29 / 03 / 2024

Hadımköy Dr. İsmail Niyazi Kurtulmuş Hastanesi için kritik tarih 1 Temmuz!

Hadımköy Dr. İsmail Niyazi Kurtulmuş Hastanesi için kritik tarih 1 Temmuz!

Dünyayı etkisi altına alan yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla mücadele kapsamında restore edilen Hadımköy Dr. İsmail Niyazi Kurtulmuş Hastanesi 1 Temmuz tarihinden itibaren özellikle tüberküloz gibi göğüs hastalıkları alanında tedavi gören hastaları ağırlayacak.



Tüm dünyayı etkisi altına alan yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla mücadele kapsamında restore edilen, normalleşme sürecinde de aktif rol alması planlanan "ecdat yadigarı" Hadımköy Dr. İsmail Niyazi Kurtulmuş Hastanesi, 1 Temmuz tarihinden itibaren özellikle tüberküloz gibi göğüs hastalıkları alanında tedavi gören hastaları ağırlayarak, şifa dağıtmaya devam edecek.

Anadolu Ajansı'nda yer alan habere göre, Sultan 2. Abdülhamit tarafından 1891 yılında Hadımköy'de yaptırılan, Balkan Savaşı'ndaki kolera ve tifüs salgınlarında kullanılan, aynı zamanda bir tahliye hastanesi görevini üstlenen Tarihi Hadımköy Askeri Hastanesi, 1. Dünya Savaşı ve Çanakkale Savaşı'nda da ordulara sıhhi destek verdi.

Mütareke senelerinde Fransızlarca işgal edilmesinden sonra 1923'te 100 yatağıyla yeniden hizmete sokulan tarihi hastane, 1928 yılında büyük bölümünün yanmasının ardından iki yılda onarılarak 1938 yılına kadar askeri kışla, 1985 yılına kadar orduevi, 1985-2012 yılları arasında ise Askeri İnzibat Merkez Karakolu olarak kullanıldı.

2012 yılında hizmete kapanmasıyla sessizliğe bürünen "ecdat yadigarı" hastane, 2019 yılında hazırlanan restorasyon projesiyle ihya edildi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla 35 günde aslına uygun restore edilen yapı, 31 Mayıs tarihinde hizmete sunuldu.

- Dr. İsmail Niyazi Kurtulmuş'un adını nesilden nesle taşıyacak

İstanbul'un en eski sağlık tesisleri arasında yer alan tarihi hastane, Sağlık Bilimleri Üniversitesi (SBÜ) Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi bünyesinde bölge halkına hizmet veriyor.

2. Abdülhamid'in yadigarı hastane, ömrünü iyiliğe ve insanları iyileştirmeye adayan, yaptığı çalışmalar, ücretsiz iyileştirdiği ihtiyaç sahipleri ve yüzlerce öğrenciye verdiği burslarla tanınan Dr. İsmail Niyazi Kurtulmuş'un ismini de nesilden nesle taşıma misyonunu üstlendi.

23 dönüm arazi üzerine kurulu dev hastane, çam, çınar ve kavak ağaçlarının heybeti, pembenin tonlarına bürünen çiçekleri, dört bir yanı kaplayan çimenleri ve süs havuzlarıyla hastalara yalnızca fiziksel tedavi değil, ruhsal rehabilitasyon imkanı da sağlıyor.

4 bin 500 metrekare kapalı alanı olan hastane, donatıldığı ileri tıp teknolojileriyle de göz dolduruyor. Yerli ve milli solunum cihazları ile dijital röntgen cihazına sahip dev hastanede, 60'ı yoğun bakım olmak üzere 100 yatak mevcut. Doktor ve hemşire odaları da yoğun bakım odasına dönüştürülebilen hastanenin acil servis kısmı da normal yataklı servis haline getirilebiliyor.

Genel cerrahi, dahiliye, kadın doğum, çocuk, göğüs hastalıkları, kulak burun boğaz poliklinikleri ve birinci seviye acil servisiyle hizmet veren hastanede, tomografi cihazı ve MR görüntüleme merkezi de bulunuyor.

