28 / 03 / 2024

Reşat Oktay, Menderes Türel’in projesini eleştirdi!

Reşat Oktay, Menderes Türel’in projesini eleştirdi!

CHP’li Büyükşehir Meclis Üyesi Reşat Oktay, Menderes Türel’in ‘çılgın projem’ dediği Boğaçay’ı projesinin“cambaza bak” projesi olduğunu iddia ederek, “Burada niyet bir rant yaratma projesidir” dedi



CHP’li Büyükşehir ve Muratpaşa Meclis Üyesi Reşat Oktay, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel’in ‘çılgın proje’ diye lanse ettiği Boğaçay’ı projesiyle ilgili sert konuştu. Boğaçay’ı projesinin “cambaza bak” projesi olduğunu iddia eden Oktay, “Burada niyetler farklıdır. Niyet şudur; bazıları üstüne alınabilir, bazı siyasiler üstüne alınabilir ama bu bir rant yaratma projesidir” dedi. Reşat Oktay’ın Menderes Türel’in büyük önem verdiği Boğaçay’ı projesiyle ile ilgili görüşleri şöyle:


AKLIMIZLA ALAY EDİLİYOR

“Sayın Menderes Türel’in 2007 döneminde vizyon projesi olarak ortaya koyduğu fakat 2009 yenilgisi sonucunda rafa kaldırdığı Boğaçayı projesini geçtiğimiz günlerde kamuoyuyla tekrar paylaştığını biliyoruz. Tabii ki kentlerin imar edilmesi, güzelleştirilmesi, yeni rekreasyon alanlarının yaratılması belediyecilikte önemli unsurlardır. Ama biliyoruz ki belediyecilikte kentin dizayn edilmesi, tekrar güzelleştirilmesi, yeni rekreasyon ve kullanım alanlarının halkın hizmetine sokulması bir anlamda o kentin doğasal dinamiklerini, kent ekolojisini, doğal yaşamı ve o bölgedeki coğrafyayı ve fenni kuralları göz ardı edercesine aklımızla alay ederek animatif gösterilerle şov yapmak anlamına da gelmemelidir. 


FARKLI BİR COĞRAFYAYA SAHİP

“Özellikle bu konuyu kamuoyuyla maddeler halinde paylaşmak istiyorum. Bir kere coğrafyayı Antalya kamuoyunun iyi tanıması gerekir. Boğaçayı olarak bildiğimiz çay, Çakırlar ve Doyran bölgesinden özellikle Karaman Çayı ile Çandır Çayı’nın birleşmesi sonucu oluşmaktadır. Boğaçayı yaklaşık 6 ila 6 buçuk kilometre yataklığı olan bir parçadır. Ama bu çayın ana kolları Çandır ve Karaman çaylarıdır. Bu çay yatağı yer yer 650 metre bir yatak genişliğine sahiptir. Bu yatak şu anda Akdeniz’den kod anlamında sıfır ile yaklaşık 8 metre arasında değişen bir kod derinliğinde görev görmektedir. Bu anlamda arka tarafında bu çayın akışını, debisini herhangi bir şekilde kontrol altına alacak ne doğal bir set yöntemi ne de daha sonra insan eliyle yapılmış baraj ve regülatör sistemi de yoktur. Bu çayın ortalama yaz ve kış aylarında değişmekle beraber ortalama debisi 350 metreküp/saniyedir. Ama Antalya’nın yağış ve iklim koşulları dikkate alındığında ve son 50 yıllık veriler dikkate alındığında iki veya üç kere yani 15-20 yılda bir kere bu çayımız 2 bin 500 metreküp/saniye suyu bir anda sel olarak Akdeniz’e taşıma kapasitesine sahiptir.”


