Oyakkent 3 Silüet'in satışının iptal edilmesi meclis gündeminde!

OYAK tarafından hayata geçirilecek olan Oyakkent Oyakkent 3 Silüet projesindeki konutların satışına dair yapılan duyuru ve bu duyurunun iptal edilmesi meclis gündemine taşındı. Zafer Partisi İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ, konuya ilişkin soru önergesi verdi.

Ümit Özdağ, sorularının Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar tarafından yanıtlanmasını talep etti. Özdağ, "Aşağıdaki sorularımın Milli Savunma Bakanı Sayın Hulisi AKAR tarafından, Anayasanın 98 inci ve TBMM İçtüzüğünün 96 inci ve 99 uncu maddeleri gereğince yazılı olarak yanıtlanmasını saygılarımla arz ederim" dedi. 

Özdağ, soru önergesinde şu açıklamalarda bulundu:

"15 Ekim 2021 Cuma günü saat 17:00 sularında, OYAK Genel Müdürlüğü tarafından, İstanbul Başakşehir OYAKKENT 3 SİLÜET Projesi'ndeki 1003 konut, 23 villa ve 20 ticari ünitenin 16 Ekim 2021 Cumartesi gününden itibaren herkese açık olarak (bütün yerli ve yabancılara Araplar dâhil) satışa sunulacağı duyurusu yapılmıştır. Duyuru da, OYAK Üyelerinin şahsen veya vekil yönlendirerek işlemlerini sadece İstanbul Başakşehir'deki satış ofisinde yaptırabileceği belirtilmiştir. 

OYAK Kanunun 33. maddesine göre OYAK Üyelerinin haberdar olabilmesi için en az 3 gün (72 saat) önceden yapılması gerekmektedir. Ancak buna rağmen satış duyurusu sadece 13 saat önce yapılmış ve böylece İstanbul dışında bulunan veya Irak, Suriye, Libya ve iç Güvenlik Harekât alanında görev yapan ya da denizde ve havada seyir halinde olan OYAK Üyeleri ile vekillerinin satış işlemlerine erişimi alenen engellenmiştir. 

Bu çerçevede bahse konu konut satışına katılmak için 16 Ekim 2021'de, İstanbul Başakşehir'deki OYAK Satış Ofisi'ne çok az sayıda OYAK Üyesi gelebilmiştir. Bu şekilde Türkiye Cumhuriyeti'nin hak ve menfaatlerini korumak için canı gönülden büyük bir özveri ile görev yapan OYAK Üyelerinin konut satın alma hakları, bilinçli veya bilinçsiz olarak ve alenen yok edilmeye çalışılmış ancak gerek OYAK üyelerinin gerekse kamuoyunun tepkisi neticesinde bahse konu işlem iptal edilmiştir. 

Satış Ofisi civarındaki izdihamda dikkat çeken görüntülerden birisi de yüzlerce emlakçinin, üzerinde emlak ofislerinin ad ve iletişim bilgilerinin bulunduğu lüks araçları ile bölgede hazır olmaları ve bütün giriş kapılarını tutmuş olmalarıydı. Kısacası bahse konu konutların satışı iptal edilmeseydi öncelikle hakkı olan OYAK üyelerinin yerine ne maksatla aldıkları manidar olan emlakçılara satılması muhtemeldi. 

Araplar dahil çok sayıda yabancı alıcının da bulunduğu yoğun kalabalık yüzünden halen görevde olan Ordu Komutanı Korgeneral'in eşi bile ana giriş kapısının uzağında ve arka sıralarda zar zor yer bulmuştur. Bunun üzerine yoğun kalabalık nedeniyle OYAK Satış Ofisi yetkilileri saat 10:00 sularında açıklama yaparak satışı ertelediklerini duyurmuştur. Erteleme kararı üzerine başta emlakçılar olmak üzere OYAK ile hiçbir alakası olmayan manidar bir grup OYAK Satış yetkililerini protesto etmiştir. 

Önceki yıllarda inşa edilen Başakşehir OYAKKENT 1. ve 2. Etapta yapılan konutlar önce OYAK Daimi Üyeleri ile birinci derece yakınları (anne, baba, eş ve çocukları) için satışa sunulmuş, belirli bir sürede satılmayan konutlar daha sonra halka arz edilerek satılmış olduğu bilinmektedir. 