Pandemiyle mücadele için hizmete alınan, normalleşme sürecinde de önemli katkılar sağlaması hedeflenen hastane, 1 Temmuz tarihinden itibaren özellikle tüberküloz gibi göğüs hastalıkları alanında tedavi gören ve uzun süre hastanede yatması gereken vatandaşları ağırlamaya başlayacak.

- "1 ay öncesiyle 1 ay sonrası arasında inanılmaz farklar var"

İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü Kamu Hastaneleri Hizmetleri 5. Başkanı Op. Dr. Gürhan Çelik, Anadolu Ajansı muhabirine, 129 sene öncesinin şartlarında yapılan binanın Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın talimatlarıyla 35 gün gibi tarihi denebilecek sürede, bugünün sağlık standartlarını karşılayacak şekilde restore edilerek hizmete hazır hale getirildiğini dile getirdi.

Yapının restorasyondan önceki ve sonraki hali arasında çok büyük fark olduğunu belirten Çelik, "Burada oturan 65 yaş üstü bir vatandaşımız pandemi süresince sokağa çıkamadı. O sırada da burasının inşaatı başladı. Bitmek üzereyken 65 yaş üstüne belli saat aralığında çıkma izni verildiğinde o vatandaşımız buraya geldi, 'Bu hastaneyi ne yaptınız, yeni bir hastane mi yaptınız?' diye sordu. Yani, bu kadar değişti. 1 ay öncesiyle 1 ay sonrası arasında inanılmaz farklar var. Tamamen aslına uygun restore edildi. Çünkü sonradan hastaneye eklemeler yapılmış başka amaçlarla onların hepsi kaldırıldı bina ilk yapıldığı haline getirildi ve o şekilde restore edildi." dedi.

Çelik, pandemi dışında normal süreçte hastanenin Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Hastanesinin ek hizmet binası olarak hizmet vereceğini söyleyerek, "Yataklı servislerimiz tüberküloz servisi ağırlıklı olacak. Negatif basınçlı odamız var. Bu, özellikle aktif tüberküloz hastaları ve bulaştırıcılığı yüksek, solunum yoluyla da bulaşan hastalıklar açısından önemli. İçeriden dışarıya mikrop saçılmayacak şekilde, kendi içerisine mikrobu alıp filtre ederek dışarıya veren özel bir sistemi var. 2 oda 3 yatak şeklinde." şeklinde konuştu.

- "Tüberküloz hizmetiyle başlayacağız"

Gürhan Çelik, hastanenin İstanbul'un sağlık altyapısına sunacağı katkılara ilişkin şunları söyledi:

"Hadımköy semti Arnavutköy'e bağlı ama mesafe olarak uzak. Çatalca'ya, Esenyurt'a da mesafesi var. 24 saat hizmet verecek bir sağlık tesisine ihtiyacı vardı. Biz bunu da göz önünde bulundurduk. Projeyi geliştirirken buradaki esnaf ve vatandaşlarla da görüşmelerimiz oldu. Onların da böyle bir ihtiyacı olduğunu tespit ettik. Bu poliklinikler ve seviye 1 acil öyle oluşturuldu. İlk müdahalenin yapılabileceği, 24 saat hizmet veren bir sağlık kuruluşu haline getirdik. Yeni bir salgın olursa burası her şekilde hazır."

Hastanenin kovidli hastalara yoğun bakım olarak da hizmet verebilecek bir kapasiteye sahip olduğunu da belirten Çelik, "Hem bina hem teçhizat olarak hazır halde. Ventilatörlerimiz, monitörlerimiz, kameralarımız ve diğer bütün altyapılarımız tetkik manasında da hazır vaziyette. Şu anda tüberküloz hizmeti olarak servise başlayacağız ama gerek olursa Kovid-19 hastalarını da burada organize edip yatırabileceğiz." diye konuştu.

- Tomografi ve MR hizmetiyle bütün tetkikler yapılabiliyor

SBÜ Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Sedat Altın da Kovid-19 görülme sıklığı Türkiye'de azaldığı için hastaneyi şu anda göğüs hastanesi olarak kullanacaklarını belirtti.

