20 / 04 / 2024

Konut kredilerinde kriz alarmı!

Konut kredilerinde kriz alarmı!

Akbank Bireysel Bankacılık Pazarlama BölümBaşkanı Cem Muratoğlu, konut kredilerindeki global krizin devam etmesi konut kredilerinde istenen hızlı ivmenin yakalanamayacağını ve genel pazardaki beklentileri yüzde 7-8 daralttıklarını kaydetti.



 


Muratoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, konut kredilerindeki faiz
artışlarının, piyasadaki fiyat artışlarıyla endeksli olmakla beraber,
piyasa faizleriyle aynı sıklıkta olmaması gerektiğini, dolayısıyla biraz
bekleyerek önlerini gördükçe artırdıklarını veya indirdiklerini söyledi.


Türkiye'deki dinamikler açısından değerlendirildiğinde çok fazla sorun
olmamakla beraber, konut kredisi gibi uzun vadeli fonlamanın sadece
Türkiye'deki kaynaklarla değil dışardaki kaynaklarla da dengelendiğinden
dış kaynaklardaki maliyet artışlarının son derece önemli olduğuna dikkat
çeken Muratoğlu, oradaki belli artışın faizlere yansıdığını, ancak
bundan sonra artışın devam edip etmeyeceğini öngörmenin kolay olmadığını
ifade etti.


"1.40-1.45 MANTIKLI"



Bugün Türkiye'nin maliyet dengelerine bakıldığında fiyatlamaların aylık
1.40-1.45 seviyelerinde bir bantta olmasının mantıklı olduğunu dile
getiren Muratoğlu, "Çünkü bu fiyatlarla satılan krediler bankalar
açısından dışardan alınabilecek maliyetlerle dengelenebiliyor" dedi.


Orta ve uzun vadede bakıldığında konut kredileriyle ilgili pozitif
senaryolarında bir değişiklik olmadığını, konut kredilerini bankacılık
sektöründe 2008 ve sonrasında büyümenin lokomotiflerinden biri olarak
gördüklerini vurgulayan Muratoğlu, 2008 ve sonrası için bütçelerinde
pozitif görüşlerini kesinlikle koruduklarını söyledi.


"TÜRKİYE, KRİZİN YAPISIYLA İLGİLİ RİSK TAŞIMIYOR"



Türkiye'nin şu anda global tutsat (mortgage) krizinin yapısıyla ya da
içeriğiyle ilgisi olmadığına dikkat çeken Muratoğlu, "Ancak bu (konut
kredilerindeki global kriz) devam ettikçe, faizlerde yükselme olursa
konut kredilerinde istediğimiz hızlı ivmeyi yakalayamayız. Genel
pazardaki beklentilerimizi, hedefi yaklaşık yüzde 7-8 daralttık. Ama
sonrası için pozitif görüşümüzü koruyoruz" şeklinde konuştu.


Geçen yıl Mayıs-Haziran aylarında yaşanan dalgalanmaları hatırlatan
Muratoğlu, "Geçen yıl da böyle başladı. Faizler, 1 seviyelerinden 2'ye
kadar gitti. Ben o kadar olumsuz değilim. Çünkü bankalar geçmişe oranla
konut kredisi verirken çok dikkatli, sürekli korumalar alarak
veriyorlar. Umarım hiçbir şekilde o boyuta gitmez, ama yine de öngörmek
mümkün değil" diye konuştu.


Yukarıya doğru trendin diğer bireysel kredilere sıçrama riskinin
potansiyel olarak var olduğunu, ancak söz konusu kredilerin hala
maliyetler üzerinde bir fiyata sahip olduğundan banka olarak örneğin
ihtiyaç ve taşıt kredi faizlerini yükseltme yoluna gitmediklerini
aktaran Muratoğlu, "Onlar henüz maliyetler açısından hemen yükseltilmek
durumunda değil. Ama tabii olası ikinci bir dalga gelirse, faizler
yükselirse o zaman onları da etkileyebilir" dedi.


