1975 yılında Haliç'te biriken çamurlar Haliç Köprüsü'nün ayaklarını çürütüyormuş!

Altınboynuz senede 20 santim doluyor

Haliç'te biriken çamurlar yeni köprünün ayaklarını çürütüyor

  Bir zamanlar Bizans ve Osmanlı İmparatorluğu'nun en mutena yerlerinden iken, Türkiye'deki deniz kirlenmesinin çok tipik bir örneği haline gelen ''Haliç'' şimdi de üstüne ''195 milyon'' liraya yapılan 22 metre yüksekliğindeki yeni köprü için tehlike olmaya başlamıştır. İlgililer, yılda 20 santim dolan Haliç'in 10 sene sonra, iki metrelik bir çamur tabakasıyla köprü ayaklarını kaplayacağını söylemişler, ''Haliç'de dolma önlenmezse köprünün ayaklarını kaplaması yanı sıra trafik de imkansız olacak ve ayrıca çamur içindeki zehirler ayakları çürütecektir'' demişlerdir.

  Haliç'le ilgili çalışmaları şubat ayında toplanacak bir kongrede açıklayacak olan ve artık geç kalınmaması gerektiğini söyleyen Teknik Üniversite Geoteknik ilgilileri, ''Haliç kenarındaki fabrika artıklarından başka, yerleşme bölgelerinde yaşayan 70 bin 500 kişilik bir nüfusun da, artıkları hiçbir tasfiyeye tabi olmadan aktarmaktadır. Buna Kağıthane ve Alibeyköy derelerinin getirdiği alüvyonları da eklersek, manzara korkunçtur. Haliç'in tabanının yükselme hızı dünyanın hiçbir yerinde görülmeyecek sürate ulaşmıştır. Haliç bitmektedir.'' şeklinde konuşmuşlardır.

  Haliç meselesinin geniş kapsamlı bir problem olduğunu yalnız bir kanada mensup bilim adamları ve uzmanlar tarafından çözümlenemeyeceğini söyleyen yetkililer meselenin mühendislik yönleri de, olduğu fikrini öne sürmekte ve şöyle konuşmaktadırlar:

  ''Haliç akan artıkların biokimyasal oksijen ihtiyacı yönünden meydana getirdikleri kirlenme, 1 milyon 720 bin 747 kişinin meydana getireceği kirlenmeye eşittir. Bütün bunların yanı sıra, oksijen miktarı normal olarak balık yaşaması için gerekli olan 4,0 mg'ın çok altına inmiştir.''

(1975 yılında Reşat Altın 852 liraya satılıyormuş.)

Tercüman Gazetesi 27 Aralık 1975

Abdullah Kutalmış MIZRAK/Emlakkulisi.com