24 / 04 / 2024

Çeçen Holding, Çeşme Marina'nın kiralama hakkını aldı

Çeçen Holding, Çeşme Marina'nın kiralama hakkını aldı

12 milyon euro'luk Çeşme Marina, 500 milyon dolarlık IC Holding için devede kulak bir yatırımdan fazlasını ifade ediyor



Saatte 35 knot hız yapabilen metrelik bembeyaz bir Princess yata sahip olmak ortalama bir Türk vatandaşı için hala fazlasıyla el yakıcı olabilir. Ama gerçek şu ki pahalı oyuncakların sayısı her geçen gün artıyor. Ve birileri zengin misafirlerini ağırlamak için kollarını çoktan sıvamış görünüyor. Koç Holdinge bağlı Setur Marinas'ın Yalova'da inşa ettiği yedinci marinası bu yıl, Makyol'un Kaş Marin 2011'de kapılarını açmış olacak. Geçen yıl 70 milyon dolar harcayıp Didim Marina'yı açan Doğuş Grubu şimdilerde 100 milyon dolarlık Dalam Marina üzerine çalışıyor. Koç da Doğuş Grubu da marinacılık işinde bir hayli tecrübeli. Ancak bu sefer deniz sahnesinde yeni bir isim var. 2009'u 500 milyon dolar ciroyla kapatan İbrahi Çeçen Holding, 2006'da Çeşme Marina'nın 25 yıllık kiralama hakkını aldı. IC Holding ve proje ortağı İngiliz Camper&Nicholsons Marinas International, Çeşme Marina için 12 milyon 500 bin euro'luk yatırım masrafını yarı yarıya paylaştı. Şirket, geçen yıl ekimde başlayan inşaatı bu yaz sezonuna yetiştirmeyi planlıyor.

İşadamlarının parayı milyon dolarlık marin; lara yatırması tesadüf değil. Türkiye'de kamu özel sektörün işlettiği yat limanı sayısı 45. Bu 1 manlarda ancak 14 bin civarında yat bağlanabil: yor. Keza Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafında yapılan bir araştırmaya göre Akdeniz çanağınd 700 bin civarında yat geziniyor ve bunların anca 500 bini kendine bir bağlama yeri bulabiliyoı Neyse ki Ulaştırma Bakanlığı da bu açığın farkın da. Bu yüzden "2009-2013 Strateji Planı"nd; mevcut yat bağlama kapasitesini iki katına çıkar ma hedefine yer verdi. Ve tıpkı havalimanlarmd; olduğu gibi yat limanlarında da yap-işlet-devre (YİD) modelini uygulamaya koydu. Bu arad; marina yatırımlarının önündeki bürokratik sıkıntılar da kalktı. "Yedi-sekiz yıl öncesine kadar hukuksal bir sürü engel vardı. Doğrusu biz de böyk bir potansiyelin farkında değildik" diyor IC Holding Yönetim Kurulu Üyesi Serhat Çeçen. Ama yapılan düzenlemeler sayesinde marinalar kıyı kanuna tabi yerler olmaktan çıkarıldı. Milli emlak arazisi tahsisleri, belediyeler ve yerel idarelerle olan ilişkilerde yasal düzenlemeler yapıldı. Sonuç: 90'lı yıllardan sonra Türkiye'de sıklıkla uygulanan YİD modelinin marina versiyonu işadamlarının iştahını kabarttı.

Aslında YİD, IC Holding'in diğer yatırımlarında da sıklıkla başvurduğu bir araç. Örneğin Antalya Havalimanı Terminal-2 projesi bunlardan biri. İnşaat ve turizm projeleriyle büyüyen 41 yaşındaki şirket, 2000'li yılların başında -YİD modelinden de cesaret alarak- ulaşım sektöründe arayışlara başladı. "Bu alanda yatırım açıkları arıyorduk. Bu yüzden havayolu, demiryolu, marina ve deniz limanı projelerini portföyümüze aldık" diyor Serhat Çeçen.

