28 / 03 / 2024

Gayrimenkulün muvazaalı satışının iptali!

Gayrimenkulün muvazaalı satışının iptali!

Genellikle miras kaçırma veya alacaklıdan mal kaçırma gibi amaçlar doğrultusunda yapılan muvazaalı satışlar; gerçek ismi ve niteliği saklanarak, başka bir isim altında üçüncü kişileri aldatmak için göstermelik olarak yapılan satışları ifade ediyor...



Gayrimenkulün muvazaalı satışının iptali!

Genellikle miras kaçırma veya alacaklıdan mal kaçırma gibi amaçlar doğrultusunda yapılan muvazaalı satışlar; gerçek ismi ve niteliği saklanarak, başka bir isim altında üçüncü kişileri aldatmak için göstermelik olarak yapılan satışları ifade ediyor.


Muvazaalı satışlar 2012 yılında yürürlüğe giren 608 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 19. maddesinde düzenleniyor:


MADDE 19- 

Bir sözleşmenin türünün ve içeriğinin belirlenmesinde ve yorumlanmasında, tarafların yanlışlıkla veya gerçek amaçlarını gizlemek için kullandıkları sözcüklere bakılmaksızın, gerçek ve ortak iradeleri esas alınır.


Borçlu, yazılı bir borç tanımasına güvenerek alacağı kazanmış olan üçüncü kişiye karşı, bu işlemin muvazaalı olduğu savunmasında bulunamaz.


Gayrimenkulün muvazaalı satışı iptal edilir mi?

Yargıtay kararlarına göre tüm mirasçılar dava açarak sözleşmenin muvazaa nedeniyle geçersizliğinin tespitini ve buna dayanarak tapu kaydının iptalini isteyebiliyor.


T.C.

YARGITAY

HUKUK DAİRESİ 1


Esas No. 2003/1351

Karar No. 2003/3465

Tarihi 25.03.2003


818-BORÇLAR KANUNU/18


MUVAZAA

ZAMANAŞIMI

HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE

TAPU İPTALİ VE TESCİL DAVASI


ÖZET

MUVAZAA İDDİASINA DAYALI DAVALARIN ZAMANAŞIMINA VE HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜREYE TABİ OLMAKSIZIN HER ZAMAN AÇILABİLECEĞİ YARGISAL UYGULAMAYLA BENİMSENMİŞ OLUP, BU HUSUS HUKUK GENEL KURULUNUN 22.6.1983 GÜN VE 479/719 SAYILI KARARINDA VURGULANMIŞTIR. BİLİMSEL GÖRÜŞLER DE BU DOĞRULTUDADIR.


DAVA : Taraflar arasında görülen davada; 

Davacı, miras bırakan eşinin kendisinden mal kaçırmak amacıyla dava konusu taşınmazlarını davalıya muvazaalı olarak temlik ettiğini ileri sürerek iptal-tescil veya tenkis istemiştir. 

Davalı, miras bırakana ölene kadar kendisinin baktığını, hasta olduğu için tedavi giderlerini karşıladığını, bunun karşılığında taşınmazı satın aldığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. 


Mahkemece, miras bırakanın ölüm gününden itibaren 1 yıl 4 aylık süre içinde davanın açılması gerektiği bu süre geçtikten sonra dava açıldığı gerekçesiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde duruşmalı olarak temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 25.3.2003 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili avukat Kadir Maden geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen vs. vekili avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi Zümrüt Eskicindil tarafından düzenlenen rapor okundu. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: 

KARAR : Dava, Borçlar Kanununun 18. maddesine dayalı muris muvazaası hukuksal nedeniyle açılan iptal-tescil veya tenkis isteklerine ilişkindir. Mahkemece, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. 


Muvazaa iddiasına dayalı davaların zamanaşımına ve hak düşürücü süreye tabi olmaksızın her zaman açılabileceği yargısal uygulamayla benimsenmiş olup, bu husus Hukuk Genel Kurulunun 22.6.1983 gün ve 479/719 sayılı kararında vurgulanmıştır. Bilimsel görüşler de bu doğrultudadır. 


O halde, 1.4.1974 gün, 1/2 sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme Kararı uyarınca taraf delillerinin toplanması, hasıl olacak sonuç çerçevesinde işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir. 


SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 4.12.2002 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık ücret tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 275.000.000 TL. duruşma Avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 25.3.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. 


Muvazaalı satış ne demektir?


Geri Dön