ve intifa hakkı ortadan kalkıyor. 


İntifa sahibinin vefat etmesi: Yukarıda da belirtildiği gibi intifa hakkı sahibinin ölümü ile intifa hakkı da ortadan kalkmış olur. Bu hak kişinin yalnızca kendisine verildiğinden ölümünden sonra mirasçılarına dahi devredilemiyor. 


Terkin beyanı: intifa hakkı sahibinin verdiği yazılı ve geçerli bir terkin beyanı ile intifa hakkı ortadan kalkabiliyor.  Terkin sona erdirici görev üstlendiğinden hak sahibinin bu beyanın yanında yazılı muvafakat beyanı da vermesi gerekiyor. Aksi takdirde intifa hakkı ortadan kalkmıyor. 


İntifa hakkının kaldırılması davası örneği!

T.C.

YARGITAY

14. Hukuk Dairesi


ESAS NO   : 2013/4533

KARAR NO: 2013/6518  

YARGITAY İLAMI


MAHKEMESİ   : Gölcük 1. Asliye Hukuk Mahkemesi (Aile Mah. Sıf.)


TARİHİ  : 03/10/2012

NUMARASI  : 2012/246-2012/508

DAVACI    : Cemil Tamer Yazar

DAVALI    : Sevgi İş



Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 09.05.2012 gününde verilen dilekçe ile intifa hakkının terkini istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 03.10.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:


K A R A R


Dava, çıplak mülkiyeti davacıya ait olan 5602 parsel sayılı taşınmazın 8 no'lu bağımsız bölümünün tapu kaydının beyanlar hanesinde yer alan "İskender kızı Sevgi Yazar lehine ölünceye kadar intifa hakkı başlama tarihi 07.03.2007" şeklindeki intifa hakkına ilişkin şerhin terkini istemine ilişkindir.


Davalı, davanın reddini savunmuştur.


Mahkemece, 15.05.2012 tarihli ön inceleme tespit tutanağıyla davaya aile mahkemesi sıfatıyla bakılmış davanın kabulüne karar verilmiş olup, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.


4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4. maddesi hükmü gereğince Aile Mahkemeleri 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun Üçüncü Kısmı hariç olmak üzere İkinci Kitabı ile 03.12.2001 tarihli ve 4722 sayılı Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanuna göre aile hukukundan doğan dava ve işleri görmekle görevlidir.


Somut olayda ise; davacı çıplak mülkiyeti kendisine ait olan 5602 parsel sayılı taşınmazın 8 no'lu bağımsız bölümünün tapu kaydında yer alan intifa hakkına ilişkin şerhin terkinini istemektedir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık 4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4. maddesi kapsamında değerlendirilemeyeceğinden uyuşmazlığın çözüm yeri aile mahkemesi değil asliye hukuk mahkemesi olmalıdır.


./..


2013/4533-6518 -2-


Mahkemece değinilen bu husus gözetilmek suretiyle dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar vermek gerekirken davanın esası hakkında araştırma ve inceleme yapılarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.


SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının yukarıda açıklanan nedenlerle kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, 02.05.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.


Başkan Üye Üye Üye Üye


A.Sezgin H.N.Yılmazcan S.Ateşel İ.T.Ataman A.S.Altıntaş


Okundu:


M.Yaşar               

M.A.Dedeli


Kullanım hakkının tapuya tescili nasıl olur?


Öznur YASLI/Emlakkulisi.com


Geri Dön