 


DENİZBANK FİNANSAL HİZMETLER GRUBU BAŞKANI ATEŞ


Denizbank Finansal Hizmetler Grubu Başkanı Hakan Ateş de 2001'den bu
yana dünyada inanılmaz büyüklükte likiditenin açığa çıktığını
belirterek, risklerin değerlendirilmesinde belli boşlukların oluştuğunu,
belli kredi problemlerinin yaşanacağının ortaya çıktığını, ancak bunun
sistematik bir riske dönüşüp dönüşmeyeceğinin halen bir soru işareti
olduğunu söyledi.


Başta ABD olmak üzere merkez bankalarının likidite enjekte ettiklerini
hatırlatan Ateş, bununla kredi krizinden bir sorun çıkmamasını
sağlayabildiklerini ifade ederek, şöyle konuştu:
"Kredi sıkışıklıklarının geç geldiğini düşünürsek, bunun boyutunu,
derinliğini kimse bilmiyor. Ancak herkes şunu biliyor ki; artık bütün
piyasadaki riskler yeniden fiyatlanıyor. Bu da neyi getiriyor? Tabii ki
risk primlerinin artmasını... Dolayısıyla ekonomik göstergeler çok
gerektirmese bile, faizlerde en azından düşememe veya kısmi yükselişler
tabii ki beklenebilir. Bu sadece Türkiye için değil, dünya ekonomisi
için geçerlidir. Buna panzehir olarak FED'in faiz düşüreceği konusunda
sinyaller verildi. Ancak baz faizler düşse bile, risk priminin biraz
daha yükseleceğine kesin gözüyle bakabiliriz. Ama şu an itibarıyla
faizlerin buradan daha aşağıya hızlı düşeceği kanaatinde değilim. Burada
stabilize olacağı kanaatindeyim. Bu tabii kar marjlarını her anlamda
düşürecek. Ancak dünyadaki küresel sıkıntının derinleşerek artması
halinde, yükselen pazarlar kredi ve yatırım ihtiyacı içinde olan ülkeler
olduğu için, buralardaki kaynak sıkıntısı mutlaka faizlere yansır. O
zaman çok yüksek rakamları görebiliriz. Ama şu an için öyle bir tehdit
yok."



Ateş, konut kredileri faiz oranlarındaki artış sonrasında, diğer
kredilerin daha kısa vadeli ve riski daha az olduğu için en azından
düşmesinin gecikeceğini, biraz daha yukarıya gitmesinin ise çok büyük
sürpriz olmayacağını ifade etti.


 


GARANTİ BANKASI GENEL MÜDÜR YARDIMCISI ERBİL



Garanti Bankası Bireysel Bankacılıktan sorumlu Genel Müdür Yardımcısı
Ali Fuat Erbil de şu anda sektörde konut kredilerinde bazı oyuncuların
ayarlamayı yaptığını, ancak banka olarak henüz bir değişikliğe
gitmediklerini ve türbülans öncesindeki 1.34 seviyelerinde devam
ettiklerini kaydetti.


Türbülansın devamına bakıp değerlendirme yapmayı düşündüklerini dile
getiren Erbil, "Bugün, yarın bir şey yapar mıyız? Tam da emin değiliz.


Şu aşamada birazcık daha görüp hareket etmeyi tercih ediyoruz. Benim
şahsi görüşüm, faiz oranları, birazcık daha dalgalanma devam ettiği
takdirde 1.40-1.50 bandında olacaktır. Ağırlıklı 1.40-1.45 bandında
olabilir" şeklinde konuştu.


Konut kredileri satışlarının 2007'de çok kötü olmadığını, hatta
beklentilerin biraz üzerinde seyrettiğini dile getiren Erbil,
dalgalanmanın sektör veya banka açısından hedeflerin aşağıya düşürülmesi
veya revize edilmesi anlamına gelmeyeceğini söyledi.


Ali Fuat Erbil, faiz oranlarının yanı sıra, resesyon gibi beklentilerin
de çok önemli olduğuna dikkat çekerek, özellikle yatırım amaçlı
gayrimenkul alımında azalış gözlenebileceği, dolayısıyla hem faizler hem
de durgunluk beklentisi nedeniyle dalgalanma derinleştiği takdirde
olumsuz etkilenmenin söz konusu olabileceği görüşünü aktardı.


Geri Dön