BU PROJE BİR M.TÜREL PROJESİ OLAMAZ

“Sayın Menderes Türel yaptığı basın toplantısında burada Devlet Su İşleri’nin bu yatak düzenlemesiyle ilgili bir çalışma yapacağını ve bu çalışmada ortalama feyezan dediğimiz en yüksek kapasite olan 2 bin 300 metreküpü ikiyle çarparak 4 bin 600 metreküp/saniyeye göre bir yatak düzenlemesi ve ıslah çalışması yapacağını belirtti. Şimdi bir kere şunu ortaya koyalım. Bu proje bir Menderes Türel projesi olamaz. Böyle bir proje ancak ulusal bir proje olabilir. Bir merkezi otoritenin yerel yönetimle beraber yapabileceği bir proje olabilir. Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin bütçesi 1 milyon 460 bin lira olarak geçen hafta karara bağlandı. Gerçekleşme oranı yüzde 70 olarak kabul edersek en iyi rakamlarla Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin kasasına girecek olan para 1 milyar liradır. Bunun cari harcamalar ve diğer transfer harcamalarıyla dikkate aldığımız zaman Antalya kentine büyükşehir olarak Antalya Belediyesi’nin yapacağı yatırım tutarı Menderes Türel’in kendi ifadeleriyle 270 milyon lira civarında kalmaktadır. Bu projenin hayata geçirilmesi teknik açıdan mümkün değildir.”


TEKNİK ÇALIŞMA MEVCUT DEĞİL

“Bunu maddeler halinde sıralayacak olursak, Menderes Türel bir kere şunu demektedir; ‘Antalya’ya 40 kilometrelik yeni bir sahil kazandıracağız.’ Zaten Boğa Çayı’nın her iki yatağı altışar kilometreden 12 kilometre. Eğer 40 kilometre olarak bunu deklare ettiyse Çandır ve Karaman çaylarının kenarında da projeyi devam ettireceği anlaşılır. Eğer Karaman ve Çandır çaylarını da bu projenin içine dahil edecek şekilde bir çalışma yapılacak olursa bu Devlet Su İşleri’nin yapması gereken bir çalışmadır. Yaklaşık 200 milyon metreküplük bir malzemeyi -8’e indirecek şekilde buradan tahliyesi gerekir. Yani denizi sıfır kod olarak kabul edersek ve en üst kodu da 8 metre olarak kabul edersek sizin bu projeyi uygulayabilmeniz ve denizi buraya sokabilmeniz için o yataktan eksi derinlik anlamında asgari 8 metre daha dere yatağı malzemesini oradan tasfiye etmeniz gerekir. Bu da yaklaşık 200 milyon metreküptür. İkincisi, siz mevcut yatağın her iki tarafına bu regülasyon işlemini uygulamaya kalktığınız zaman ortalama 500 bin metreküplük bir iksa ve setteleme işlemi yapmanız gerekir. Şimdi Devlet Su İşleri’nin bu projeyi uygulayabilmesi için bugüne kadar geliştirmiş olduğu bir teknik çalışma mevcut değildir.”


BU BİR MAYMUNA BAK PROJESİDİR

“Bu bir cambaza bak projesidir, maymuna bak projesidir. Niyetler farklıdır. Niyet şudur; bazıları üstüne alınabilir, bazı siyasiler üstüne alınabilir ama bu bir rant yaratma projesidir. Bakınız bu dere yatağının içerisinde halen Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü’ne kayıtlı mülkiyet tapuları vardır. Yani bugünkü değeri sıfır olan, hiçbir işe yaramayan tapular vardır bu dere yatağının içerisinde. Devlet Su İşleri’nin bu çalışmayı yapabilmesi için bu yatak üzerinde kıyı ve kıyı kenar çizgisini belirlemesi gerekir. Bunu belirledikten sonra bu yatakla ilgili yatak düzenlemesi yapabilmesi için ya bu alandaki tapulu malları kamulaştırması gerekecektir ya da imar uygulaması yapmak suretiyle bu yataktaki tapulu alanların Boğa Çayı projesi adı altında imar uygulamasına dahil edilebilmesi için imar uygulamasına dahil edilmesi gerekir. Bakın rant projesi burada başlamaktadır. Kimsenin Boğa Çayı falan umurunda değildir, Menderes Türel’in de umurunda değildir. Burada umurda olan Boğa Çayı’nın içerisinde o yatakta bulunan tapulu arsaların ekonomiye kazandırılma yöntemidir. Onun için bu proje maymuna bak projesidir. 


