29 / 03 / 2024

İmar değişikliğine karşı dava açma süresi!

İmar değişikliğine karşı dava açma süresi!

Ait olduğu yerin yapı adalarını, bunların yoğunluk ve düzenini, yolları ve uygulamaya esas olacak diğer bilgilerin yer aldığı imar planında yapılan değişikliklere itiraz edilebiliyor. İşte imar değişikliğine karşı dava açma süresi...



İmar değişikliğine karşı dava açma süresi!

Ait olduğu yerin yapı adalarını, bunların yoğunluk ve düzenini, yolları ve uygulamaya esas olacak diğer bilgileri ayrıntılarıyla gösteren üzerine kadastral durumu da işlenmiş planlara imar planı deniyor. 


Plan ana kararlarını, sürekliliğini, bütünlüğünü, teknik ve sosyal donatı dengesini bozmayacak nitelikte, bilimsel, nesnel ve teknik gerekçelere dayanan, kamu yararının zorunlu kılması halinde plan üzerinde düzenlemeler yapılabiliyor.


Yapılan imar değişiklikleri, belirlenen yerlerde askıya çıkarılıyor. Askı ilanı süresi boyunca vatandaşların imar değişikliğine karşı dava açma hakkı bulunuyor. Peki imar değişikliğine karşı dava ne zaman açılır?


İmar değişikliğine karşı dava açma süresi..

Planlara ya da plan değişikliklerine öğrenildiği günden itibaren 60 gün içinde iptal davası açılabiliyor. Davalı idare, Davacının öğrenme tarihinin daha önce olduğunu ileri sürerse davacının bunu kanıtlaması gerekiyor. Kanıtlanması istenen tarih, belediyeden alınan imar durumu belgesinin tarihi ile tespit edilebiliyor.

 

"İmar Durumu Belgesi"nin verildiği tarih tebliğ tarihinden itibaren imar değişikliğine karşı 60 gün içinde dava açılabiliyor. İmar değişikliğine itiraz dilekçesi aşağıda yer alıyor:


İmar değişikliğine itiraz dilekçesi:


Tarih


İstanbul Valiliği

Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü


KONU: Çevre ve Şehircilik Bakanlığının 09.05.2013  tarih  ve 4733 sayılı oluru İle  onaylanan ve 15.05.2013 – 15.06.2013 tarihleri arasında askıya çıkarılan “Kadıköy  İlçesi,Kuşdili Çayırı Mevkii,1 Ada,71-72 Parseller ile kadastral boşluğa ilişkin 1/5000 ölçekli Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı ile 1/1000 Ölçekli Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı değişikliğine ilişkin itirazımız.



İTİRAZ NEDENLERİMİZ:

İtirazımıza konu olan  özel proje alanının  plan notlarında;


-Alanın % 30 u tek parsel olarak yapılaşmaya açılacak diğer %70 lik  bölümü ise kent meydanı, park ve yeşil alan olarak düzenlenecektir..


-Emsal hesabı  1ada,71-72 parsellerin kadastral alan toplamı (39668)m2 üzerinden hesaplanmak üzere  E:0.50  H:Serbest olup ,uygulama Çevre ve şehircilik bakanlığınca onaylanacak avan projeye göre  yapılacaktır…


-Birden fazla bodrum kat yapılabilir. Bir bodrum kat iskan edilebilir ve emsale dahildir. Bodrum katlar otopark olarak düzenlenebilir.Ayrıca meydan olarak düzenlenecek alanda yer altı otoparkı yapılabilir … notları yer almaktadır.


1-Bilindiği gibi tarihi Kuşdili Çayırı  III Derece Doğal sit alanıdır . İstanbul V Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 17.11.2011 gün ve 2011/128 Karar sayılı kararı ile söz konusu alanın “… Antik Khalkedon’un sınırlarının belirlenerek III. derece arkeolojik sit ilan edilmesi konusu ile birlikte tüm bu alanı içerecek şekilde bütüncül olarak doğal sit statüsü de dikkate alınarak değerlendirilmesine …” karar verilmiştir. denilmekte  ve  bölgenin arkeolojik  sit alanı ilan edilmesine yönelik çalışma ve araştırmalar sürmektedir.Bu alanda herhangi bir proje çalışmasından önce  arkeolojik kazı çalışması yapılması gerektiği , başlatılacak kazı çalışmalarının Antik Kalkhedon ile ilgili bilgilere çok önemli yeni bilgiler ekleyeceği ,  İstanbul’un karanlık noktalarına ışık tutacağı belirtilmiştir.