"Tüberküloz, KOAH ve özellikle göğüs hastalıklarında daha uzun süre yatması gereken hastaları bu hastanede yatırarak tedavi edeceğiz." diye konuşan Altın, hastanenin bölge halkına hitap etmek için hazırlandığını söyledi.

Prof. Dr. Altın, hastanenin birinci basamak acil servisinin tomografi ve MR hizmetiyle bütün tetkiklerin yapılabildiği bir yer olduğunu belirterek, "Burada pratisyen hekim arkadaşlarımız 24 saat hizmet vermekteler. Günde yaklaşık 60-70 civarında hastamız gelmekte. Acilimiz de özellikle akşamları daha fazla olmak üzere 40-50 arasında." şeklinde konuştu.

- "Belki bir ek bina ama tam teşekküllü hastane gibi"

Özellikle pandemi sürecinde virüsün doğrudan akciğere giderek zatürreye yol açması nedeniyle hastalarda yoğun bakım ihtiyaçlarının ortaya çıktığını belirten Altın, "Bu hastane de hem göğüs hastalıkları hem de yoğun bakım hizmeti verebileceği ve bir pandeminin gerektirdiği tüm şartlara haiz olarak inşa edildiği için önemli. O nedenle Sayın Cumhurbaşkanımıza şükranlarımızı arz ediyoruz." değerlendirmesini yaptı.

Prof. Dr. Altın, hastanenin açılışından sonra ilk etapta acil servisin ve polikliniğin hizmete sokulduğuna işaret ederek, "1 Temmuz itibarıyla da hastaneye yatışlarımız başlayacak." diye konuştu.

Hastaneye başvuran vatandaşların, tüm sağlık kuruluşlarında olduğu gibi triyaja tabi tutulduklarını, ateşleri, öksürükleri varsa ve balgam çıkartıyorlarsa kendilerine PCR testi yapıldığını, daha sonra gerekirse tomografi çekildiğinide sözlerine ekledi.

"Belki bir ek bina ama tam teşekküllü hastane gibi değerlendirilebilir." diye konuşan Altın, hastanede 12 doktor ve 25 hemşire olmak üzere 90 personelin görev aldığını söyledi.

- "Göğüs hastalıkları yönünden önemli bir kazanım"

Prof. Dr. Sedat Altın, İstanbul'un pandemide en fazla hasta teşhisi konulan şehir olduğunu, ülkenin sağlık alt yapısı sayesinde personeli, tomografisi ve yoğun bakım yataklarıyla bu hastaların tedavisinde yeterli olabildiğini belirtti.

Özellikle Avrupa ülkelerinde sağlık sistemleri çöktüğü için pandemiden kaynaklı aşırı ölümler yaşandığını belirten Altın, sözlerine şu şekilde devam etti:

"Biz yaklaşık 2002'den itibaren Sağlıkta Dönüşüm Programı çerçevesinde yapılan uygulamalarla sağlık sistemini iyi organize ettik. Çalışan hekimlerimiz, göğüs hastalıkları uzmanlarımız, enfeksiyoncularımız, dahiliyecilerimiz özellikle bu pandemide büyük rol aldılar. Bu hastaların şu anda yoğun bakım ihtiyaçları azaldı. Daha çok ayaktan tedavilerine devam ediyoruz. Öbür taraftan göğüs hastalıkları hastaları artık kronik hastalıklar düzeyinde ve İstanbul'da da böyle hastanelere ihtiyaç var. Çünkü göğüs hastalıkları Yedikule ve Anadolu Yakası'nda da Süreyyapaşa olarak iki hastanede lokalize olmuş vaziyette. İlaveten burada 100 yatak kazanmış olmamız göğüs hastalıkları yönünden önemli bir kazanım diye düşünüyoruz. Bu hastaların çoğu nefes darlığı, öksürük ve balgam şikayetleri nedeniyle yatmak zorundadır. Bunları ayakta izlemekten ziyade hastaneye yatırarak takip etmemiz önemli. O açıdan yatak eksiğimizi bu hastaneyle karşılamış olmaktayız."

İstanbul'daki sahra hastaneleri 8 soruda tüm detaylarıyla!


 


Geri Dön