Satışa sunulan konutların arsası, OYAK Daimi Üyeleri'nin maaşlarından kesilen paralar ile alınmıştır. Yani, istanbul Başakşehir OYAKKENT 3 SİLÜET Projesi'nin arsası OYAK Daimi Üyeleri'ne aittir. 

205 Sayılı OYAK Kanunu'nun 33. Maddesi'nde OYAK Kurumunun yapacağı hizmetler açık bir şekilde yazılmış olup anılan maddenin (g) fikrasına göre, OYAK Kurumu ve OYAK Yönetim Kurulu, Kurumun daimi üyelerine (aktif-muvazzaf ve EMS Sistemindeki emekli üyeler) ait arsalar üzerinde meskenler inşa etmeye ve kendilerine (OYAK Üyelerine) satmaya yetkilidir. OYAK Kanunu'na göre, İstanbul Başakşehir OYAKKENT 3 SİLÜET Projesi'ndeki konutlar, önce ve en az bir hafta süreyle OYAK Daimi Üyelerine satışa sunulmalı, tanınan sürenin sonunda satılamayan konutlar halka arz edilerek satılmalıdır. 

Halihazırda mevcut OYAK Yönetiminin bir kısım üyeleri tarafından da daha önce Total-M Oil, Sagra ve Tamek şirketlerinin satın alınması işlemlerinde OYAK Kanunu'nun 3. ve 17. Maddelerini ihlal edilerek bahse konu şirketlerin alımının yapıldığı hatırlarda durmaktadır."

Zafer Partisi İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ'ın soruları:

1. 205 Sayılı OYAK Kanunu'nun 33. Maddesi'nde OYAK Kurumunun yapacağı hizmetler açık bir şekilde yazılmış olmasına rağmen, her ne kadar iptal edilse bile bahse konu satışların kurum üyelerine haber verilmesine ve karar almasına mahal bırakılmadan alelacele bir tavırla satışına kim karar vermiştir? 

2. Bu satışa karar verenler hakkında, her ne kadar satış iptal edilse bile OYAK gibi onlarca yıllık kurumun kurumsal ciddiyetine zarar veren kişiler hakkında OYAK Yönetimince soruşturma yapılacak mıdır? 

3. Soruşturma sonucunda neden iptal edildiğine dair kurum ciddiyetine yakışır bir açıklama yapılacak mıdır? Aksi takdirde bu tür eylemlerin ileriki dönemlerde de devam edeceği ihtimali düşünüldüğünde kurumun güvenirliğini zedeleyeceği düşünülmekte midir? 

4. Bahse konu satış başta olmak üzere geçmişte yapılan yatırımlarda (TOTAL, M-Oil vb. gibi) dikkate alındığında 205 Sayılı OYAK Kanunu dikkate alınmadan benzer uygulama ve eylemler devam edecek midir? Devam etmesi durumunda kurumun kurumsal kimliğinden ayrılarak keyfi yönetimi olan bir kuruma dönüşeceği ve sonucunda kanunda belirtilen kuruluş amaç ve felsefesinden ayrılacağı düşünülmekte midir? 

5. Ayrıca bahse konu konutların satışının emlakçılar ve çoğunluğunu yabancıların (genel olarak Arapların) oluşturduğu bir gruba satılması ihtimali düşünüldüğünde, günümüzün en önemli sorunları arasında yer alan ve stratejik göç mühendisliğinin de ana temasını oluşturan ülkenin demografik yapısının değiştirilmesi hususu, OYAK tarafından inşa edilen konutların satışı ile emlak alımı yoluyla vatandaşlık elde edilmesi konusu dikkate alındığında, OYAK gibi üyelerinin tamamının vatan millet sevgisi ile donatılmış bir üye grubundan oluşan kurumun kurumsal kimliğine aykırı bir durum teşkil etmekte midir? Kısacası kurumun bu konut satışı ile yabancıların mülk alarak vatandaş olmasına olanak sağlanması, kurumun üyelerinin temel değerlerine ve satış yoluyla kurumsal kimliğine zarar verilmekte midir?

Pınar Demircan/Emlakkulisi.com