29 / 03 / 2024

Veraset ilamının iptali davasında görevli mahkeme!

Veraset ilamının iptali davasında görevli mahkeme!

Veraset ilamı, kimlerin, ne oranda mirasçı olduklarını gösteren bir resmi belgeye deniyor. İlam, bazı durumlarda yanlış olabiliyor. Bu durumda, açılması gereken veraset ilamının iptali davasında görevli mahkeme hangisidir?



Veraset ilamının iptali davasında görevli mahkeme!

Sulh Hukuk Mahkemesinden veya noteden alınabilen veraset ilamı, kimlerin, ne oranda mirasçı olduklarını gösteren bir resmi belgeye deniyor. Mirasçılık belgesi olarak da bilinen veraset ilamı için Türkiye'nin her yerindeki mahkemelere başvuru yapılabiliyor.


Bu nedenle ölenin mirasçıları farklı mahkemelere müracaatla mirasçılık belgesi çıkarabiliyor.Mirasçı sayısının fazla olması gibi veya başka sebeplerden dolayı çıkarılan mirasçılık belgelerindeki miras paylarının farklılıklar gösterebiliyor. Bu doğrultuda hukuka aykırı olduğu düşünülen mirasçılık belgesinin iptali istenebiliyor. Peki, veraset ilamının iptali davasında görevli mahkeme hangisidir?


Davanın ölen kişinin yerleşim yerindeki Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılması gerekiyor. Dava örnekleri aşağıda yer alıyor:


YARGITAY 7. HUKUK DAİRESİ


E. 2012/6731 K. 2012/9996 T. 26.12.2012


DAVA: Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı-karşı davacılar Sermin Say ve arkadaşları tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:


KARAR: Dava, mirasçılık belgesinin iptali ile yenisinin verilmesi istemine ilişkindir.


Mahkemece davanın reddine karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya içeriğine ve yasal düzenlemelere uygun düşmemiştir.


Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6100 Sayılı HMK'nun 1.maddesinde mahkemelerin görevinin kanunla belirleneceği, 2. maddesinde ise dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalar ile şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkemenin aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu belirtilmiştir. Aynı Kanunun 4/1-ç maddesinde, Sulh Hukuk Mahkemesi veya Sulh Hukuk Hakiminin bu kanun ile diğer kanunların Sulh Hukuk Mahkemesini görevlendirdiği davaları göreceği açıklanmıştır. Öte yandan; aynı Kanunun 383. maddesinde çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkemenin aksine bir düzenleme olmadığı sürece Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu belirtilmiş, 382/2-c maddesi hükmünde ise miras hukukundaki çekişmesiz yargı işleri belirtilirken mirasçılık belgesinin verilmesi istemine ilişkin davalar da bu kapsamda sayılmış ne var ki; mirasçılık belgesinin iptali istemiyle açılan davalar hakkında düzenleme yapılmamıştır.


O halde; mirasçılık belgesinin iptali davalarının hasımlı olarak açıldığı, sonucunun tarafları açısından kesin hüküm oluşturduğu dikkate alındığında çekişmeli yargı kapsamında kalan davalardan olduğu, bu nedenle 6100 Sayılı HMK'nun yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonra açılan mirasçılık belgesinin iptali davalarına bakmakla görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu kuşkusuzdur. Görev kamu düzenine ilişkin olduğundan taraflarca öne sürülmese bile mahkemelerce kendiliğinden dikkate alınması gerekir.


SONUÇ: Hal böyle olunca; mahkemece açıklanan bu hukuksal olgular gözönüne alınarak davanın görev nedeniyle reddine, dosyanın görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekirken yasal düzenlemelere aykırı şekilde işin esası hakkında karar verilmesi isabetsiz, davalı-karşı davacılar Sermin Say ve arkadaşlarının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde ilgililerine iadesine, 26.12.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.


YARGITAY 7. HUKUK DAİRESİ


E. 2012/8699 K. 2012/9564 T. 19.12.2012


DAVA: Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davacı B.D. tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:


KARAR: Dava, mirasçılık belgesinin iptali ile yenisinin verilmesi istemine ilişkindir.


Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya içeriğine ve yasal düzenlemelere uygun düşmemiştir.


Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK'nun 1.maddesinde mahkemelerin görevinin kanunla belirleneceği, 2. maddesinde ise dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalar ile şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkemenin aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu belirtilmiştir. Aynı Kanunun 4/1-ç maddesinde, Sulh Hukuk Mahkemesi veya Sulh Hukuk Hakiminin bu kanun ile diğer kanunların Sulh Hukuk Mahkemesini görevlendirdiği davaları göreceği açıklanmıştır. Öte yandan; aynı Kanunun 383. maddesinde çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkemenin aksine bir düzenleme olmadığı sürece Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu belirtilmiş, 382/2-c maddesi hükmünde ise miras hukukundaki çekişmesiz yargı işleri belirtilirken mirasçılık belgesinin verilmesi istemine ilişkin davalar da bu kapsamda sayılmış ne var ki; mirasçılık belgesinin iptali istemiyle açılan davalar hakkında düzenleme yapılmamıştır.


O halde; mirasçılık belgesinin iptali davalarının hasımlı olarak açıldığı, sonucunun tarafları açısından kesin hüküm oluşturduğu dikkate alındığında çekişmeli yargı kapsamında kalan davalardan olduğu, bu nedenle 6100 sayılı HMK'nun yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonra açılan mirasçılık belgesinin iptali davalarına bakmakla görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu kuşkusuzdur. Görev kamu düzenine ilişkin olduğundan taraflarca öne sürülmese bile mahkemelerce kendiliğinden dikkate alınması gerekir.


Hal böyle olunca; mahkemece açıklanan bu hukusal olgular gözönüne alınarak davanın görev nedeniyle reddine, dosyanın görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekirken yasal düzenlemelere aykırı şekilde işin esası hakkında karar verilmesi isabetsiz,


SONUÇ: Davacı B.D'nin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde davacı B.D.'ye iadesine, 19.12.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.


Veraset ilamı neden alınır?



Işıl Seren KESKİN/Emlakkulisi.com




Geri Dön