2-Askıdaki plan ile yapılaşma emsali 0,50 olarak belirlenmiş , ancak  brüt alan üzerinden  yapılacak emsal hesabı  ile  yapılaşma yoğunluğu artırılmıştır.


3-Yine plan notlarında yer alan , kent meydanı ,park olarak ayrılan alanın altının yer altı otoparkı olarak düzenlenmesine olanak  sağlayan  not  ile  yeşil alana ayrıldığı söylenen alanın da yeşil alan , park olarak  işlevlendirilmesi  mümkün olmayacaktır.. Çünkü parsel tamamında yapılacak yeraltı otoparkları, kentsel toprakların koruma kullanma dengesini bozmakta; kentleri insanların değil otomobillerinin yaşadığı betonlaşmış  alanlar haline getirmekte , gerek kentsel toprak kaybı gerekse iklim ve ekolojik  dengeler açısından (yer altı suyu, akışa geçen yağmur suyunun alçak bölgelerde yaratacağı su baskıları, nem, doğal havalandırma koridorlarının yok oluşu ) son derece büyük sakıncalar taşımaktadır.


Parselin tamamı  tarihi Kuşdili Çayırı olarak,  ağaç köklerinin, zemin sularının  yer altındaki beton blokların  üstüne değil toprağa ulaştığı, parselin doğal yapısının korunduğu bir yeşil alan olarak planlanmalıdır.


4-Söz konusu alan Kadıköy merkezinin çevresinde bulunan tek büyük boş alan durumundadır. Beklenen İstanbul depremi sonrasında, yardım faaliyetlerinin eşgüdümünün sağlanması, yardım malzemelerinin dağıtımı, olası yangınlardan insanların uzaklaşabilmesi gibi pek çok gerekçe ile boş alanlara gereksinim duyulacağı açıktır.


Kadıköy merkezi gibi nüfus yoğunluğunun çok yüksek olduğu bir alanda yukarıda belirttiğimiz gereksinimleri karşılayabilecek bir yaklaşımın dışına çıkılarak bu alanda  yapılaşma öngörülmesinde kamu yararı bulunmadığı açıktır.


5-Söz konusu alan, Kadıköy’ün, son derece yoğun bir trafik akışının bulunduğu bölgede,  Marmaray  Projesi’nin en önemli istasyonlarından biri olan Söğütlüçeşme’nin yanı başındadır. Var olan ulaşım ağının Marmaray Projesi’nin getireceği trafik yükünü dahi karşılaması olanaksızken yapılan  plan  değişikliği ile  getirilen ticari fonksiyonların, yeraltı ve yer üstündeki yapılaşmaların yaratacağı  ek trafik yükü bölgeyi içinden çıklımaz hale getirecektir.


6-Kadıköy ilçesinin yeni ticari merkezlere değil yeşil alanlara ihtiyacı vardır. Kuşdili çayırının bulunduğu bölgede farklı ticaret alanları mevcuttur ve hem Anadolu yakasına hem de Kadıköy ilçesine  hizmet edecek kapasiteye sahiptir ve  ticari arzın talebin üstünde olduğu  da bir gerçektir.


Plan notlarında yer alan ticari fonksiyonların tarihi ,doğal sit alanı olarak belirlenmiş ve yeşil alan olarak işlevlendirilmesi  gereken Kuşdili çayırında planlanması doğal sit alanlarındaki yapılaşma koşullarını belirleyen ilke kararına da aykırıdır. Koruma Yüksek Kurulu, 05.11.1999 günlü ve 659 sayılı ilke kararında doğal sit alanlarındaki yapılaşmanın koşullarını belirlemiş ve III. Derece Doğal Sit Alanlarını “doğal yapının korunması ve geliştirilmesinin” esas alındığı alanlar olarak ifade etmiştir. Bu alanlarda yapılacak, yer alacak işlevler alanın doğal dokusunu bozmayacak nitelikte ve alanın konumu büyüklüğü ile orantılı olmalıdır denilmiştir.


Bütün bu değerlendirmeler  çerçevesinde  hem fonksiyon hem de yapılaşma koşulları açısından sakıncalar taşıyan ve halen  askıda bulunan söz konusu plan teklifine itirazlarımızı sunar , başkaca itirazlarımıza ilişkin yasal haklarımız  saklı kalmak kaydıyla plan teklifinin iptali için gereğinin yapılmasını talep ederiz.


Ad Soyad          :


Vatandaşlık Numarası :


Adres :


İmar planı dava örnekleri!


Işıl Seren KESKİN/Emlakkulisi.com




Geri Dön