Bu manadaki ilk yatırımlarını da 2003'de, dört buçuk yıllık YİD projesi olan Antalya Havalimanı Terminal 2'ye 120 milyon dolar ödeyerek yaptılar. IC Holding, Antalya Havalimanı'nda aradığından fazlasını bulmuş olmalı. Zira Alman ortağı Fraport ile 2007'de Antalya Havalimanı iç-dış hatlar terminalini 17 yıllığına tam 210 milyar euro'ya kiraladılar. Havalimanı geçen yıl 170 milyon euro ciro yaptı. 2010'da bu rakam 270 milyon euro'ya ulaşacak ve ortaklar karı yarı yarıya paylaşacak.

Aslında 10 milyon yolcu kapasiteli Antalya terminal yatırımının geri dönüşü çok da şaşırtıcı değil. Zira IC Holding'in üç bin yatak kapasiteli otelleri var ve turizm sektöründe oldukça tecrübeliler. Serhat Çeçen turizmle birlikte diğer gayrimenkul ve alt yapı işlerinde de güçlenmek istiyor. Çünkü nihayetinde bir gayrimenkul yatırım ortaklığına dönüşmeyi hedefliyorlar. Yatırım portföylerini genişletme çabalarının altında yatan sebep de bu. Bu arada Çeçen, altyapı yatırım ortaklığını da gözüne kestirmiş. Bunun için halihazırda devam eden yasal düzenlemeleri yakından takip ediyor.

İşte tam da bu noktada şirketin marina yatırımı stratejik bir önem kazanıyor. Çünkü Çeçen marina olmadan markayı güçlendirmenin mümkün olmadığının farkında. "Turizmde 15 yıllık tecrübemiz var. Ve bu alanda yatırımlarımızı çeşitlendirmek istiyoruz. Marina yatırımı da bizim stratejik büyüme hedefimizin içinde" diyor Çeçen. Bu sözler, 2010'da 600 milyon dolarlık bir iş hacmi içinde sadece 12 milyon 500 bin euro'luk (bunun yüzde 80'i 2010'a tekabül ediyor) bir paya sahip olan marinayı neden bu kadar çok önemsediklerini açıklamaya yetiyor.

Öte yandan IC Holding marina yatırımında yalnız değil ve sıkı rakipleri var. Çünkü Ulaştırma Bakanlığı'nın 2023'e kadar marinaların yat bağlama kapasitesini 100 binlere çıkarma hedefi sadece IC Holding'i değil birçok yatırımcıyı harekete geçirmiş durumda. Üstelik aralarında bu iş için Doğuş Grubu gibi 100 milyon doları gözden çıkartmış olanlar da var. Pastada herkese yetecek dilimin olduğu gerçeği de 35 yaşındaki Serhat Çeçen'in içini rahatlatmıyor aslında. Tek bir marina yapmanın çok da mantıklı olmadığını Çeçen de kabul ediyor. Ayrıca 25 yıllığına kiraladığı Çeşme Marina yatırımı -yat kapasitesi, lo-kasyonu ticari mekanların metrekareleri hesaba katılırsa- ancak 12 yılda geri dönecek. Tabii bu esnada marina sayısı arttıkça fiyat rekabeti de yoğunlaşabilir. Şimdilerde Port Göcek, Netsel Marina Marmaris, D-Marin Didim ve Port Bodrum Yalıkavak'da bir yatın günlük bağlama ücreti 100 ila 150 euro arasında değişiyor. Serhat Çeçen, Çeşme Marina için henüz bir fiyat belirlememiş ancak araşürmalarma göre bir yatın bir haftalık konaklaması, teknik bakım, yat dışı konaklama ve sosyal ihtiyaçlarla birlikte bin doları buluyor. Üstelik Türkiye'de turizmde kişi başı tüketim 650 dolarken yatla gelen turist yaklaşık bin 200 dolar para bırakabiliyor.

Çeçen her şeye rağmen marinadan para kazanmaya kararlı. Bunun tek bir marina ile mümkün olmadığının da bilincinde. Bu yüzden ikinci hatta üçüncü marinayı yapması gerektiğini biliyor. Üstelik bu adımları, planlarına dahil de ediyor. "Tabii önce bu yatırımı başarıyla uygulamamız lazım. Sonra gerek yurt içi gerek yurtdışındaki imkanları değerlendireceğiz" diyor. Yurtdışı piyasasında da rekabet şimdiden oluşmuş durumda.
Merve Gün / Forbes


Geri Dön