KONYAALTI PLAJINI OYACAKTIR

“Akdeniz, özellikle kış aylarından yaklaşık 4 buçuk metreye kadar dalga boyuyla kabarıyor. Yani deniz kodu neredeyse nehir koduyla eşit noktaya gelmektedir. Lodos estiği günlerde deniz, nehirden gelen suya bir sette görevi görmekte, karşılamakta. O yüzden Antalya o bölgede iki defa ciddi anlamda sıkıntı yaşadı. Köprüler yıkıldı ve üzerinden su taştı. Akdeniz, zaman zaman bizim ‘sahil projesi’ dediğimiz plaj alanlarını tehdit etti, kırdı, döktü, yok etti. Şimdi siz diyorsunuz ki, ‘ben bir mendirek yapacağım. Mendirekler vasıtasıyla bu deniz suyunu, nehre baskı yapmasını ortadan kaldıracağım.’


Ama bu nehir içindeki malzemeyi de denize taşıyor.  Siz bu taşınan alüvyon malzemeyi sette ederek tutamazsanız, bir müddet sonra gelip mendireğin ağzını dolduracaktır. Bunun yanında mendireklere çarpan dalga, 45 derecelik bir açıyla mendireklerin her iki tarafında sahile vurmak suretiyle milyonlarca yılda oluşmuş Konyaaltı plajını oyacaktır. O sahil yolu ve plaj da ortadan yok olacaktır.”


BİLİM İNSANLARINA SAYGIMIZ SONSUZ

“Bu bir hayal projesidir. Bu bir imar rantı oluşturabilme projesidir. Boğaçayı bölgesindeki tapulu kadastral parsellerin imar planları yöntemiyle, imar uygulamasına sokulabilmesi için bir ön adımdır.


Bilim insanlarına saygımız sonsuz. Ama bu proje önce Antalya kentindeki teknik altyapıya sahip meslek kuruluşları tarafından nasıl analiz ediliyor ona bakmak lazım. Jeoloji mühendisleri odası, mimarlar odası, inşaat mühendisleri odası, kent plancıları odası, peyzaj mimarları odası gibi teknik yeterliliğe sahip ve bugün mahkemelere bilirkişilik tevdi eden odaların bu konuda teknik görüş ortaya koymaları gerekir.”


AÇILACAK DAVALAR YILLARCA SÜRER

“Bir başka konuda, bu projenin ulusal bir boyutunun olması gerektiğidir. Bu proje için 200 milyon metreküp iksa işleminin, yaklaşık 500 milyon metreküp civarında setteleme işleminin yapılabilmesi için DSİ’nin öncelikle kanal projesi içerisinde Bu Boğaçayı, Çandır ve Karaman çaylarının kıyı çizgisi ile kıyı kenar çizgisi üzerinde bir çalışma başlatması lazım ki, bu işleri yapabilsin. Bu arada açılacak davalar yıllarca sürer ve bu projenin yapılması önündeki en büyük engelleri oluşturacaktır. Fakat bu arada siz, imar uygulamaları yapabilmek için, onun önünü açabilmek için böyle bir projeyi Antalya’ya takdim ediyorsunuz. Doğal olarak mütedeyyin Antalyalı vatandaşlarımız bu hayal projesini, masal projesini, biz hizmet projesi olarak algılamakta zorluk çekiyorlar. Sonuç olarak bu proje bana göre masaldır. Masalcı Amca rant satmaktadır.”


Antalya Gazetesi


Geri Dön